Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet 1-Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğundan, suça konu sürücü belgesi aslının getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması, aldatma niteliğinin ne şekilde gerçekleştiğinin karar yerinde tartışılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu yönünden; a)Olay günü, sanığın trafik kontrolü yapan ekiplere sahte sürücü belgesini ibraz etmesinden ibaret eyleminde, henüz herhangi bir tutanak düzenlenmeden önce gerçek kimliğini açıkladığı ve tüm tutanakların gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiğinin anlaşılması karşısında...

    Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder." hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekmektedir. Ceza verilememesi hali tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konudur ve tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı gözetilmeksizin, mahkemece tazminat konusunda da karar verilmesi gerekirken tazminat isteminin mahkemenin hukuk bölümü için tutulan esas defterine kaydedilmesine karar verilmesi isabetsiz olduğundan temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün BOZULMASINA, 06.07.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1655 KARAR NO : 2021/2480 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BANDIRMA İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/03/2021 NUMARASI : 2019/182 ESAS 2021/96 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Haciz İhbarına Karşı Yalan KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili 25/04/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle;müvekkili tarafından borçlu T9 aleyhinde Bandırma 2. İcra Müdürlüğünün 2019/1021 Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığını, kesinleşme sonrası Doğa Country A.Ş. Tarafından Turnacı Teknoloji Ürn. İlt. Hizm. İnş. Ve Gıda San. Dış Tic. Ltd....

      Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder." hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere çözümlenmesi gerekmektedir. Ceza verilememesi hali tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konudur ve tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı gözetilmeksizin tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün bu yönüyle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Tetkik mercii tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder." düzenlemesi karşısında, haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekmektedir. Ceza verilememesi hali tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konu olup, tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı gözetilmeksizin tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün bu yönüyle istem gibi BOZULMASINA, 21.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder." biçimindeki düzenleme karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği, cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekmektedir. Ceza verilememesi hali tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konu olup, tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı gözetilmeksizin tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 21.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, hüviyeti hakkında yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: A) Sanığın eyleminin bir bütün halinde 765 sayılı TCK’nun 343/2 maddesinde yazılı kişinin hüviyeti hakkında yalan beyanda bulunması suçunu oluşturduğu belirlenerek yapılan incelemede ; Sanığa yüklenen kişinin hüviyeti hakkında yalan beyanda bulunması suçunun gerektirdiği cezanın, türü ve süresine göre 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımının suç tarihi olan 01/12/2003 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı...

              Ceza Daireleri Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Günü : 06.03.2009 Sayısı : 518-92 Özel belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma ve başkasına ait kimliği kullanma suçlarından sanık ...’ın; 1- Sahtecilik suçundan beraatine, 2- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma ve başkasına ait kimliği kullanma suçlarından 5237 sayılı TCY’nın 44. maddesi uyarınca TCY’nın 268. maddesi yollaması ile 267/1. ve 53. maddeleri gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 06.03.2009 gün ve 518-92 sayılı hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 20.10.2009 gün ve 21768-16812 sayı ile; “İddianamede açıklanan eyleme Yargıtay Yasasının 14. maddesine ve temyizin kapsamına göre” görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderildiği Yargıtay 11....

                Bölge Adliye Mahkemesi’nce; borçluya gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması durumunda, ortada bir haksız fiil bulunmadığından tazminat isteminin de reddi gerektiği, davalıya İİK.nın 89.maddesi gereğince yapılan haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibariyle borcun kesinleşmesinin gerekeceği, anılan tarih itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir alacak-borç ilişkisinin var olmasının gerekeceği, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması halinde ortada bir haksız fiil bulunmadığından tazminat isteminin de reddi gerektiği, davacı vekilince davalının takip borçlusu ... Sertatıl'a ödemesi gereken ecri misil alacağı dava konusu edilmiş olup esasen sanık ile borçlu ......

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Mahkumiyet Trafik kontrolü sırasında durdurulan sanığın, başka suçtan arama kaydının bulunması nedeniyle ismini ... olarak söylediği, polislerin daha önceden ... hakkında işlem yaptıklarından sanığın gerçeği söylemediğini anlaması üzerine polis merkezine götürerek gerçek kimliğini tespit ettiği, ... adına düzenlenmiş belge bulunmadığı anlaşılmakla, TCK 206. maddesinde düzenlenen “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma” suçunun unsurlarının oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. madde ve fıkrasında düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğunun gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanık ve vasisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca...

                    UYAP Entegrasyonu