Mahkemece yapılan keşifler sonucu iki katlı binanın yapım seviyesinin % 40 oranında olduğu, taşkın inşaat nedeniyle açılan temlikten tescil davalarının kabul edilebilmesi için müdahalede bulunan kişinin iyi niyetli olması gerektiği, eğer haksız yapının sahibi iyi niyetli değilse diğer koşulların araştırılmasına gerek olmadığı, davaya konu edilen her iki taşınmazın kadastro çapına bağlanmış tapulu olduğu, davalı tarafın mahallinde kamu görevlileri aracılığıyla ölçüm yaptırıp sınırlarını belirlemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, yapılacak yıkım masrafının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. ./.. 2016/16944-2017/561 -2- Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece elatmanın önlenmesi ve yıkım kararı ile birlikte yapılacak yıkım masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
ve gelen raporda haklılıklarının ortaya çıktığını yapılan şifahi görüşmelerde mutabakata varılamadığından haksız el atmanın önlenmesi ve binanın yıkılmasını, bunun mümkün olmaması halinde haksız el atılan yerin bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.04.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi ve maddi tazminat isteğine ilişkindir....
TMK’nın 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir....
Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....
tespit edildiği, İnşaat bilirkişisi ise 17/06/2019 raporunda özetle; arsanın m²'sine dava tarihi itibariyle 1.500,00 TL değer takdir edildiği, III A sınıfı 630,00 TL/m², IIIB sınıfı yapının ortalama m² bedelinin dava tarihi itibariyle 750,00 TL/m² olarak ortalama olarak 690,00 TL/m² tespit edildiği, arsa değeri tecavüzlü kısmının 19.005,00 TL, tecavüzlü kısımdaki binanın değerinin 11.960,00, tecavüzlü kısmın kesilmesi halinde bu kısmın onarım bedeli proje bedeli dahil 10.000,00 TL, taşkın kısmın kal'i halinde yıkım ve molozların nakli bedelinin 2.000,00 TL olduğu, dava konusu 2 parsele komşu 1 parsele yapılan yapının mevcut imar duruma göre KAKS İnşaat Alanı katsayısı esas alındığında 120,08 m² inşaat yapıldığı, taşkın inşaat nedeniyle 13,93 m² inşaat alanının azalmış durumda olduğu, inşaat alanın azalmasından dolayı 0,116 m² değer kaybına uğradığı, değer kaybı bedelinin 16.791,00 TL olduğu, taşkın inşaat nedeniyle uğranılan zarar toplam bedelinin 35.796,0 TL olduğu, 12,67 m² alanın 20...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin olup, davalı savunma yoluyla Türk Medeni Kanunu'nun 725 inci maddesi uyarınca taşkın bölüm bakımından temliken tescil isteminde bulunmuştur. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” kenar başlıklı 683 üncü maddesinin 2 inci fıkrası hükmüne göre; “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” 2....
Davacı T7 terekesi temsilcisi vekilinin davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesine karşı dosyaya sunmuş olduğu 20/12/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; "bu iddia haksız ve yersizdir. Zira: Bizim istinaf başvuru dilekçemizde ve yargılamanın önceki aşamalarında da arz ve izah ettiğimiz gibi: 4721 s. TMK’nun 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Davalı Belediye Başkanlığının iyiniyetli olarak taşkın inşaat inşa etmesi mümkün değildir. İnşaat, tapu sahibi T7'ın rızası dışında yapılmıştır. Bu nedenle temliken tescil talebinin reddi gerekir. Ancak bu iddia da doğru olmadığı gibi tam tersine müvekkillerimin taşkın inşaat nedeniyle uğradığı müsbet ve menfi zarar karşılanmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 7 parsel sayılı taşınmazına komşu 6 parsel maliki davalı tarafından yapılan duvarın ve inşaat temelinin tecavüzlü olduğunu, davalının taşkın binası nedeniyle kendi taşınmazına inşaat yapamadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerinde bulunmuştur. Davalı, müdahalesinin olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının müdahalesi sabit görülerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının itirazı yerinde değildir....
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1- 120- 96 sayılı kararı) davacı taraf istinaf bozma ilamından sonra ecrimisil isteğinden feragat ettiğinden ecrimisil isteğinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, belirtilen nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine " karar verilmiştir....