Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı sigorta şirketi vekili, sigortalının ölmeden önce ölümüne neden olan kronik hepatit tanısı ile KC Kistik hastalığının olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin sigorta ettiren Finansbank A.Ş'ye gönderdiği 23.01.2012 tarihli yazı ile uzun süreli kredi grup hayat sigortası başvuru ve sağlık beyan formunda hastalığını beyan etmediği, etmiş olsa idi sigorta kapsamına alınamayacağı yahut başvurusunun ret edileceği gerekçesi ile vefat nedeniyle herhangi bir tazminat ödenmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, hayat sigortasına dayalı vefat teminatının tahsiline ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacılar vekili müvekkillerinin murisinin bankadan tüketici kredisi kullandığını, davalı şirketin kredi kullanımı esnasında hayat sigortası yaptığını, murislerinin daha sonra vefat ettiğini belirterek vefat tazminatının kendilerine ödenmesini istemiş, davalı vekili ise murisin hastalığını bildirmediğini bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığını iddia etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın reddine dair verilen kararın onanmasını istediklerini, ancak aleyhlerine hükmedilen 5.248,86 TL tazminat yönünden kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, çekilen krediden ilk 4 taksidin mirasbırakan tarafından ödendiğinin kabul edilmesinin isabetsiz olduğunu, her ne kadar banka kayıtlarında taksitlerin mirasbırakan ... tarafından ödendiği gözükse de kredi taksitlerinin kendileri tarafından ...’e ve onun istediği kişilere gönderildiğini, dosyaya ibraz edilen makbuzlarda bu durumun sabit olduğunu, davacının hiçbir zararının bulunmadığını belirterek tazminat yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. 2....

      CEVAP: Davalı QNB Finansbank AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın bu sigorta ilişkisinde taraf olmadığını, daini mürtehin sıfatı da bulunmadığını, bu kapsamda açılan iş bu davada taraf sıfatı bulunmadığından davanın müvekkil banka yönünden husumetten reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kredi sözleşmesi ile hayat sigortası arasında bağlantı bulunmadığını, hayat sigortasının ihtiyari olduğunu, belirtildiği üzere müteveffanın tacir olup müvekkil banka ile 27.11.2014 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzaladığını, müteveffanın hayat sigortası yaptırırken sağlık durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmuş olduğundan tazminat talebinin sigorta şirketi tarafından reddedildiğini, dava konusu olayda müvekkil bankanın kusur ve sorumluluğu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava işyeri sigortasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca dosyanın temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dava dosyasının anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :... ... .ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2015 NUMARASI : 2013/304-2015/249 Taraflar arasındaki dava, işyeri sigortasına dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ''Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı vekili tarafından hiçbir kutucuğun işaretlenmediği halde DASK'ın yapıldığı, bu durumda müvekkillerinin murisine karşı davalı Banka'nın aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediği iddia edilmiş, davalı vekili ise DASK'ın zorunlu sigorta olduğunu belirtilmiş olup, dava dışı Neova Sigorta'dan gelen sigorta poliçesi ve ekleri incelendiğinde davacıların murisinin hayat sigortası poliçesinin bulunmadığı, herhangi bir prim ödemediği, murisin hayatta olduğu dönemde de hayat sigortasına ilişkin prim kesilmemesi karşısında da bankaya karşı herhangi bir başvuru yapmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verildiği '' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

          Somut olayda davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin tarımsal kredi borcu için hayat sigortası yapıldığını, murisin kredi borcu ödenmeye başlamadan önce vefat ettiğini, sigorta poliçesi nedeni ile davalı bankaya borçlu olmadıklarını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunmuştur. Davalı banka tarafından gönderilen belgelere göre davacıların murisi ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların savunmalarında ve kredi ödeme planında kullanılan kredinin tarımsal kredi olduğu belirtilmiş ise de esasen yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında tarımsal kredi de genel kredi gibi ticari kredi olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla kredi sözleşmesi ticari nitelik taşımakla birlikte uymazlığın temelini hayat sigortası oluşturmaktadır. Yargıtay 17. H.D. bu tür uyuşmazlıklarda kredinin türüne göre değil hayat sigortasına göre görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğuna karar vermektedir. (Yargıtay 17....

          Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dava, krediye dayalı olarak yaptırılan hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 21.05.2014 dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır....

          Hukuk Dairesinin 10.12.2021 2018/2267 Esas, 2021/1891 Karar ve 24/02/2022 tarih, 2018/2728 Esas, 2022/299 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere Güvenli Hayat Kredi Koruma Grup Poliçesi nedeniyle davalı sigorta şirketlerinin ödeme yapmamasından dolayı kredi borcunun mirasçılar tarafından ödenmesine dayalı olarak alacak istemine ilişkin dava ile krediye bağlı hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin dava, somut olayda da murisin davalı bankadan çektiği ileri sürülen (ticari olmayan) bireysel kredilerden kaynaklanan Uzun Süreli Kredi Koruma Grup Sigorta Poliçesi nedeniyle davalı sigorta şirketinden ve bankadan alacak istemine ilişkin dava bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığından görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar...

            UYAP Entegrasyonu