İlk Derece Mahkemesince; "Davanın KISMEN KABULUNE, 1- 24.900.00TL'nin davalılar T8 TİC LTD.ŞTİ, ile T6 İM.TK.OT.SAN TİC LTD.ŞTİ' den dava tarihinden itibaren işleyecek banka faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2- Davalılar Necibullah RAŞİD ve T3 yönünden husumet nedeniyle davanın REDDİNE, 3- Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE, 4- Fazlaya yönelik maddi tazminat ve alacak talebinin REDDİNE," karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın bir kısım davalılar yönünden reddi ile manevi tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava; ayıplı araç satışından kaynaklı maddi ve manevi zararın tahsili isteğine ilişkindir....
Şti. arasındaki ayıplı maldan kaynaklanan misli ile değişim, maddi ve manevi tazminat davasına dair .... Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)’nden verilen 17.05.2016 günlü ve 2014/257 Esas – 2016/377 Karar sayılı hükmün onanması hakkında 13. Hukuk Dairesince verilen 12/03/2019 günlü ve 2016/21609 Esas - 2019/3189 Karar sayılı ilama karşı davalı... Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş. tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ayıplı maldan kaynaklanan bedel iadesi ve tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmiş ise de, temyize konu edilen kararda dava değeri, duruşma sınırının altında olduğundan, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteğinin incelenmesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı...
Anılan yasa maddesinde; bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre, konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler, zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz biçiminde düzenleme yer almaktadır. Dava konusu uyuşmazlıkta, ayıplı malın neden olduğu zararın giderilmesi istenmiş olduğuna göre, 4077 sayılı Yasa'nın 4. maddesine göre uygulanması gereken zamanaşımı süresi üç yıldır....
Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 3.bendinde ise (Değişik fıkra: 21/02/2007-5582 S.K./22.mad) İmalatçı-üreticinin, satıcının, bayinin, acentenin, ithalatçını ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi verenin, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir. Somut olayda, davacının dava konusu aracı ticari ve mesleki bir amaçla edinmediği, aracın hususi otomobil olduğu davalılar tarafından imal edilen ve satılan aracın ayıplı olaması nedeniyle geçirdiği trafik kazasında yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....
Dava, araç satış sözleşmesi nedeni ile ayıplı maldan kaynaklı sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. Davacının davalı firmadan 49.867,80 TL bedelle Hyundai İ20 2016 model aracı 24/05/2016 tarihinde sıfır olarak satın aldığı, 17/11/2016 tarihinde davacının davalıya ihtarname göndererek aracın tavanındaki lekeler ve boya kalınlığının yüksek olması, kaputta sökülme ve lokal boya olması nedeni ile ödediği bedelin iadesini talep ettiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari nitelikteki alım-satım ilişkisinde ayıplı maldan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 03.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafından davalı tarafa satışı yapıldığı iddia olunan kaynak makinesinin, ayıplı olduğu iddiasıyla davacı tarafından davalıya ödenen mal bedelinin ayıp nedeniyle iadesine ilişkin tazminat davası olduğu anlaşılmıştır....
Somut olayda davacı ile davalı kredi veren arasındaki kredi sözleşmesinde, dava konusu motosiklet için kredinin verildiği açıkça anlaşıldığına göre, bağlı kredi kullandıran davalı kredi verenin de ayıplı maldan sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, kredi verenin sorumluluğunun, satılan malın hiç ya da zamanında teslim edilmemesi ile sınırlı olduğu, buna karşılık ayıplı mal nedeniyle kredi verenin doğrudan sorumluluğunun bulunmadığı benimsenerek, davalı A... C... Tüketici Finansmanı A.Ş.'ye karşı açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmişse de, az yukarıda da değinildiği gibi, 4077 sayılı Yasa'nın 4. ve 10. maddeleri gereğince kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olup, bu sorumluluk, malın sadece, hiç ya da gereği gibi teslim edilmemesi ile sınırlı değildir....
Davacı, satın aldığı bilgisayarın ayıplı olduğunu belirterek, ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bu talebinin kabul görmemesi halinde ise ödediği satış bedelinin iade edilmesini talep etmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4. maddesi hükmü gereğince tüketici satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, verdiği bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını, son olarak da aracın yenisi ile değiştirilmesini isteyebilir.” Aynı Kanunun 13. maddesinin 3. fıkrasında da “Tüketici Onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yaralanamamasının süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirin mümkün bulunmadığının anlaşılması halinde, 4. maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir.” hükmü bulunmaktadır....