Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın zorunlu arabuluculuğa başvurmadığını, davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, dava konusu cep telefonunun ayıplı bir ürün olmadığını, cihaz üzerinde yetkisiz müdahalede bulunulduğunun tespit edildiğini, bir cihazın kendi kendine zarar görmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, cihaza yetkili olmayan kişilerce müdahale edildiğini, cihazın garanti kapsamı dışında kaldığını, ürün ayıplı olmadığından davacı tarafın bedel iadesi isteme hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; satın alınan telefonun gizli ayıplı olması sebebine dayalı olarak açılan bedel iadesi, aksi takdirde ayıpsız misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir....
Mahkemece, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, satıma konu çekicinin ayıplı olduğunun satım anında davacı tarafından bilindiğinin kanıtlanamadığı, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğunun saptandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, araç satım sözleşmesinin feshine, 50.000,00 TL satış bedeli, 2.638,54 TL bakım gideri ve 550,00 TL yakıt gideri olmak üzere toplam 53.188,54 TL'nin 08/04/2011 temerrüt tarihinden itibaren ödenecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüyle satım akdinin feshine ve araç bedelinin davacıya...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibariyle; taraflar arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı davacı tarafından davalı tarafa verilen senetler dolasıyla borçlu olmadığının tespiti ile yapılan ------- ödemenin iadesine ilişkin menfi tespit ve istirdat davası olduğu anlaşılmıştır. Yargılama sırasında senetlerin de tahsil edilmesi ile dava yasa gereği istirdat davasına dönüşmüştür. Taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlık ise; taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalı tarafça imal edilerek davacıya teslim edilen makinelerin ayıplı olup olmadığı, ayıp nedeniyle davalının sorumlu olup olmayacağı ve ne kadarlık kısım için sorumlu olacağı hususunda uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir....
Dava davalıdan satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıp nedeniyle araçta bulunan değer kaybının davalıdan tahsili istemine ilişkin olup uyuşmazlık davacıya satılan aracın ayıplı olup olmadığı ayıplı olarak satılmış ise ayıbın niteliği, aracın ayıplı olarak satılmasında davalının ağır kusurunun bulunup bulunmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve davacının tazminat hakkının bulunup bulunmadığı noktasındadır....
Dava davalıdan satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıp nedeniyle araçta bulunan değer kaybının davalıdan tahsili istemine ilişkin olup uyuşmazlık davacıya satılan aracın ayıplı olup olmadığı ayıplı olarak satılmış ise ayıbın niteliği, aracın ayıplı olarak satılmasında davalının ağır kusurunun bulunup bulunmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve davacının tazminat hakkının bulunup bulunmadığı noktasındadır....
. - K A R A R - Davacılar vekili, davacı ...’un davalıdan dijital baskı makinesi satın aldığını, satım bedelinin bir kısmının ödendiğini, bakiye borç için davalıya bonolar verildiğini, ürünün gizli ayıplı olması nedeniyle davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının bonolara dayalı takipler yaptığını, ayıp nedeniyle davacıların bono bedelinden sorumlu olmadıklarını ileri sürerek, malın iadesini, davalıya yapılan ödemelerin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilli, dava konusu makinenin ayıplı olmadığını, süresinde ayıp ihbarının yapılmadığını, sözleşme ile takip konusu bonoların farklı olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Maddesi uyarınca "sözleşme konusu ürünlerin davalı tarafça 2 yıl süre ile garanti edildiğini, 2 yıl içinde ürünlerde meydana gelecek ayıpların giderileceği" hükmünü taşıdığını, taraflar arasında 02/03/2021 tarihli ek mal alım sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 14/12/2020 tarihli mal alım sözleşmesinin eki olarak imzalandığını, adı geçen sözleşmede "14/12/2020 tarihli satım sözleşmesi kapsamında teslim edilen emtiaların bir kısmının ayıplı olması nedeni ile malzemelerin iptal edildiğinin, bir kısım ürünlerin ise satın alınacak ürünlere eklendiği, ayıplı ve yeni ürünlerin sözleşme ekindeki birim fiyat tablosunda tanımlandığı, ek sözleşmenin 14/12/2020 tarihli sözleşmenin devamı niteliğinde olduğu, davalının ek sözleşmeyi 14/12/2020 tarihli sözleşme ve eklerine uygun olarak ifa edeceğinin kararlaştırıldığını, bu sözleşmenin 4. maddesinde özellikle davalı tarafça ayıplı teslim edilmiş ürünlerdeki ayıpların niteliklerinin de tanımlandığını, taraflar arasında 10/04/2021 tarihli ek protokol...
dava dışı tüketicilere satılan ancak anılan cihazların hatalı olmasından dolayı, üretim hatasına dayalı olarak ayıplı olduğu ve ürünlerde kullanıcı hatasına rastlanmadığının tespiti üzerine Tüketici Hakem Heyetleri kararları uyarınca müvekkillerinin dava dışı tüketicilere ürün bedellerini iade etmek zorunda kaldığını, ürünlerin ayıplı olmasından dolayı davalının müvekkillerine karşı sorumlu olduğunu, tüm taleplerine rağmen davalı firmanın hatalı ürünlerin bedellerini müvekkiline ödemediğini, müvekkili tarafından dava dışı tüketicilere ödenen toplam 4.826,74-TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan rücuen tazmini ile müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 08/07/2021 NUMARASI : 2021/253 Esas ve 2021/639 Karar DAVANIN KONUSU : Tazminat BAM KARAR TARİHİ : 03/02/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 04/02/2022 İzmir 1....
Davalılar vekilleri, ayıplı olduğu ve zarara neden olduğu iddia edilen buzdolabının üretim ve satım tarihleri nedeniyle davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek, yasal süresi içinde verdikleri cevap dilekçeleri ile zamanaşımı def'ini ileri sürmüş olmasına rağmen, bu hususta hiçbir değerlendirme ve hükümde gerekçelendirme yapılmadan karar verilmesi, eksik inceleme mahiyetindedir....