Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi’nin 20/04/2009 tarih, 2009/701 Esas ve 2009/8464 Karar sayılı ilamında ise özetle üçüncü kişiye gönderilen haciz müzekkeresine karşı rehin hakkının ileri sürmesi halinde bunun istihkak iddiası niteliğinde olacağı ve İİK’nun 99. maddesindeki prosedürün izlenmesi gerektiğinin belirtildiği, somut uyuşmazlıkta davalıya haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği gözetilmeyip İİK’nun 99. maddesindeki istihkak prosedürü işletilmediğinden atılı suçun ve tazminat unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatine ve tazminat talebinin reddine karar verilmesi hükümler sonuç itibarıyla doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. Eylemlere, yükletilen suçlara ve tazminat talebinin reddi kararlarına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA 17/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    Hukuk Dairesi’nin 20/04/2009 tarih, 2009/701 Esas ve 2009/8464 Karar sayılı ilamında ise özetle üçüncü kişiye gönderilen haciz müzekkeresine karşı rehin hakkının ileri sürmesi halinde bunun istihkak iddiası niteliğinde olacağı ve İİK’nun 99. maddesindeki prosedürün izlenmesi gerektiğinin belirtildiği, somut uyuşmazlıkta davalıya haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği gözetilmeyip İİK’nun 99. maddesindeki istihkak prosedürü işletilmediğinden atılı suçun ve tazminat unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatine ve tazminat talebinin reddine karar verilmesi hükümler sonuç itibarıyla doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. Eylemlere, yükletilen suçlara ve tazminat talebinin reddi kararlarına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA 17/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      Hukuk Dairesi’nin 20/04/2009 tarih, 2009/701 Esas ve 2009/8464 Karar sayılı ilamında ise özetle üçüncü kişiye gönderilen haciz müzekkeresine karşı rehin hakkının ileri sürmesi halinde bunun istihkak iddiası niteliğinde olacağı ve İİK’nun 99. maddesindeki prosedürün izlenmesi gerektiğinin belirtildiği, somut uyuşmazlıkta davalıya haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği gözetilmeyip İİK’nun 99. maddesindeki istihkak prosedürü işletilmediğinden atılı suçun ve tazminat unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatine ve tazminat talebinin reddine karar verilmesi hükümler sonuç itibarıyla doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. Eylemlere, yükletilen suçlara ve tazminat talebinin reddi kararlarına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA 17/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Hukuk Dairesi’nin 20/04/2009 tarih, 2009/701 Esas ve 2009/8464 Karar sayılı ilamında ise özetle üçüncü kişiye gönderilen haciz müzekkeresine karşı rehin hakkının ileri sürmesi halinde bunun istihkak iddiası niteliğinde olacağı ve İİK’nun 99. maddesindeki prosedürün izlenmesi gerektiğinin belirtildiği, somut uyuşmazlıkta davalıya haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği gözetilmeyip İİK’nun 99. maddesindeki istihkak prosedürü işletilmediğinden atılı suçun ve tazminat unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatine ve tazminat talebinin reddine karar verilmesi hükümler sonuç itibarıyla doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. Eylemlere, yükletilen suçlara ve tazminat talebinin reddi kararlarına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA 17/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Tic ve San Ltd Şti adına çıkartılan 89/1 haciz ihbarnamesi, 04.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, 89/1 haciz ihbarnamesine karşı 08.03.2017 tarihinde yasal süresi içerisinde üçüncü kişi şirket tarafından itiraz edilmiştir. Takip alacaklısı davacı vekilinin ise, 12.09.2017 tarihinde 1.000,00 TL tazminat yönünden dava açtığı ve sonrasında 18.02.2020 tarihli 107.206,94 TL miktarlı ıslah dilekçesi ile tazminat miktarını ıslah yoluyla artırdığı anlaşılmaktadır....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince verilen ilk kararda; '' davacı - karşı davalının, davalı - karşı davacıyı yakınlarından kıskandığı, davalı - karşı davacının yaşı konusunda ablasının kimliğini kullandığını söylediği, çocuk tedavisi sırasında davacı - karşı davalının şüphelenip araştırma yaptığı, davalı-karşı davacının gerçek yaşını öğrenince yalan söylediği ve kandırıldığı için tartıştıkları, davacı - karşı davalının, davalı - karşı davacıya şiddet uyguladığı, davacı - karşı davalının ailesinin de davalı - karşı davacının gerçek yaşını öğrendiği, davacı - karşı davalının şiddeti nedeniyle davacı - karşı davalının, davalı - karşı davacı hakkında şikayetçi olduğu ve Ankara 6....

            e karşı açtıkları manevi tazminat davası yönünden, İİK'nin 257 nci maddesinin 1 inci fıkrası kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir. Davacılar tarafından açılan maddi tazminat davasına ilişkin ihtiyati haciz talebi bakımından; ileri hükmolunacak maddi tazminatı poliçe limitiyle sınırlı biçimde ödemekten kaçınmasına olanak bulunmayan davalı sigorta şirketi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır....

              Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; dosyada bulunan kolluk tarafından düzenlenen ifade tutanakları ile davacının yaralanmasına ilişkin raporların manevi tazminat istemi bakımından, alacağın varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin kanı oluşturacak nitelik taşıdığı ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da bulunduğu gözetilerek; davacının davalı sürücü T3 ile davalı işleten T4'e karşı açtıkları manevi tazminat davası yönünden, İİK'nin 257 nci maddesinin 1 inci fıkrası kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir. Davacılar tarafından açılan maddi tazminat davasına ilişkin ihtiyati haciz talebi bakımından; ileri hükmolunacak maddi tazminatı poliçe limitiyle sınırlı biçimde ödemekten kaçınmasına olanak bulunmayan davalı sigorta şirketi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır....

              Manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok sübjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır....

                Yalan söylemek deyimi, tabiî olarak gerçeği inkar etmeyi de kapsamaktadır" şeklinde açıklanmıştır. Yalan tanıklık suçundan bahsedebilmek için failin hem tanıklık yaptığının hem de tanıklığı sırasında söylediklerinin gerçeğe aykırı olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Tanığın gerçeğe aykırı her beyanı yalan tanıklık suçunu oluşturmayacaktır. Bu nedenle tanığın doğru sandığı açıklamaların objektif olarak gerçek dışı olması bu suçun oluşması için yeterli değildir. Tanığın bilinçli olarak gerçekten ayrılması gerekmektedir. Bu itibarla tanık, beyanında samimi olduğu ve algıladığı olayı tamamen algılayış biçimi içinde açıkladıysa yalan beyanda bulunmuş sayılmamalıdır. Zira yalan gerçeğin kasten değiştirilmesi olup yanılma ve ihmal ederek veya bilmeyerek söylenen sözlerde, yalan tanıklık suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla tanığın beyanları arasında çelişki bulunması tek başına yalan tanıklık suçunun oluştuğunun kabulü için yeterli değildir....

                  UYAP Entegrasyonu