Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir. 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Somut olayda; davalı ...'ın işçisi olarak tren ve istasyon şefi sıfatıyla çalışan davacının iş sözleşmesinin İş Kanunu'nun 17/d. maddesi uyarınca yazılı bildirim ile 30.09.2014 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır....

    İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir. 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel şartlarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih sebeplerinin geçerli (veya haklı) olduğunu ispatlayacaktır....

      Bölge adliye mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, Sigorta Acenteleri Yönetmeliğine göre, sigorta şirketlerinin zorunlu sigorta komisyonlarını acente bazında değiştiremeyecekleri, ancak tüm acenteleri için bunu uygulayabilecekleri, bu nedenle davalının indirimden önceki oranla komisyona hak kazandığı, taraflar arasındaki sözleşmede hedef iş unsuru bulunmadığından fesihin haksız olduğu, davalı şirketin fesihten sonra kendisiyle devam eden müşterileri nedeniyle önemli menfaat elde ettiği, ilk derece mahkemesinin tazminat hesabının hakkaniyete uygun olduğu, talep edilen cari hesap ve komisyon alacağının belirli olduğu, ancak denkleştirme alacağının belirsiz olduğu, bu nedenle denkleştirme alacağının hepsine dava tarihi itibariyle faiz uygulanacağı, hak düşürücü sürenin de dava tarihi itibariyle dolmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılması ile davanın kabulüne, cari hesap alacağın 1.437,00 TL dava tarihi olan 26/02/2015, komisyon...

        "İçtihat Metni" Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, karar davalılardan alt yüklenicinin çalışanı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı alt yüklenici çalışanı tacir değildir. Dairemiz, tacirler arasında haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarına (trafik kazalarından kaynaklanan maddi hasara ilişkin tazminat davaları hariç) bakmaktadır. Bu olgu gözetildiğinde dava Dairemizin görevi haricindedir. Hal böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu ve Başkanlar Kurulu kararlarına göre yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay (3).Hukuk Dairesine ait olmakla birlikte anılan Dairece de aidiyet kararı verilerek dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, temyiz inceleme yerinin belirlenmesi için dosyanın Yüksek Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’na SUNULMASINA, 28.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Davalı vekili; usulüne uygun görülen şekilde fesih yapıldığını, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 18. maddesinde belirlenen 30 günlük feshi ihbar süresine uyulmadığı ancak aynı madde uyarınca taraflar arasında sözleşmenin yenilenmesinden itibaren 10 gün içinde yeni dönemin ücreti konusunda anlaşılamadığı için sözleşmenin münfesih hale geldiği, haksız fesihten bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi; sözleşmenin davalı tarafından haklı sebeble feshedildiği bu nedenle kazanç kaybı talep edilemeyeceği, diğer zarar kalemlerinin de isbat edilemediği gerekçesiyle istinafa başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

            Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir. Davalı işveren, iş sözleşmesinin işletmenin ve işyerinin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

              Sözleşmemizde feshin sonuçları ile ilgili maddelere uygun olarak gereğini yapmanızı fazlaya ilişkin her türlü haklarımızı saklı tutarak ihtar ederiz.” denilerek, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında akdedilen mezkur tek satıcılık niteliğindeki bayilik sözleşmesinin hiçbir haklı neden gösterilmeksizin davalı şirket tarafından Anayasa, TTK, TBK. ve ilgili Yargıtay İçtihatları ve Doktrindeki tüm görüşlere tamamen aykırı olarak haksız olarak feshedildiğini, sözleşmenin feshinden önce müvekkili şirkete davalı Nanoksia'nın teslim ettiği ürünlerin büyük bir kısmının ayıplı mal olduğunu, ürünler teslim edildikten sonra teslim edilen dezenfektanların mantarlaşmış olduğunun tespit edildiğini, bu hususta davalı şirket ile görüşüldüğünü ve durum ifade edilmişse de bir sonuç alınamadığını, müvekkilinin haksız fesihten dolayı zarara uğradığını, ayıplı ifa ve sözleşmeyi tek taraflı ve haksız feshinden doğan nedenlerle müvekkili şirketin uğramış olduğu menfi ve müspet zararlar, yoksun kalınan kar...

                İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir. 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür....

                  başlandığı, fesihten bir hafta kadar önce yapılan toplantı nedeni ile işverenin davacının üyeliği ve faaliyetinden haberdar olduğu, üretim müdürü ve montaj şefinin fesihten bir gün önce davacının da içinde bulunduğu toplantıya katılan işçileri odasına çağırarak sendikaya üye olup olmadıklarını sorup e-devlet şifrelerini istediği, istifa etmeye zorlandıkları, bir gün sonra hepsinin iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmadan feshedildiğini, feshin sendikal nedene dayandığını belirterek feshin geçersizliği ile davacının işe iadesini, işe başlatılıp başlatılmama şartına bağlı olmaksızın en az 1 yıl 3 aylık sendikal tazminat ve boşta geçen süre ücretinin tespitini talep etmiştir....

                  Fesih tarihi, kabule göre 01.09.2006 olup, davacı fesihten yaklaşık 2 yıl sonra Bölge Çalışma Müdürlüğüne şikayetçi olmuş ve işbu davayı açmıştır. Yukarıdaki bütün hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının doğum izni ve arkasından kullandığı ücretsiz iznin bitiminde çocuğuna bakmak için tekrar ücretsiz izin istediği ve izin talebi işverence kabul edilmeyince iş sözleşmesini bildirimsiz olarak sona erdirdiği anlaşılmaktadır. İşverenin işçiye yasal zorunluluk dışında ücretsiz izin verme yükümlülüğü olmayıp, İş Kanunu'nun 24. maddesinde de işçiye bu gerekçe ile haklı nedenle fesih imkanı tanınmadığından davacı işçinin yaptığı fesih haksız olmakla, mahkemece davacının kıdem tazminatı talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu