Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e elden ödediğini, araca aynı gün chek-up yaptırdığını servisin araçta birtakım arızalar tespit ettiğini bunların davacıya bildirildiğini, aynı gün aracı bir yerden bir yere götürürken aracın bilinmeyen bir nedenle yandığını ve kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek, ayıplı mal nedeniyle sözleşmenin feshine ödenen 19.000,00 TL. satış bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra verdiği ıslah dilekçesiyle alacağına 18/10/2011 tarihinden itibaren faiz işletilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava ayıplı mal nedeniyle sözleşmenin feshi nedeniyle satış bedelinin iadesi talebine ilişkindir....

    Somut olayda taraflar ilişkinin alım-satım olduğunu ileri sürmüş iseler de; BK’nın 355. maddesi hükmünce davalı yüklenici iş sahibinin vermeyi taahhüt ettiği bir bedel karşılığında bir şey imâlini (güvenlik sistemi temin, montaj, kullanım için eğitim işlerini) üstlendiğinden taraflar arasındaki ilişki alım-satım değil eser sözleşmesi ilişkisidir. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin asıl borcu edimini sözleşme ve ekleri, fen ve tekniği ile varsa projesi ve ruhsatı ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmektir. Ayıp, sözleşmede kararlaştırılan vasıfların veya lüzumlu vasıflardan bir ya da bir kaçının eserde bulunmaması halidir. Ayıbın niteliğine göre BK’nın 360. maddesi uyarınca iş sahibinin, eseri kabulden kaçınma (sözleşmenin feshi), bedel indirimi, ayıpların giderilmesi ve ayıp nedeniyle tazminat isteme hakkı vardır....

      Bu durumda müvekkil, satın alacağı bu ürünler için satıcı yahut üretici ile güncel fiyatlar üzerinden anlaşma yapacak ve haliyle taraflar arasındaki 05/09/2019 tarihli eser sözleşmesinden daha fazla bedel ödeyecektir. Müvekkilin yeni bir eser sözleşmesi ile ürünleri tedarik etmesi halinde ödemek zorunda kalacağı bedel, müvekkilin menfi zararını oluşturmaktadır. TBK'nın 227'inci maddesinde, ayıp nedeniyle seçimlik hakların sayılmasının ardından iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu belirtilerek TBK'nın 112. Maddesine atıf yapılmıştır....

        - K A R A R - Davacı vekili, davacının, davalı firmadan sıfır kilometre bir araç satın aldığını, bu araç için davalıya 34.223,75 TL bedel ödediğini, aracı 09/04/2013 tarihinde teslim aldığını, o günden sonra aracın tüm bakımlarını eksiksiz ve zamanında aracı satın aldığı davalı bayiinin servisinde garanti kapsamında yaptırdığını, aracın seyir halinde iken 10/12/2013 gününde arıza yaptığını, çekici çağırarak aracı davalı şirkete getirdiğini, davalı şirket tarafından araçta oluşan bu arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığının belirtildiğini, garanti kapsamında olmasına rağmen bu kapsamda değerlendirme yapılmayacağını tamir masrafı olarak 15.000 TL istendiğini, davaya konu aracın yaklaşık bir ay kadar davalı firmanın garajında beklediğini, garanti kapsamında tamir edilmediğini, ...Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/101 D.iş kararı ile tespit yaptırdığını, aracı da kendi imkanlarıyla tamir ettirdiğini, ticaret ile uğraşan davacının gelir kaybının oluştuğunu belirterek tamir masrafı olan...

          Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı onarım bedeli ve ayıp sebebiyle uğranılan zararın giderilmesi istemlidir. Davacı vekili; davacının, davalıdan satın aldığı aracın sonradan gizli ayıplı olduğunu öğrendiğini, ayıbın giderilmesi için aracın davacı tarafından tamir ettirildiğini, çekici masrafının ödendiğini, aracın tamir neticesinde değer kaybına uğradığını, araçtan mahrum kalınan süreçte davacının araç kiralamasından kaynaklı zarara uğradığını ileri sürerek 944,50 TL delil tespiti dosya masrafı, 5.720,00 TL araç kiralanmasından kaynaklı masraf, 450,00 TL çekici masrafı , 9.185,34 TL araç tamir masrafı ve şimdilik 100- tl.değer kaybı talebinde bulunmuş,yargılama safhasında değer kaybına ilişkin talebinden feragat etmiştir....

          Ayıp ihbarının yapılması şekle bağlı değildir. Ayıp ihbarının yapıldığının tanık beyanlarıyla kanıtlanması mümkündür. Davalı yüklenici şirket vekili, davacı ... ...'ye gönderdiği 21.06.2005 tarihli ihtarnamesinde ikili kanepeyi tamir ettirdiklerini, sağlam olarak muhafaza ettiklerini, teslim almalarını bildirmiştir. Bunun üzerine davacılar tarafından İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi'nin 2005/755 D.İş tespit dosyasıyla 15.07.2005 tarihinde tespit talebinde bulunulmuş, bilirkişi dosyaya verdiği raporda davalı yüklenici şirketin tamir edilip hazır olduğunu bildirdiği ikili koltuğun ayıplı durumda davalı yüklenici şirket mağazasında bulunduğunu bildirmiştir. Davacı ... tarafından Tüketici Sorunları Hakem Heyetine verilen 06.05.2005 tarihli dilekçesinde de asıl olarak ikili kanepeden şikayette bulunduğu anlaşılmaktadır....

            olduğunu, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğinin bir süre sonra ortaya çıkan bozulmalar ile anlaşıldığını, bu konuda tespit yaptırdıklarını, yapılan bildirime rağmen düzeltmeler yapılmadığından yapılan uygulamanın temizletilmek zorunda kalındığını, sözleşmenin kabule zorlanamayacak derecede ayıplı ifa edilmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi ve ayıp nedeniyle uğranılan zararlar ile yapılan tespit ve ihtar giderlerine ilişkin alacak talebinde bulunmuş, davalı işin gereği gibi yapıldığını, sonradan ortaya çıkan bozulmaların kullanım hatasından kaynaklandığını, kanuna uygun biçimde noterden yapılmış ihtar bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece ödenen 7.200,00 TL iş bedeli ile 1.125,00 TL söküm ve ve sökülen yeri tamir gideri olmak üzere 8.335,00 TL'nin tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Davacı, 1.7.2005 tarihinde satın aldığı aracın defalarca arızalandığını, yasal tamir süresinin aşıldığını, araçtaki esaslı hata nedeniyle aracın kabulünün mümkün olmadığını ileri sürerek, ... olduğu bedelin tahsilini talep etmiş,davalı ise yasal tamir süresinin aşılmasında davacının kusurlu olduğunu,bedel iadesi şartlarının oluşmadığını savunmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince tüketici satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, verdiği bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını, son olarak da aracın yenisi ile değiştirilmesini isteyebilir....

                tarihli raporundan özetle; Keşif günü mobilyalar üzerinde ve dava dosyasında bulunan bilgilerde yapılan inceleme sonucunda koltuk takımında üzerinde döşeli kumaşın renk solmasının ve sünger çökmesinin satıcıdan kaynaklandığı ve üretici hatası olduğu, tamirinin mümkün olduğu, İnegöldeki üreticinin tamir edebileceği ve tahmini masrafın 2.2300,00-TL olacağı, ürünün ayıplı ürün olduğu ve ürün hatasının garanti süresi (2 yıl) içinde ortaya çıkmasından ötürü ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu yönünde rapor edilmiştir. Dava, ayıp nedenine dayalı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir. Somut olayda davacı bir ticari şirket olup, 6102 sayılı TTK' nın 19. maddesi hükmüne göre “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır....

                  Mahkememizce görevlendirilen makine mühendisi bilirkişi ... ile ... ve Nitelikli Hesap Uzmanı ... hazırladığı 20.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu araçta mevcut haliyle gizli veya açık ayıp niteliğinde bir imalat hatasının bulunmadığı, davacının bedel iadesi veya yenisiyle değiştirme koşullarının oluşmadığını, araçtaki eski arıza niteliğindeki motor arızasının garanti kapsamında ücretsiz onarım yoluyla giderildiğini, tamir süresinin de makul olduğunu, bu nedenle davacının bu arıza nedeniyle davalı şirketten zarar başlığı dâhil talep edebileceği bir maddi zararının Olmadığını, araçtaki egzoz sistemi arızalarının kullanıcı kaynaklı olduğunu bu nedenle davacı şirketin bu arızalar için de davalı şirketten talep edebileceğini, zarar başlığı dâhil bir maddi zararının olmadığını, satılanda ilk aşamada ortaya çıkan ayıbın davalı tarafından giderilmiş olduğunu, aynı ayıp nedeniyle davacının başkaca bir ayıba bağlı hak kullanmasının mümkün olmadığını, sonradan ortaya çıkan...

                    UYAP Entegrasyonu