Nitekim TBK.md.444 ve devamı hükümlerinde, HİZMET SÖZLEŞMELERİNDE de işçiye en fazla 2 yıllık süre Rekabet Yasağı getirilmesine izin verilmiş ve fakat bu yasak nedeniyle işveren tarafından işçiye uygun bir tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmemiştir. Kanunun sistemine uygun olan, yani asıl olan, kanunun izin verdiği bir Rekabet Yasağı getirilen (bu yasağa tabi kılınan kişiye) tazminat ödenmemesidir. Rekabet Yasağı getirilen, yani bu yasağa tabi kılınan kişiye tazminat (fedakarlığın denkleştirilmesi bedeli) ödenmesi istisnai bir düzenlemedir. Belirli bir sözleşme için (örneğin acentelik sözleşmesi için) böyle bir istisnai düzenleme içeren kanun hükümlerinin başka sözleşmelere de kıyasen uygulanması ise hukuk sistemimize uygun değildir. Buna göre davacının davalıdan, iddia ve talep ettiği bir tazminat alacağına hak kazanmadığı anlaşılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlar kanununun 444 ve 447 maddelerine göre hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonraya ilişkin rekabet yasağından kaynaklanan davaların mutlak ticari davalardan olduğu ve bu dava hallerinde ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, sözleşme sonrası rekabet yasağına iş sözleşmesinde yer verilmiş olmasının bu konuda farklılık yaratmayacağını, İş mahkemeleri kanununda rekabet yasağı sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda iş mahkemelerinin görevli olduğuna dair herhangi bir yasa hükmünün yer almadığını, uyuşmazlığın ortaya çıktığı dönemde tarafların işçi ve işveren sıfatına haiz olmadığını, uyuşmazlığın tek kaynağının müstakil nitelikli ve iş ilişkisinin sona ermesinden sonra hüküm ve sonuçlarını meydana getiren ayrı bir rekabet yasağı sözleşmesi olduğunu, iş akdinin sona ermesinden sonraya ilişkin rekabet yasağı ihlali iddiasından kaynaklı davanın görevli mahkemesinin ticaret mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle ilk derece...
İşçinin bizatihi hizmet sözleşmesinden ve buna bağlı olarak oluşan iş (hizmet) ilişkisinden kaynaklanan rekabet etmeme ve işverene ait sırları saklama yükümlülüğü, TBK’nın 396. maddesinde tanımlanan ve kanundan kaynaklanan işçinin özen ve sadakat borcu ile ilişkili olup TBK’nın 444. maddesinde tanımı yapılan ve taraf iradesine bağlı olarak ortaya çıkan rekabet etmeme taahhüdü (rekabet yasağı) ise, açıklanan bu karakteri nedeniyle, işçinin kanundan kaynaklanan özen ve sadakat yükümlülüğünün bir devamı yahut işçinin bu borcunun, sözleşme sona erdikten sonra da devamına olanak sağlayan bir düzenleme niteliğinde değildir....
Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447. maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Borçlar kanununun 348. ve devamı maddelerine dayalı olarak iş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir. İşçi ile işveren arasında rekabet yasağı sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda iş mahkemelerinin görevli olduğu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.09.2007 tarih ve 2007/11-602-591, 22.09.2008 tarih ve 2008/9-517-566 sayılı kararları ile de kabul edilmiş ve Yargıtay 9....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, rekabet yasağının ihlalinden kaynaklanan tazminat davasıdır....
ve öğreneceği işverene ait mesleki ve sair nitelikteki iş sırlarını hiçbir şekil ve surette ifşa etmeyeceğini, herhangi bir şekilde ifşa ettiği takdirde hakkında yapılabilecek cezai tatbikata şimdiden rıza gösterdiğini kabul ettiği gibi, bundan dolayı işverenin uğrayacağı zararları tazmin edeceğini taahhüt etmektedir." maddesini de imzalayarak kabul ettiğini, davalı bizzat bu ihtarnamede bu sözleşmenin fesihten sonra da geçerli olduğunu, aykırı hareketin cezai anlamda sonuç doğuracağını bildiğini açıkça ikrar ettiğini, iş hayatında işverenin menfaatlerinin korunabilmesi, işletmenin devamının sağlanabilmesi için başvurulan yollardan biri de iş sözleşmesinin bitiminden sonrası için işçiye getirilen rekabet yasağı olduğunu, işçinin rekabet yasağı, iş sözleşmesinin bitmesiyle başladığını, nitekim hizmet ilişkisi içerisindeki sadakat yükümlülüğü, hizmet ilişkisinin bitimi ile birlikte rekabet yasağına dönüşecek ve işçinin yükümlülüğü rekabet yasağı şeklinde adlandırılacağını, Rekabet yasağı...
Dava, 6098 Sayılı TBK'nun 444'üncü maddesinde (818 Sayılı B.K'nun 348) düzenlenen işçinin rekabet yasağından ve işçi ile işveren arasında düzenlenen sözleşmeye aykırılık iddiasından kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmenin akdedildiği tarih itibariyle 818 Sayılı BK'nun 348 vd. hükümlerine tabi olup mahkemenin 6098 sayılı TBK'nun 445. maddesine dayalı olarak hüküm tesisi isabetli değilse de, davacı tarafın dayandığı rekabet yasağına ilişkin olarak sözleşmede belirlenen sürenin uzunluğu ve içeriği itibariyle de tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde düzenlenmiş olması nedeniyle 818 Sayılı BK'nun 19. ve 20. maddelerine aykırılık oluşturduğundan davanın bu nedenle reddi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi doğru değil ise de ret kararı sonucu itibarı ile doğru olmakla hükmün açıklanan bu değişik gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında iş sözleşmesi ve rekabet yasağı sözleşmesi bulunduğu, sözleşmede yetkili mahkemelerin belirlendiği, davalının süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu, taraflarca yetkiye ilişkin beyanda bulunulduğu görülmüştür. İddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu uyuşmazlığın rekabet yasağından kaynaklanmakta olup, rekabet yasağı sözleşmelerinden kaynaklanan tazminat davalarında ticaret mahkemelerinin görevli olduğu, ancak rekabet yasağı sözleşmesindeki yetki şartı, her iki tarafın tacir olmaması nedeniyle geçersiz olduğundan taraflar arasındaki yetki şartına itibar edilemeyeceği, somut olayda davalının ikametgahı adresinin dava tarihi itibari ile .../... olduğu, ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin yetkili olduğu kanaatiyle davalının talebi doğrultusunda dosyanın görevli ve yetkili ......
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, TBK’nın 444. maddesine göre, rekabet yasağında yer, zaman ve sektör konusunda düzenleme yapılması gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin kanun maddesine uygun olarak düzenlendiğini, tazminat miktarı aşırı görülüyor ise bunun indirilebileceğini, rekabet yasağının ihlali davalarında zarar tehlikesinin varlığının yeterli olduğunu, somut zararın gerçekleşmesinin gerekmediğini, davalının iş yeri hekimi olarak şirket yetkilileri ile muhatap olduğunu, müvekkil ile şirketler arasındaki ticari sırlara vakıf olacağını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, rekabet yasağından kaynaklanan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....
İşçinin bizatihi hizmet sözleşmesinden ve buna bağlı olarak oluşan iş (hizmet) ilişkisinden kaynaklanan rekabet etmeme ve işverene ait sırları saklama yükümlülüğü, TBK’nın 396. maddesinde tanımlanan ve kanundan kaynaklanan işçinin özen ve sadakat borcu ile ilişkili olup TBK’nın 444. maddesinde tanımı yapılan ve taraf iradesine bağlı olarak ortaya çıkan rekabet etmeme taahhüdü (rekabet yasağı) ise, açıklanan bu karakteri nedeniyle, işçinin kanundan kaynaklanan özen ve sadakat yükümlülüğünün bir devamı yahut işçinin bu borcunun, sözleşme sona erdikten sonra da devamına olanak sağlayan bir düzenleme niteliğinde değildir....