Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava, bayilik sözleşmesinin haksız feshinden doğan tazminat istemine ilişkin olup, dosya kapsamındaki sözleşmelerin incelenmesinden, taraflar arasındaki sözleşmenin, davacı ile dava dışı ......

    Davalı tarafından daha önce davacının servis hizmeti sunduğu bir kısım öğrencileri sözleşmenin feshinden sonra da kendi nam ve hesabına taşımaya devam edildiği ileri sürülerek cezai şartın tahsili talep edilmiş ve mahkemece yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyet başlığı altında düzenlenen 48 ve devamı maddelerinde herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetin sahip olduğu ve 818 sayılı BK.'nun 19. maddesinin ilk fıkrasında, bir akdin mevzuu, kanunun gösterdiği sınır dairesinde serbestçe tayin olunacağı, 2. fıkrasında ise bu serbestinin sınırları gösterilmiş ve 20. maddede de, bir akdin mevzuu gayrimümkün veya gayrimukik yahut ahlaka (adaba) mugayir olursa o akit batıldır hükmü getirilmiştir. Sözleşmenin tarafları, sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde sözleşmenin konusunu ve cezai şartın miktarını belirlemede özgür iseler de, bu özgürlüğün sınırsız ve sonsuz olduğu söylenemez....

      Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; ATM kiralama sözleşmesinden kaynaklı davalı kiracının sözleşmeyi erken feshettiği ve kira bedelini ödemediği iddiasıyla alacak isteminden ibaret olduğu görülmüştür....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporu uyarınca; davacının 28/02/2016- 28/02/2017 tarihleri arasında 28/02/2016- 16/03/2016 tarihleri arasında hizmet alım sözleşmesinin bildirimin geç verilmesi nedeniyle kayıt dışı çalıştığı, akdin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyen nedenlerle sonlandırıldığının usulünce ispatlanamadığından feshe bağlı tazminatlara hak kazanıldığı yanı sıra çalışma döneminden kaynaklı 14 gün karşılığı yıllık izin ücreti alacağı bulunduğu, davalı belediye ile dava dışı yüklenici şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğundan dava konusu alacaklardan davalı belediyenin sorumlu olduğu gerekçesiyle; Davanın KABULÜ ile; Kıdem tazminatı talebi yönünden; toplam net 4.009,39 TL'nin akdin fesih tarihi olan 28/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İhbar tazminatı talebi yönünden; toplam net 3.167,81 TL...

        Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, Mahkemece davacının 42 gün yıllık izin alacağı kabul edilerek hüküm tesis edilmiştir. Ancak, davacı tarafından açılan iş bu davanın tarihi 16.09.2014 olup, dava değeri yıllık izin alacağı yönünden 100,00 TL olarak belirlenmiş, davacı 18.04.2016 ıslah dilekçesi ile dava değerini artırmıştır. Davacı, süresi içerisinde işe iadesi için başvurmakla birlikte, dava dilekçesinde dava değerini yıllık izin alacağı yönünden 100,00 TL olarak göstermiş olup, davacının yıllık izin alacağı iş akdinin feshi tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımına tabidir....

          Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, Mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 11 yıl 9 ay 21 gün çalışma süresince hiç yıllık ücretli izin kullanmadığı varsayılarak, yıllık izin ücretine ilişkin talebi hüküm altına alınmıştır....

            Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. 4857 sayılı Kanun'un 32/8 maddesinde, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu Kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacakları ise mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126/1 maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabidir. 01.06.2012 tarihinden sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147. maddesi ise ücret gibi dönemsel nitelikte ödenen alacakların beş yıllık zamanaşımına tabi olacağını belirtmiştir. Somut olayda davacının iş akdi 28.02.2010 tarihinde feshedilmiş olup yıllık izin ücreti 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir....

              İstinaf Sebepleri 1.Davacı vekili; bakiye süreden kaynaklı tazminat talebinden %20 indirim yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının bakiye süreden kaynaklı tazminatı talep etme hakkı olduğu tespit edildiğinden, bakiye süreden kaynaklı tazminatın ödenmesinin geciktiği her ay için gecikme cezasına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. 2. Davalı vekili; davacının sözleşmesel edimlerini yerine getirmediğini, dava konusu işin ekonomik açıdan yeterli olmadığının anlaşılması üzerine sonlandırıldığını, haklı nedenle fesih ve ifa imkânsızlığı hâlinde bakiye süreden kaynaklı tazminata hükmedilemeyeceğini, davacının sürecin başından beri dürüstlük ilkesine aykırı hareket ettiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. C....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında 28.11.2012 tarihli “Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi" imzalandığı, sözleşme gereğince davacı şirketin davalı şirketin işyerinde 28.11.2012- 01.10.2013 tarihleri arasında 6 kişilik silahsız Özel Güvenlik Görevlisi ile güvenlik hizmeti vermeyi, iş sahibi davalınında davacı şirkete 6 personel için aylık 10.716,00 TL + KDV ödemeyi üstlendiği, davalının, davacı çalışanlarını 01.06.2013 tarihinde iş yerine almadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi, davalının, davacı çalışanlarını iş yerine almadığı ve sözleşmeyi feshettiği konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık feshin haklı olup olmadığı, maddi-manevi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı ve tazminatın miktarı noktalarında toplanmıştır....

                GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının iş akdinin feshinden kaynaklı kıdem ve ihbar tazminatı alacağı ile yıllık izin ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı yanı sıra davalıların sorumluluklarına ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu