- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketten çeşitli sağlık malzemeleri satın aldığını, karşılığında çek verdiğini, satım konusu malzemelerin ayıplı olduğunu iddia ederek sözleşmenin feshi, borçlu olmadıklarının tesbitini, çeklerin iadesi veya iptalini, talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacı şirkete satım konusu malzemelerin 9.10.2002 tarihinde teslim olunduğunu kendilerine süresi içinde bir ayıp ihbarı yapılmadığı gibi malzemelerinde ayıplı olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı yanca süresi içinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı ve satım konusu malzemelerinde ayıplı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkememizce ;davacının davalıdan satın aldığı ... plaka sayılı peugeot partner marka aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği, davalının aracı ayıplı ise davacıya bu hususta bildirimde bulunup bulunmadığı, davacının aracının ayıplı olması nedeniyle bir zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarı hususunda rapor tanzimi için bilirkişilere tevdi edilmiş, 04.01.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; "Dosyadaki belgelerden davacının bildirim yükümlülüğüne uygun davrandığı, tüm bu belgeler ve teknik incelemeler doğrultusunda, davalının satım sözleşmesi gereğince satılan maldaki gizli ayıptan kaynaklı sorumluluğunun gerçekleştiği, Davacının gizli ayıp tamirat bedeli olarak talep edebileceği miktarın 17.870,00.-TL (KDV Dahil) olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı." belirtilmiştir....
Mahkemece 26.11.2019 tarihli duruşma zaptının 1 nolu ara kararı ile davacı vekilinin yemin deliline dayandığı, mahkemece yemin hakkının hatırlatıldığı, davalı şirket yetkilisinin yemin edasını kabul ettiği belirtilerek davacı şirket yetkilisinin isticvabı yönündeki talebin reddine karar verilerek davacı vekiline yemin metnini düzenlemek üzere süre verilmiştir. 17.12.2019 tarihli celsede, davacı vekilinin yemin talebi , davalı şirket temsilcisi tarafından yerine getirilmiştir.Mahkemece bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre ispat edilemeyen davanın ve davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Dava ticari satım konusu malların ayıplı olduğu iddiasına dayanılarak TBK'nın 227. maddesi gereğince satım bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Mahkemece bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre ispat edilemeyen davanın ve davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Dava ticari satım konusu malların ayıplı olduğu iddiasına dayanılarak TBK'nın 227. maddesi gereğince satım bedelinin tahsili istemine ilişkindir. TTK'nın 23. maddesinde ticari satış ve mal değişimi başlığı ile 23/1- c bendinde, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının iki gün içinde satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu, diğer durumlarda TBK'nın 223. maddesinin 2. fıkrasının uygulanacağı belirtilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; " Davacının satın aldığı lazer cihazından gereken etki ve tesiri alamadığı, hastaların tedavilerinden sonuç alınamadığı iddiasına dayalı ürünün ayıplı olduğundan bahisle ürün bedelinin iadesi ile davacının uğramış olduğu kazanç kaybının tahsili istemine ilişkin olmakla, dava konusu cihazın 09/09/2020 tarihinde satın alındığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2) Dava, eksik ve ayıplı konut teslim edildiği iddiasına dayalı tazminat ve kira kaybı tazminatının tahsili istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ve uğranılan zararların tazminine ilişkin itirazın iptali davadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından reddedilen işlemiş faiz ve icra inkar tazminatı yönünden istinaf edilmiştir. Mahkemece davaya konu aracın ayıplı olduğu tespit edilmiş olup, aracın halen davacının elinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre, davacı, aracı davalıya iade etmediği sürece faiz talebinde bulunamaz. Aracın ayıplı olup olmadığı yapılan bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilmiştir. Bu durumda likit bir alacağın varlığından söz edilmesi mümkün olmadığından, icra inkar tazminatı talep edilemez....
GEREKÇE: Dava, taşınmaz satım sözleşmesi kapsamında satılan dairedeki eksik ve ayıplı işler sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.6102 sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda 6098 sayılı TBK'nın 223/2. maddesi uygulanır. TBK'nın 223/2. maddesine göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır....
Manevi tazminat davasının ise davacının ayıplı mal tesliminden dolayı manevi bir elem duyduğu gerekçeleri ile manevi tazminat istemiş ise de haksız fiilerde beden bütünlüğüne ve kişilik haklarına saldırı hallerinde manevi tazminat istenebileceği, maddi kayıplar nedeniyle yaşanılan üzüntülerin manevi zarar adı altında istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, karşı tarafın doğrudan davacıya yönelik herhangi bir eyleminin olmadığı anlaşıldığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Manevi tazminat davasının ise davacının ayıplı mal tesliminden dolayı manevi bir elem duyduğu gerekçeleri ile manevi tazminat istemiş ise de haksız fiilerde beden bütünlüğüne ve kişilik haklarına saldırı hallerinde manevi tazminat istenebileceği, maddi kayıplar nedeniyle yaşanılan üzüntülerin manevi zarar adı altında istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, karşı tarafın doğrudan davacıya yönelik herhangi bir eyleminin olmadığı anlaşıldığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....