Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ''Dava, davacı tüketicinin evi için aldığı ürünlerin ayıplı çıkmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile manevi tazminat istemelerine ilişkindir. Davacı tüketicinin aldığı ürünlerin bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere ayıplı olduğu anlaşılmıştır. Montajdan hemen sonra gerek mobilya kapaklarındaki renkte ton farkı, gerekse montaj esnasındaki ayıpların mahallinde yapılan keşif esnasında bilirkişi tarafından tespit edildiği tanzim edilen rapor ile sabittir. Davacının seçimlik hakkından olan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu, terditli olarak ise ayıp oranında indirim talep ettiği görülmekle, mevcut ayıplar sebebi ile sözleşmeden dönme talebinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir....

Sayılı kararı ile "Davacı, dava ile taraflar arasındaki sözleşmeyi feshettiğini belirterek ödediği bedelin iadesini, sözleşmenin 7.2 maddesinde öngörülen cezai şartı, masraf ve zararının tazminini talep etmiştir. Sözleşmenin konusu kumaş üretimine ilişkin olup davacı tarafça tek taraflı feshedilmiş ve ödenen bedelin iadesi talep edilmiş olmakla fesih geçmişe etkili istendiğinden sözleşmenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tasfiyesi gerekir. Bu durumda davacı iş sahibi verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilir ancak istenen cezai şart ifaya ekli ceza koşulu olduğundan ve sözleşmede de aksi öngörülmediğinden sözleşmenin geçmişe etkili feshi halinde istenemez. Sözleşmenin feshi nedeniyle uğranıldığı belirtilen zararın tazmini ise sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması ve diğer koşulların da varlığı halinde talep edilebilir....

    delil bile sunulmaksızın talep edilen kiralama giderine dayalı tazminat talebinin reddine, (Maddi menfi) az mahsül idiasına dayalı mesnetsiz tazminat talebinin reddine (Maddi müspet), manevi tazminatın unsurları oluşmadığından esastan reddine, semen iadesi talebinin ise kusuru olmayan ve halen çalışır vaziyetteki traktörün ayıbı bulunmadığından ve ayıp sırasında onarım tercih edildiğinden semen iadesi talebinin reddine, zaman zaman traktör bedelinin tazminat olarak talep edilmesi nedeniyle traktör bedelinin tazmine kanu olmayacağından ve fiilen iadesi söz konusu olması halinde iadeye tabi olacağından bu talebin de reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    süresi içinde ayıp ihbarında bulunmuş sayılacağı, davacının 17.500-Euro bedel indirimi talep edebileceği yönünde görüş bildirilmiştir....

      Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, davacı nezdinde bulunan araçtaki ayıp iddialarına ilişkin inceleme yapılması, davacının bedel talebinin gerçeğe uygun olup olmadığının incelenmesi bakımından dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, 03/02/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyaya kazandırılmıştır....

        Davalı ....Şirketi vekili, cevap dilekçesinde; olayda uygulanacak olan yönetmeliğin 13/06/2014 tarihli Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği olduğunu, davanın satıcının Türk Borçlar Kanunu'nda yer alan ayıptan kaynaklanan sorumluluğu ya da bu paralelde bir düzenleme olan Garanti Belgesi Yönetmeliği ile ilgili olmadığını, Garanti Belgesi Hizmetleri Yönetmeliğinin imalattan kaynaklanan bir ayıp nedeniyle servis işlemleri için geçerliyken Satış Sonrası Hizmetleri Yönetmeliğinin garanti dışı olaylardan kaynaklanan durumlarda uygulama alanı bulduğunu, her iki yönetmelik arasındaki en önemli farkın aracını servise bırakan kullanıcıya, servis süresinin yasal süreyi aşması durumunda, ayıpsız misli ile değişim ya da bedel iadesi hakkı tanımaması, ancak koşulları varsa, makul ve yasal süreyi aşan süreler bakımından tazminat hükümlerinin uygulanabilmesi olduğunu, bu açıdan bakıldığında davacının bedel iadesi talebinin ne yasal ne hukuki dayanağı bulunmadığı için reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin...

          GEREKÇE : Açılan dava, ayıplı ürün nedeniyle bedel iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, dava konusu aracın ayıplı olduğu ancak yapılan onarım ile ayıpların kalıcı olarak giderilmiş olduğu, ücretsiz onarım hakkı kullanıktan sonra sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebinde bulunamayacağı, çoğun içinde azın da mevcut olduğuna ilişkin temel hukuk kuralı gözetilerek araçta meydana gelen değer kaybının istenebileceği bu nedenle 3.000,00 TL değer kaybının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir....

          Yapılan teknik incelemede de arızanın gizli ayıp olduğu anlaşıldığı gibi kullanıcı hatasından kaynaklı bir arıza tespit edilememiştir. Zira bu konuda ispat külfeti davalı satıcı üzerindedir. Öte yandan 19/01/2022 tarihli teknik rapordaki yapılan teknik tespitlere göre üründeki arıza uyarınca telefondaki ayıbın önemli ayıp niteliğinde olduğu ve davacı müşterinin kabule zorlanamayacağı anlaşılmıştır. Ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı ileri sürülmüşse de söz konusu ayıp kullanılmakla ve sonradan nükseden bir ayıp olduğundan TTK'nın 23. maddesindeki 2 ve 8 günlük hak düşürücü süreler uygulanamaz. TBK'nın 223/2 maddesi kapsamında ayıp ihbarının ve başvurunun süresinde yapıldığının kabulü gerekir. HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; Davanın KABULÜ ile ; 1-Hasarlı telefon bedeli 3.179,91 TL'nin ödeme tarihi 24/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek hesaplanacak avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 2-Uyuşmazlık konusu ... ... ... (......

            Bu haklar satımın feshi ve ödenen bedelin iadesi semenin tenzili, satılan miktarı ile muayyen misli şeylerden ise ayıptan ari misliyle değiştirilmesidir. Alıcı bunlardan birisini seçerek talep etmesi gerekir. Alıcının ayıpların tamir edilerek giderilmesini isteme ... yoktur. Öyle olunca öncelikle, davacıdan terditli olarak talepte bulunduğundan, talebini hasrettirip sonucuna uygun olarak karar verilmelidir....

              Davalılar davanın reddini dilemiş, mahkemece, ayıp ihbar süresi dolmadığından ve üründeki ayıplar nedeniyle satıcı firmanın sorumluluğu olduğundan bahisle davalı satıcı Simena şirketi yönünden davanın kabulüne, diğer davalı şirket üretici firma olduğundan ve bedel iadesi talebi TKHK gereği üretici firmaya karşı öne sürülemeyeceğinden bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. 6502 sayılı yasanın 11/2 maddesinde; "Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz." düzenlemesi yer almıştır....

                UYAP Entegrasyonu