CEVAP: Davalı QNB Finansbank AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın bu sigorta ilişkisinde taraf olmadığını, daini mürtehin sıfatı da bulunmadığını, bu kapsamda açılan iş bu davada taraf sıfatı bulunmadığından davanın müvekkil banka yönünden husumetten reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kredi sözleşmesi ile hayat sigortası arasında bağlantı bulunmadığını, hayat sigortasının ihtiyari olduğunu, belirtildiği üzere müteveffanın tacir olup müvekkil banka ile 27.11.2014 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzaladığını, müteveffanın hayat sigortası yaptırırken sağlık durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmuş olduğundan tazminat talebinin sigorta şirketi tarafından reddedildiğini, dava konusu olayda müvekkil bankanın kusur ve sorumluluğu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Davalı sigorta şirketi vekili, sigortalının ölmeden önce ölümüne neden olan kronik hepatit tanısı ile KC Kistik hastalığının olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin sigorta ettiren Finansbank A.Ş'ye gönderdiği 23.01.2012 tarihli yazı ile uzun süreli kredi grup hayat sigortası başvuru ve sağlık beyan formunda hastalığını beyan etmediği, etmiş olsa idi sigorta kapsamına alınamayacağı yahut başvurusunun ret edileceği gerekçesi ile vefat nedeniyle herhangi bir tazminat ödenmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
Hukuk Dairesinin 10.12.2021 2018/2267 Esas, 2021/1891 Karar ve 24/02/2022 tarih, 2018/2728 Esas, 2022/299 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere Güvenli Hayat Kredi Koruma Grup Poliçesi nedeniyle davalı sigorta şirketlerinin ödeme yapmamasından dolayı kredi borcunun mirasçılar tarafından ödenmesine dayalı olarak alacak istemine ilişkin dava ile krediye bağlı hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin dava, somut olayda da murisin davalı bankadan çektiği ileri sürülen (ticari olmayan) bireysel kredilerden kaynaklanan Uzun Süreli Kredi Koruma Grup Sigorta Poliçesi nedeniyle davalı sigorta şirketinden ve bankadan alacak istemine ilişkin dava bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığından görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar...
Somut olayda davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin tarımsal kredi borcu için hayat sigortası yapıldığını, murisin kredi borcu ödenmeye başlamadan önce vefat ettiğini, sigorta poliçesi nedeni ile davalı bankaya borçlu olmadıklarını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunmuştur. Davalı banka tarafından gönderilen belgelere göre davacıların murisi ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların savunmalarında ve kredi ödeme planında kullanılan kredinin tarımsal kredi olduğu belirtilmiş ise de esasen yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında tarımsal kredi de genel kredi gibi ticari kredi olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla kredi sözleşmesi ticari nitelik taşımakla birlikte uymazlığın temelini hayat sigortası oluşturmaktadır. Yargıtay 17. H.D. bu tür uyuşmazlıklarda kredinin türüne göre değil hayat sigortasına göre görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğuna karar vermektedir. (Yargıtay 17....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ''Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı vekili tarafından hiçbir kutucuğun işaretlenmediği halde DASK'ın yapıldığı, bu durumda müvekkillerinin murisine karşı davalı Banka'nın aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediği iddia edilmiş, davalı vekili ise DASK'ın zorunlu sigorta olduğunu belirtilmiş olup, dava dışı Neova Sigorta'dan gelen sigorta poliçesi ve ekleri incelendiğinde davacıların murisinin hayat sigortası poliçesinin bulunmadığı, herhangi bir prim ödemediği, murisin hayatta olduğu dönemde de hayat sigortasına ilişkin prim kesilmemesi karşısında da bankaya karşı herhangi bir başvuru yapmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verildiği '' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dava, krediye dayalı olarak yaptırılan hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 21.05.2014 dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır....
Gıda Turizm Ltd.Şt' aracılığı ile Volkswagen Doğuş Finansmanı A.Ş.den 23.01.2015 tarihinde 2014 model 34 XX 835 plakalı Volkswagen marka araç alımı nedeniyle 23.01.2015 tarihinde 48 ay vadeli 86.299,70 TL limitli kredi kullandığı ve yine 2015 model 34 XX 797 plakalı aracı satın alması nedeniyle 15.01.2016 tarihinde 48 ay vadeli 57.895,86 TL limitli aracı satın alması nedeniyle kredi kullandığı ve kredi tahsisi sırasında kredi kullanan muris T11 başvurusu üzerine VDF firması ile Kredi Koruma Grup Sigorta Poliçesi tanzim edildiği ve 23.01.2015 başlangıç tarihli 215002635 nolu ve 15.01.2016 başlangıç tarihli 216005180 nolu Kredi Koruma Plus Standart Grup Sigortası poliçesi ile grup poliçelerine dahil edildikleri, dain-i mürtehin ise Volkswagen Doğuş Finansman A.Ş olarak belirlendiği, kredi kullanan murisin 18.01.2017 tarihinde vefatından sonra mirasçıların kredi koruma sigorta poliçesinden kaynaklı olarak davalı şirketten tazminat talep edildiği, ancak davalı tarafından muris T11 poliçe...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirket ile davacı murisleri arasındaki davanın, Ziraat Bankası AŞ ile müvekkili şirket arasında akdedilmiş bulunan grup hayat sigortası kapsamında yapılmış bulunan tarımsal kredilere ilişkin grup hayat sigortası kapsamında sigortalanan davacılar murisinin vefatı sonrası talep edilen sigorta bedelinin tahsiline yönelik olduğunu, murisin Ziraat Bankası AŞ den 2010 yılından beri kullandığı krediler ve bu kredilere bağlı olarak tanzim edilmiş poliçelerinin bulunduğunu, bu poliçelerin sigortalının vefat tarihinde yürürlükte bulunmadığını, her kredi ve kredi işlemine ilişkin yapılan hayat sigortası işleminin kendi özelliklerine göre belirlendiğini, yenilendiğini ancak sigortalının vefat tarihi itibariyle sona erdiğini, sigortalının vefat tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tek poliçesinin ise 16/10/2014 tarihinde kullanılan ve sonraki yıllarda yenilemesi yapılan 69.000- TL lik tarımsal kredisine ilişkin olduğunu, alacak isteminin esastan reddine, yargılama...
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: a)Maddi tazminat yönünden; Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 91. maddesi uyarınca yapılması zorunlu --------sigortasına dayalı rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle zarar gören tarafından açılmış geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik kalemlerinden oluşan maddi tazminat davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1473/1 maddesi uyarınca "Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder." 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1478 maddesi uyarınca "(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir."...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :... ... .ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2015 NUMARASI : 2013/304-2015/249 Taraflar arasındaki dava, işyeri sigortasına dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....