Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Dava, her ne kadar elatmanın önlenmesi ve tazminat davası olarak açılmış ise de hükümde elatmanın önlenmesi yönünden karar verilmediği gibi bu husus bozma nedeni de yapılmamıştır. Uyuşmazlık; haksız eylemden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, “Tarafların sıfatına bakılmaksızın (tacirler dâhil), haksız eylemden kaynaklanan (suç teşkil eden eylemler, haksız haciz, haksız ihtiyati tedbir, haksız şikâyet vb. dâhil) davalar nedeniyle verilen” hüküm ve kararlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (4.)...

    DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/03/2021 KARAR TARİHİ : 05/10/2021 YAZIM TARİHİ : ......

      Bu nedenlerle davacının, davadaki talebin sözleşmeye dayanmadığı, haksız fiil ve haksız rekabet hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacı vekili sundukları uzman görüşünde belirtildiği üzere, davacının Çekya hukukuna göre tazminat talep etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle tahkim şartının geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Taraflar, bir sözleşme ilişkisine uygulanacak maddi hukuk kurallarını serbestçe seçebilirler. Somut olayda da taraflar hukuk seçimi yapmışardır. Seçilen maddi hukuk kurallarına göre tazminat talep hakkının bulunup bulunmaması tahkim şatını geçersiz hale getirmez. Bu husus kamu düzeniyle de ilişkili bir husus olarak değerlendirilemez. Davacının tazminat talep hakkının bulunup bulunmadığı hakem tarafından değerlendirilecek bir konu olup tahkim sözleşmesinin geçerliliği ile ilgili değildir....

      Somut olaydan sonra yargılama sırasında yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 122. maddesinde açıkça "denkleştirme istemi" olarak tanımlanan, doktrinde de "müşteri tazminatı", "portföy tazminatı", "portföy akçesi" olarak da ifade edilen bu tür tazminat, dava konusu uyuşmazlığa uygulanan mülga 6762 sayılı TTK'nın sigorta hükümlerinde açıkça düzenlenmemiştir. Ancak, anılan Kanun'un 134. maddesinde muhik bir sebep olmadan ve üç aylık ihbar müddetine riayet etmeksizin akdi fesheden tarafın, başlanmış işlerin tamamlanmaması yüzünden diğer tarafın uğradığı zararı tazmine mecbur olduğu, müvekkilin veya acentenin iflas veya ölümü yahut hacir altına alınması sebebiyle acentelik mukavelesi sona ererse, işlerin tamamen görülmesi halinde acenteye verilmesi gereken ücret miktarına nispetle tayin olunacak münasip bir tazminatın acenteye yahut yukarıdaki hallere göre onun yerine geçenlere verileceği hükme bağlanmıştır. Fesihten sonraki tazminat alacağı bu şekilde belirlenmiştir....

        Bölge adliye mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, Sigorta Acenteleri Yönetmeliğine göre, sigorta şirketlerinin zorunlu sigorta komisyonlarını acente bazında değiştiremeyecekleri, ancak tüm acenteleri için bunu uygulayabilecekleri, bu nedenle davalının indirimden önceki oranla komisyona hak kazandığı, taraflar arasındaki sözleşmede hedef iş unsuru bulunmadığından fesihin haksız olduğu, davalı şirketin fesihten sonra kendisiyle devam eden müşterileri nedeniyle önemli menfaat elde ettiği, ilk derece mahkemesinin tazminat hesabının hakkaniyete uygun olduğu, talep edilen cari hesap ve komisyon alacağının belirli olduğu, ancak denkleştirme alacağının belirsiz olduğu, bu nedenle denkleştirme alacağının hepsine dava tarihi itibariyle faiz uygulanacağı, hak düşürücü sürenin de dava tarihi itibariyle dolmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılması ile davanın kabulüne, cari hesap alacağın 1.437,00 TL dava tarihi olan 26/02/2015, komisyon...

          İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir. 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel şartlarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih sebeplerinin geçerli (veya haklı) olduğunu ispatlayacaktır....

            İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir. 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Davalı işyerinde ... Şube Müdürü olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, davalı ...Ş.'nin, ... A.Ş.'...

              İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir. 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Davalı işyerinde Bornova Şube Müdürü olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, davalı ...Ş.'nin, Fortisbank A.Ş.'...

                İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir. 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Somut olayda; davalı ...'ın işçisi olarak tren ve istasyon şefi sıfatıyla çalışan davacının iş sözleşmesinin İş Kanunu'nun 17/d. maddesi uyarınca yazılı bildirim ile 30.09.2014 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır....

                  Davalı vekili; usulüne uygun görülen şekilde fesih yapıldığını, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 18. maddesinde belirlenen 30 günlük feshi ihbar süresine uyulmadığı ancak aynı madde uyarınca taraflar arasında sözleşmenin yenilenmesinden itibaren 10 gün içinde yeni dönemin ücreti konusunda anlaşılamadığı için sözleşmenin münfesih hale geldiği, haksız fesihten bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi; sözleşmenin davalı tarafından haklı sebeble feshedildiği bu nedenle kazanç kaybı talep edilemeyeceği, diğer zarar kalemlerinin de isbat edilemediği gerekçesiyle istinafa başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu