Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

geçen süre ücreti hesabına esas alınamayacağını, giydirilmiş brüt ücrete ekleme yapılırken kullanılan hesaplama metodununda hatalı olduğunu, senelik yapılan ödemelerin aylık ortalaması hesaplanırken 1 senelik toplam tutarın 365'e bölünüp 30'la çarpılması gerektiğini, buna göre bireysel emeklilik sigortası, grup yaşam sigortası, grup sağlık sigortası, yol yardımı ve yemek yardımının hatalı hesaplandığını, boşta geçen süre ücreti hesabına AGİ tutarının eklenmesinin hatalı olduğunu belirterek, hükmün ortadan kaldırılması istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/617 Esas KARAR NO : 2021/507 DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ : 11/05/2018 KARAR TARİHİ : 08/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili, Mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalının ZMMS ile sigortacısı olduğu ... plakalı aracın yaya olan davacıya tam kusurlu olarak çarpması nedeniyle meydana gelen kazada davacının olay nedeni ile işini yapamaz hale geldiğini, müvekkilinin tedavilerinin yıllardır devam ettiğini, bu nedenle olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş olmakla yapılan açık yargılama sonunda; GEREKÇE: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde, hasar tarihi 12.05.2008 yılı olduğundan tazminat talebinin zaman aşımına uğraması nedeni ile reddinin...

    Dosya kapsamına göre; davalı Kurum ile dava dışı ... arasında akdedilmiş sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi bulunduğu, davacıların, Kurumla sözleşmesi bulunan anılan özel sağlık kuruluşunda yapılan tedavi giderlerinden ilave ücreti (fark ücreti) aşan miktarın davalı Kurum tarafından ödenmesi için yaptıkları 05.01.2010 tarihli idari başvurunun Kurumca; 5510 sayılı Yasada, Genel Sağlık Sigortası Yönetmeliğinde ve Sağlık Uygulama Tebliğinde, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortalılarından Kurumun belirlediği ilave ücretten fazla ücret alması halinde bu ücretin sağlık hizmeti sunucularından mahsup edilerek genel sağlık sigortalılarına ödenmesi hususunda düzenleme bulunmadığından bahisle reddedildiği, davalı Kurum tarafından sağlık hizmeti satın alma sözleşmesine aykırı hareket edildiği gerekçesiyle anılan özel sağlık kuruluşuna cezai şart uygulandığı anlaşılmaktadır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 62. maddesinde “Bu Kanun gereğince genel sağlık...

      Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; günümüzde bu konudaki yaygın kanının bireysel iş sözleşmeleri ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin bire bir, tek tek ya da bütün olarak değil, konuların gruplandırılarak karşılaştırılması gerektiği yönünde olduğunu, örneğin bireysel iş sözleşmesindeki ücret ve ekleri ile ilgili hükümlerin, Toplu İş Sözleşmesinde yer alan ücret ve eklerine ilişkin düzenlemelerle, benzer şekilde, izin hakkına ya da ihbar önellerine ilişkin hükümlerin de karşılıklı olarak ve bütüncül bir nazarla karşılaştırılması gerektiğini, bu karşılaştırma neticesinde, işçinin ücret ve ekleri açısından daha lehe olan hükümler içermesi halinde, bireysel iş sözleşmesinin ücret konusundaki hükümlerinin geçerliliğini sürdürdüğü kabul edilmesi gerektiğini, bu yönde bir karşılaştırma yapılırken ücrete ilişkin lehe olan hükümlerin bir kısmının Toplu İş Sözleşmesinden bir kısmının ise bireysel iş sözleşmesinden alınarak sonuca gidilmesi doğru olmadığını, davacıya ait bordrolar incelendiğinde...

      Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; günümüzde bu konudaki yaygın kanının bireysel iş sözleşmeleri ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin bire bir, tek tek ya da bütün olarak değil, konuların gruplandırılarak karşılaştırılması gerektiği yönünde olduğunu, örneğin bireysel iş sözleşmesindeki ücret ve ekleri ile ilgili hükümlerin, Toplu İş Sözleşmesinde yer alan ücret ve eklerine ilişkin düzenlemelerle, benzer şekilde, izin hakkına ya da ihbar önellerine ilişkin hükümlerin de karşılıklı olarak ve bütüncül bir nazarla karşılaştırılması gerektiğini, bu karşılaştırma neticesinde, işçinin ücret ve ekleri açısından daha lehe olan hükümler içermesi halinde, bireysel iş sözleşmesinin ücret konusundaki hükümlerinin geçerliliğini sürdürdüğü kabul edilmesi gerektiğini, bu yönde bir karşılaştırma yapılırken ücrete ilişkin lehe olan hükümlerin bir kısmının Toplu İş Sözleşmesinden bir kısmının ise bireysel iş sözleşmesinden alınarak sonuca gidilmesi doğru olmadığını, davacıya ait bordrolar incelendiğinde...

      Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; günümüzde bu konudaki yaygın kanının bireysel iş sözleşmeleri ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin bire bir, tek tek ya da bütün olarak değil, konuların gruplandırılarak karşılaştırılması gerektiği yönünde olduğunu, örneğin bireysel iş sözleşmesindeki ücret ve ekleri ile ilgili hükümlerin, Toplu İş Sözleşmesinde yer alan ücret ve eklerine ilişkin düzenlemelerle, benzer şekilde, izin hakkına ya da ihbar önellerine ilişkin hükümlerin de karşılıklı olarak ve bütüncül bir nazarla karşılaştırılması gerektiğini, bu karşılaştırma neticesinde, işçinin ücret ve ekleri açısından daha lehe olan hükümler içermesi halinde, bireysel iş sözleşmesinin ücret konusundaki hükümlerinin geçerliliğini sürdürdüğü kabul edilmesi gerektiğini, bu yönde bir karşılaştırma yapılırken ücrete ilişkin lehe olan hükümlerin bir kısmının Toplu İş Sözleşmesinden bir kısmının ise bireysel iş sözleşmesinden alınarak sonuca gidilmesi doğru olmadığını, davacıya ait bordrolar incelendiğinde...

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2020 NUMARASI : 2016/475 ESAS 2020/80 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Hayat Sigortası Sözleşmesi Kaynaklı) KARAR : Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babası T13 18/01/2013 tarihinde Türkiye İş Bankası Merzifon Şubesinden ihtiyaç kredisi aldığı, kredi nedeniyle hayat sigortası sözleşmesi yapıldığı, muris T13 28/11/2015 tarihinde vefat ettiği, durumun T7 bildirildiği ve kredi borcunun ödenerek yapılan ödemelerin iadesinin talep edildiği, davalı sigortacının sigortalıya sigorta başlangıç tarihinden önce kalp hastalığı teşhisi konulduğu ve başvuru formunda beyan edilmediği, gerçek dışı beyan bulunduğu gerekçesi ile taleplerinin reddedildiği, sözleşmenin tam ve eksiksiz doldurulması yönünde sigortalının uyarılmadığı ve gerekli bildirimlerin yapılmadığı, sözleşmenin yapıldığı sırada murisin ölüm sebebiyle bağdaşır nitelikte herhangi bir rahatsızlığının bulunmadığı, ölüm sebebinin ani kalp krizi olduğu, 6102/m.1439 gereği sigorta...

      Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ: 12/04/2022 NUMARASI: 2021/130 (E) - 2022/202 (K) DAVANIN KONUSU: Alacak KARAR TARİHİ: 17/01/2023 Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkil şirket ile dava dışı ... arasında özel sağlık sigortası sözleşmesi bulunduğunu, bu kişinin, 29/04/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle tedavi gördüğü hastaneye 19/07/2017 tarihinde 30.752,35 TL ödeme yaptıklarını ve davalı SGK'nın, 6111 sayılı yasa kapsamında tedavi giderlerinden kaynaklı sorumluluğu bulunduğunu belirterek sigortalıya yapılan ödemenin davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur....

        DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 19.07.1999 tarihinde acentalık sözleşmesi ile hayat, sağlık ve ferdi kaza sigortası branşlarında davalı şirketin acentesi olarak faaliyete başladığını, 19.06.2007 tarihinde sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, fesih tarihinden sonra da devam eden poliçelerin dönüşüm komisyonlarından kaynaklı alacaklarının ödenmediğini ve zarara uğradığını ileri sürerek müvekkili şirket tarafından yapılan poliçelerin fesih tarihinden sonrasına denk gelen dönemlere ilişkin dönüşüm komisyon (prim) alacakları yönünden 3.000,00 TL, 5684 Sigortacılık Kanunu'nun (5684 sayılı Kanun) 23 üncü maddesinin 15 ve 16 ncı fıkrası uyarınca kaynaklanan alacak haklarına istinaden 3.000,00 TL tazminat, teminat mektubunun haksız ve dayanıksız bir şekilde davalı şirket tarafından nakde çevrilerek irat kaydedilmesinden kaynaklanan zarar bakımından 3.000,00 TL olmak üzere toplamda şimdilik 9.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar...

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kısmen kabulü ile 4.809,36 TL davaya konu trafik kazası nedeniyle davacıda oluşan geçici işgörmezlikten kaynaklı maddi tazminat bedelinin davalının temerrüt'e düştüğü ve dava tarihi olan 23/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta poliçesindeki teminat limiti kapsamında davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının daimi iş görmezlikten kaynaklı tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; 01.06.2015 sonrası tanzim edilen poliçeler ile ilgili taleplerde geçici iş görememezlik talebinin tedavi gideri sayılması sebebiyle SGK’nın sorumluluğunda olması gerektiğini, bu hususların göz ardı edilerek hüküm kurulduğunu beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava: Trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu