İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporu uyarınca; davacının 28/02/2016- 28/02/2017 tarihleri arasında 28/02/2016- 16/03/2016 tarihleri arasında hizmet alım sözleşmesinin bildirimin geç verilmesi nedeniyle kayıt dışı çalıştığı, akdin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyen nedenlerle sonlandırıldığının usulünce ispatlanamadığından feshe bağlı tazminatlara hak kazanıldığı yanı sıra çalışma döneminden kaynaklı 14 gün karşılığı yıllık izin ücreti alacağı bulunduğu, davalı belediye ile dava dışı yüklenici şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğundan dava konusu alacaklardan davalı belediyenin sorumlu olduğu gerekçesiyle; Davanın KABULÜ ile; Kıdem tazminatı talebi yönünden; toplam net 4.009,39 TL'nin akdin fesih tarihi olan 28/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İhbar tazminatı talebi yönünden; toplam net 3.167,81 TL...
Davalı T3 ile dava dışı yüklenici şirketler arasında 4857 sayılı yasanın 2. maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğundan davacının feshe bağlı tazminatlar ile diğer işçilik alacaklarına hak kazandığının kabulü halinde davaya konu tazminat ve alacaklardan davalı idare sorumlu tutulabilecektir. İhale sözleşmesiyle teknik ve idari şartnamelerde doğacak işçilik alacaklarından yüklenici şirketlerin sorumlu tutulacağının kararlaştırılması davalının yasadan kaynaklı sorumluluğunu ortadan kaldırmaz Kural olarak iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyen nedenlerle sonlandırıldığının ispatı davalı işverene düşmektedir. İspat yükü üzerinde olan davalı akdin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyen nedenlerle sonlandırıldığını usulünce ispatlayamadığından ilk derece mahkemesince davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığına ilişkin kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
İş Mahkemesinin 05/07/2021 tarih, 2020/1078 Esas, 2022/931 Karar sayılı kararının davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup, yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 17/08/2015 tarihinden akdin davalı tarafından haklı bir neden bulunmaksızın sonlandırıldığı, 28/05/2020 tarihine kadar ilaç dağıtım personeli olarak görev yaptığını, müvekkiline feshe bağlı herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığı gibi çalışma döneminden kaynaklı fazla mesai ücreti alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile asgari geçim indirimi alacaklarının bulunduğunu belirterek anılan alacakların faizi ile birlikte davadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş akdinin feshinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin bulunduğuna davanın iş mahkemesine açılarak yargılama yapılmasına ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (9.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının iş akdinin feshinden kaynaklı kıdem ve ihbar tazminatı alacağı ile yıllık izin ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı yanı sıra davalıların sorumluluklarına ilişkindir....
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; ATM kiralama sözleşmesinden kaynaklı davalı kiracının sözleşmeyi erken feshettiği ve kira bedelini ödemediği iddiasıyla alacak isteminden ibaret olduğu görülmüştür....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hizmet sürelerinin sigorta kayıtlarında geçtiği kadar olduğunu, akdin davacı işçi tarafından haklı bir neden bulunmaksızın istifa yoluyla sonlandırıldığından davacının feshe bağlı tazminatlara hak kazanamayacağı iş yerinde denkleştirme usulüyle fazla mesai yapılmaksızın hafta tatili ve yıllık izinler kullanılarak çalışıldığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde ise işletmenin kapalı olduğunu, davaya konu tazminat ve alacakların belirsiz alacak davası yoluyla tahsilinde hukuki yarar bulunmadığı ve talep edilen tazminat alacakların ve zamanaşımına uğradıklarını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hizmet sürelerinin sigorta kayıtlarında geçtiği kadar olduğunu, akdin davacı işçi tarafından haklı bir neden bulunmaksızın istifa yoluyla sonlandırıldığından davacının feshe bağlı tazminatlara hak kazanamayacağı iş yerinde denkleştirme usulüyle fazla mesai yapılmaksızın hafta tatili ve yıllık izinler kullanılarak çalışıldığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde ise işletmenin kapalı olduğunu, davaya konu tazminat ve alacakların belirsiz alacak davası yoluyla tahsilinde hukuki yarar bulunmadığı ve talep edilen tazminat ve alacakların zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerekir.Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemez ve feshe dayalı olarak davalıdan tazminat istenemez. Mahkemece tazminat isteminin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de bu yanlışlığın giderilmesi için kararın bozulup yeniden yargılama yapılmasında yarar görülmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün 6100 sayılı HMK'ya 6217 Sayılı kanunla eklenen gecici 3. Madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 438 maddesi uyarınca değiştirilmiş bu gerekçe ile düzeltilerek ONANMASINA, 16/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Akdin feshi ve tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı akdin feshi ve tazminat davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, temyiz eden davalıdan mahkemece hüküm altına alınan değer üzerinden alınması gereken nispi harcın eksik alındığı görülmüştür. Bu sebeple temyiz eden davalıdan temyiz harcının tamamlattırılması aksi halde temyiz harcı ödenmedikçe temyiz incelemesi yapılamayacağından HUMK.nun 434/3.maddesi gereği işlem yapılması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....