Sonuç itibariyle TMK 166/3.maddesi gereğince anlaşmalı boşanma kararı verildikten sonra tarafların ancak irade fesadı hâllerinin varlığı iddiasıyla kararın bozulmasını isteyebileceği, bu durumda da öncelikle hadise halinde irade fesadı olup olmadığının tespitinden sonra bunun sonucuna göre anlaşmalı boşanmadan dönülebileceği, ne var ki temyiz dilekçesi ile irade fesadı hallerine dayanılmadığı bu nedenle kararın onanması gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun bozma gerekçelerine katılmıyorum....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadının boşanma kararının iadei muhakeme yolu ile kaldırılması yönünde bir isteğinin olmayıp, boşanma protokolünün ''hile'' sebebiyle iptalini istediğinin anlaşılmasına, manevi tazminat isteğinin de evlilik birliğinin devamı sırasında vukua gelen hadiseye münhasır bulunmasına, bu vakıaya davacı kadın tarafından Muğla Aile Mahkemesinin 2018/26 Esas sayılı dosyasında dayanılmasına, boşanma kararının tarafların ortak anlaşmalarına dayanmasına, (Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 05.11.2012 tarih ve 2012/11523 Esas-2012/26030 Karar sayılı kararı) taraflar arasında anlaşmalı olarak boşanmaya karar verilmiş olması durumunda boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettiklerinin kabulünün gerekmesine, bu itibarla anlaşmalı boşanmadan sonra artık boşanma sebebiyle manevi tazminat talep edilmesinin mümkün bulunmamasına göre, davacının yerinde...
; Öncelikle değerli çoğunluğun anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f. III) koşullarının oluştuğu yönündeki görüşüne katılmıyorum. Nitekim yerel mahkeme hakimi de aynı görüşte olduğu için evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I) kararı vermiştir. Ortada bir anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f. III) kararı da bulunmamaktadır. Kaldı ki anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f. III) kararı verilebilmesi için her hususta anlaşma sağlanmalıdır.(Y2HD, 3.10.2005, 10592-133369, Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2) Değerli çoğunluğun anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f. III) koşullarının oluştuğu yönündeki görüşüne göre temyiz davası incelenecek olursa; Anlaşmalı boşanma davasında davalı-davacı sıfatı kendiliğinden alınacağından kocanın temyiz dilekçesinde davanın reddini ister olması anlaşmalı boşanmadan feragat niteliğindedir....
Davalı duruşmadaki beyanında; kendisinin de anlaşmalı boşanmayı istediğini, çocuğun velayetinin davacıya verilmesini, üzerine kayıtlı 34 XX 366 plaka sayılı aracı boşanmadan sonra eşine devredeceğini, Buca Kooperatif de kayıtlı halen kredi ödemeleri devam eden konutun davacı adına kalmaya devam edeceğini, ev yönünden bir talebinin bulunmadığını, davacıdan nafaka, maddi-manevi tazminat, katkı ve katılım alacağı, eşya tazminatı ile mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir talebinin bulunmadığını bildirmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların yurt dışında anlaşmalı olarak boşandıkları, verilen kararın kesin nitelikte olduğu, artık kusur tespiti yapılamayacağı gerekçeleri ile davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel Mahkemece: davacı tarafından açılan maddi manevi tazminat, tedbir - yoksulluk nafakası davalarının REDDİNE karar verilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların yurt dışında anlaşmalı olarak boşandıkları, verilen kararın kesin nitelikte olduğu, artık kusur tespiti yapılamayacağı gerekçeleri ile davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel Mahkemece: davacı tarafından açılan maddi manevi tazminat, tedbir - yoksulluk nafakası davalarının REDDİNE karar verilmiştir....
b)Dava, boşanmadan sonra açılan boşanmaya bağlı manevi tazminat ve nafaka talebine ilişkindir. Ortak çocuklar yararına nafaka her zaman talep edilebilir, yoksulluk nafakası ise kanunda; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı şeklinde düzenlenmiştir(TMK m.175). Tarafların Alanya 3. Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi’nin 29.02.2009 tarihli ve 19.03.2009 tarihinde kesinleşen mahkeme kararıyla anlaşmalı olarak boşandıkları anlaşılmaktadır. Boşanmaya ilişkin mahkeme ilamında, tarafların anlaşmalı olarak boşanmaları nedeniyle taraflara ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı eşe kusur yüklenemez. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat yükümlüsünün kusurunun varlığı gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanmadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/06/2014 NUMARASI : 2014/210-2014/548 Dava, boşanmadan kaynaklı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 05.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının açıkladığı ifadesi en azından anlaşmalı boşanmadan feragat niteliği taşır. Bu yön gözetilmeden anlaşmalı boşanma hükmünün kesinleşmesini sağlar şekilde hükmün onanması görüşüne katılabilmem mümkün değildir....