Mahkemece, belirsiz alacak davası için dava değer ya da miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmaması ya da objektif olarak imkansız bulunmasının gerektiğini, eldeki davada dava değerinin tespit edilebilir olduğu gerekçesiyle hukuki menfaat yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesinin 1. fıkrasında belirsiz alacak davası “davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir” şeklinde belirsiz alacak davası tanımlanmıştır....
Mahkemece birleşen davada bu taleple ilgili olarak davalı-davacı (koca)'nın usulüne uygun olarak harcı yatırılarak açılan alacak veya tazminat davası olmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Başvuru harcı dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsar. Mahkemece davalı-davacı (koca)'nın alacak talebine ilişkin isteğinin nispi harca tabi olması nedeniyle davalı-davacı (koca)'ya, bu alacak talebi yönünden nispi peşin harcı yatırması için süre verilmesi (Harçlar Kanunu md. 30-32), nispi harcı yatırması halinde yargılamaya devam edilerek, bu konuda taraf delillerinin toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi, yatırmaması halinde ise Harçlar Kanunu 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, takibin 3.939,30 TL asıl alacak, 443,17 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden hesaplanan % 40 oranında ... inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Maddi tazminat açısından bilirkişi tarafından gerek icra gerek ihtiyati haciz gerekse de zayi davasına müdahale olmak üzere her üç dosya yönünden nispi vekalet ücreti zarar kalemi olarak hesaplanmıştır.Yargılama giderlerinden olan avukatlık ücreti, ilgili olduğu davanın konusunu teşkil eder nitelikte feri bir alacak olup, ilgili davanın sonunda diğer yargılama giderleri ile birlikte hüküm altına alınır. Söz konusu davada ve takipte davacının avukatı ile arasında kararlaştırılan avukatlık hizmeti ücreti yani akdi vekalet ücreti maddi tazminat kapsamında kabul edilemez. (Yargıtay .... HD 2015/... E. 2016/... K. 06/06/2016 ; Yargıtay ....HD. 2015/5661 E. 2017/11495 K. 11/12/2017 günlü emsal nitelikteki kararları) Avukatlık akdinden kaynaklı zarar kalemi istenemeyeceğinden buna ilişkin istemin reddi gerekir. Davacın bir diğer maddi tazminat talebini oluşturan alacak kalemi ise ... Esas sayılı zayi dosyasındaki müdahale talebi yönündendir....
Şti tarafından alınarak, davacıya ödenmesine, Davacı tarafın fazlaya dair maddi tazminat taleplerinin zaman aşımı itirazları nedeniyle reddine, b-Manevi tazminat alacak bedeli olarak, 10.000,00 TL nin kaza tarihi olan 09/01/2004 tarihi itibariyle, yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Makine Endürstriyel Tesisleri İmalat Montaj Taahhüt İnşaat ve Tic. Ltd. Şti tarafından alınarak, davacıya ödenmesine, Geriye kalan manevi tazminat talebinin reddine, II-Davacı tarafın birleştirilerek görülen ... 8. İş Mahkemesinin 2012/236 E sayılı olarak açılıp, iş bu dava dosyası ile birleştirilen davalı ... San. Tic. A.Ş aleyhindeki davanın kısmen kabul kısmen reddiyle, 1-İş bu kararla davalı ... San. Tic. A.Ş aleyhindeki hüküm nedeniyle mükerrer tahsile meydan verilmeyecek şekilde, a-Maddi tazminat alacak bedeli olarak 1.000,00 TL nin, 09/01/2004 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı ... San. Tic....
Somut uyuşmazlıkta maddi tazminat davası belirsiz alacak davasına konu edilebilecek niteliktedir.Bu duruma göre,davacı vekili tarafından belirsiz alacak davası açılarak talepte bulunulduğu anlaşılmakla; belirsiz alacak davasında, davanın açılması ile alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı süresi kesildiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107/2. maddesi gereğince talebin arttırılması ıslah olarak nitelendirilip ıslaha karşı zamanaşımı def'inin mahkemece dikkate alınması isabetli olmamıştır....
İşte, tazminat davalarındaki başlangıçtaki belirsizlik ve bilinemezlik nedeniyle, davaya belirsiz alacak davası olarak başlanılması ve son aşamada (hüküm verilmeden önce) harcın tamamlatılması en doğru ve gerçekçi bir uygulama olacaktır. Böyle bir uygulama için yasal engeller bulunmamaktadır. Harç tamamlama işlemi bir ıslah olmadığı gibi yatırılan harç da bir ıslah harcı değildir. Bu sebeple belirsiz alacak davaları, ıslah dilekçesine muhtaç davalar değildir. Özellikle, ölüm ve bedensel zararlar nedeniyle açılan davalarda, tazminatın kesin miktarının, kanıtların toplanmasından, kusur ve hesap raporlarının verilmesinden sonra öğrenilebileceğinden bu gibi belirsiz alacak davasında dava değerinin artırılması (harç tamamlama işleminin) bir ıslah işlemi değildir. Aktüer raporunun alınmasından, yani zararın öğrenilmesinden itibaren tamamlama harcının yatırılması yeterli olup ayrıca ıslah dilekçesi verilmesine ihtiyaç bulunmamaktadır....
Dava, trafik kazası nedeniyle ölümden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup davacılar vekili dava dilekçesinde davacı ... için 4.400,00 TL ve davacı ... için 600,00 TL maddi tazminat talep etmiş, yargılama sırasında davacı ... için maddi tazminat talebini toplam 11.625,79 TL'ye yükseltmiştir. Somut olayda mahkemece hükmedilen maddi tazminata, dava edilen "4.400,00 TL"lik kısım için temerrüt tarihinden faiz işletilmesine karar verilmiş, ıslah edilen kısımla ilgili faiz yönünden davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde "(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli ve 2018/411 E., 2018/927 K. sayılı kararıyla maddi tazminat olan 125.133,26 TL net asıl alacak, 283.233,09 TL net faiz alacağı olmakla sonuç olarak davalının takibe yaptığı itirazın kısmen iptaline, net asıl alacak ve faiz miktarı olmak üzere toplam 408.366,35 TL için takibin devamına, davacının fazlaya dair taleplerinin reddine, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Zira, bu iddia ve gerekçeler yasal dayanağı olmayan davayı kabul edilebilir hale getirmediği gibi, açılacak alacak ve tazminat davaları ile birlikte İİK nun 264/1 maddesine göre istenecek ve mahkemece kabul edilecek ihtiyati haciz kararı ile yukarda ileri sürülen muhtemel tehlikede ortadan kaldırılabilir. Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...