A.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm ve cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda; dava konusu trafik kazası neticesinde, kazaya karışan araçlarda yolcu olarak bulunan, bir kısım davacıların murisi olan N. A.'nın vefat ettiği, diğer davacıların ise yaralandığı iddia edilerek asıl ve birleştirelen davalar açılmıştır. Davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, 20.08.2014 tarihli ara kararla maddi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz kararı verilirken manevi tazminat talepleri yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/33 D.iş dosyası ile delil tespiti talep edilmiş, yapılan keşif sonucu bilirkişilerin zararı ve zarara davalının kusurlu davranışı nedeni ile sebep olduğunu tespit ettiğini, bu şekilde de HMK'da öngörülen yaklaşık ispat " şartının sağlandığı, Somut olayda ihtiyati haciz talep edebilmek için kıymetli evrak vasfında bir belgeye dayanmayan bir alacak söz konusu olup, alacağın haksız fiilden kaynaklanan tazminata ilişkin olduğu, ihtiyati tedbir uygulanmadığı takdirde alacağın tahsili zor bir meblağa dönüşebileceği, müvekkilinin mağduriyetine yol açabileceği,ihtiyati tedbir şartlarının bulunduğu ileri sürülerek, kararın kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Davanın haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkindir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasına bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mi yoksa asliye ticaret mahkemesi mi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine verilmiş, davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava şartı niteliğindeki görev sorunu, kendiliğinden ve öncelikle irdelenmelidir....
Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK'nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda "...hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez... bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması..." hükme bağlanmıştır. İhtiyati tedbirin uygulanması sonucu, karşı tarafın zarar görme tehlikesi bulunduğundan HMK’nın 392. maddesinde tedbire karar verilirken talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İhtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir....
Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan tazminata (para alacağı) yönelik olduğuna göre davacı vekili tarafından ihtiyati haciz istenilmesinde ve ilk derece mahkemesince bu yönde karar verilmesinde kural olarak hukuka aykırılık bulunmamaktadır. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Somut olayda, iddia olunan zarar haksız eylemden kaynaklandığından 6098 Sayılı TBK.'nun 117/2 maddesi gereğince tazminat, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Trafik kazası, 18/03/2020 tarihinde gerçekleşmiş, dava 17/12/2021 tarihinde açılmış olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Öte yandan, manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir....
GEREKÇE: Dava, Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasıdır. Davalı taraf, cevap dilekçesi ile birlikte yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin Denizle Asliye Hukuk Mahkemesinin olduğunu ileri sürmüştür. Öncelikle davacı tarafından açılan davanın niteliğini belirlemek gerekir.Davacı haksız haciz sebebiyle maddi ve manevi tazminat talep etmiş olup kanuni dayanağı 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 259 maddesinde düzenlemesini bulmaktadır.2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür....
Maddesindeki para borcunun vadesinin gelmiş olması koşulunun, Yargıtay'ın yerleşmiş ve ilkeleşmiş kararlarına göre, haksız fiillerden kaynaklanan tazminat davalarında gerçekleştiğini, tazminat alacağının 'muaccel' hale gelmiş kabul edildiğini, haksız fiillerden zarar görüldüğüne ilişkin belgelerin, ihtiyati haciz isteminin kabulü için yeterli görüldüğünü, emsal Yargıtay 21. HD. 27.10.2014, E.2014/21038 K.2014/21387 sayılı kararınca "Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale gelir. Bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde ispat koşulu gerçekleşmiş olduğundan İİK 257 vd. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerekir." Denildiğini, somut olayda da tazminat alacağı muaccel hale geldiğinden ihtiyati haciz talebinin kabulü gerektiğini, Yargıtay 4.HD. 20.10.2014, E.2014/9434 K.2014/13476 sayılı kararında "Zarar, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir....
Öncelikle belirtmek gerekir ki, HMK'nin 389'uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu nedenle uyuşmazlık konusunun "para" olduğu gözetildiğinde, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir....
Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Yukarıda belirtilen belgelerde nazara alındığında haksız fiil (ölüm) tarihi itibarıyla davacıların maddi (destek) ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. İİK 257.madde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının haksız ihtiyati hacizden kaynaklı tazminat isteminde bulunması için öncelikle verilen ihtiyati haciz kararının haksız olması başka bir ifadeyle itiraz neticesinde işbu ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olması gerektiğini, ihtiyati hacze davacı tarafından yapılan itirazın red edildiğini ve ret kararının istinaf denetiminden geçerek kesinleştiğini, ortada şartları olduğu için verilen ve istinaf denetiminden geçerek kesinleşen bir ihtiyati haciz kararı bulunmakta olup; bu kapsamda ihtiyati haczin haksız olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, bu kapsamda ihtiyati haciz haksız bir nedene dayanmadığından davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesinin talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Haksız ihtiyati haciz iddiasından kaynaklı maddi ve manevi zarar talepli tazminat davasıdır. Deliller; Dosya içeriği, ......