Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Beraat Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, sanığa yüklenen “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma” suçunun, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nin 206/1. maddesinde öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu, aynı Yasa'nın 66/1-e maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 20.10.2010 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 66/1-...

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması Hüküm : 1- TCK'nın 206/1, 62/1, 50, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet (1500 TL Adli para cezası) 2- TCK'nın 268/1. maddesi delaleti ile 267/1, 62/1, 50, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet (6000 TL Adli para cezası) Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan hükmolunan adli para cezasının miktarı ve 1412 sayılı CMUK'nın 305/2. maddesindeki temyiz sınırı itibariyle hükmün kesin olması nedeniyle sanığın temyiz isteğinin CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, 2- Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hükme ilişkin temyize gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen...

      Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu oluşur....

        Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekmektedir. Ceza verilememesi hali tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konudur ve tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı gözetilmeksizin tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle,hükmün bu yönüyle BOZULMASINA, 20.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Kamu görevlisinin, görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK’nin 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması halinde Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gereklidir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihi olan 26.11.1999'tan inceleme tarihine kadar 765 sayılı TCK'un 102/4 ve 104/2.maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı kanunun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK'nın 223/8.maddesi gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 06/02/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, davalının suç teşkil eden (memura yalan beyanda bulunma suçu) eylemi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkin olup buna ilişkin kararın temyiz incelemesini yapmak görevi Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14.maddeesine göre Yüksek (4) Dairesine ait olmakla beraber anılan Dairece gönderme kararı verildiğinden temyiz inceleme yerinin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına SUNULMASINA 24.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Yalan Beyanda Bulunma Suçu (İKK. 338) HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın, 10/04/2015 tarihinde tebliğ olunan kararı, CMUK'nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra 22/04/2015 tarihinde temyiz etmesi nedeniyle temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, 28.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Kamu görevlisinin görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK'nın 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde Kabahatler Kanununun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gerekir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.04.2014 tarih 2013/9-452 esas, 2014/153 karar sayılı kararına göre de; "5237 sayılı TCK'nın 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşması için yalan beyanın resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yapılmış olması gerekmektedir. Resmi bir belgenin düzenlenmesi sırasında beyanda bulunacak kişinin gerçeği söyleme zorunluluğu vardır....

                    imzalaması şeklindeki eyleminin TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturacağı ve hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 27.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu