Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi’nce, davacı, üçüncü kişi konumunda olan davalı tarafından İİK 89. maddesi kapsamında haciz ihbarnamesine yapılan itirazın haksızlığı iddiasıyla tazminat istemiş olduğundan mezkur madde uyarınca uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 10....

    Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Dosya içeriğine göre, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/4. maddesi hükmünde öngörülen tazminatın kaynağı İİK 89/1 haciz ihbarnamesinden kaynaklanır ve hükmedilecek tazminat miktarı haciz ihbarnamesi ile istenen miktarı aşamaz. İİK 89/4 maddesi gereğince istenebilecek tazminat miktarının üst sınırı haciz ihbarnamesinde belirtilen borç miktarını geçemez. Davacının dava dilekçesinde tazminat miktarını dosya borcu olarak belirttiği, haciz ihbarnamesinde belirtilen miktarın da 76.210,80 TL olduğunun anlaşılması karşısında, temyize konu edilen toplam miktar 76.210,80 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalmaktadır....

      O halde mahkemece, İİK'nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken..." denilerek açıkça ortaya konmuştur. Yapılan tüm bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda takibe konu senet çift vade taşımakla, bono vasfında olmadığından alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkı bulunmadığı tespit edilmiş diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nın 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, ve iptal kararının yasal dayanağı olan İİK 170/a mddesi kapsamında tazminat ve para cezası öngörülmediğinden tazminat ve para cezası taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususlar tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; Yargıtay 12....

      İİK 89.maddesinin 4.fıkrasında; ''üçüncü şahıs haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338.maddenin 1.fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.'' hükmü yer almaktadır. Somut olayda; davacı, üçüncü kişi konumunda olan davalı tarafından İİK 89.maddesi kapsamında haciz ihbarnamesine yapılan itirazın haksızlığı iddiasıyla tazminat istemiş olduğundan mezkur madde uyarınca uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme icra hukuk mahkemesidir. Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup, açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir....

        Davacının dava dilekçesinde Bk.18.maddesi yanısıra aynı zamanda İİK 277 vd.maddesini zikret etmesi davaya, İİK 277 vd. maddesinde öngörülen tasarrufun iptali davası niteliğini kazandırmamaktadır. Bu halde Bk 18.maddesine dayalı davada, yerel mahkeme hakiminin hukuki nitelendirmede yanılgıya düşerek davayı İİK 277 maddesinde öngörülen tasarrufun iptali davası olarak değerlendirmesi ve ön şart yokluğundan davayı reddetmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın bu yönde bozulması gerekirken yerel mahkeme gibi davayı nitelendirerek kararı onayan sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum. ... (M)...

          Davalı 13/05/2019 havale tarihli dilekçesinde; öncelikle davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde davacının maddi manevi tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, davacı kadın için 80.000 TL maddi, 70.000 TL manevi tazminat, aylık 1.000 TL yoksulluk nafakası takdirine karar verilmiştir....

          HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmaya çalışıldığı üzere; 1- Davacının istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3- Dosyanın İstinaf Mahkemesine gönderilmesi amacıyla yapılan harç, posta masrafı ve tebligat giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, 4- Kararın mahkemesince bilgi mahiyetinde taraflara tebliğine, HMK. 353/1- b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan incelemede HMK'nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 362/1- a maddesi uyarınca istinafa konu miktar 107.090,00TL TL’nin altında kaldığından, yasa yolları kapalı olarak oy birliği ile karar verildi....

          Sonuç olarak, İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar oluşmadan açılacak alacak veya tazminat davalarına dayanılarak borçlu (davalı) olduğu iddia edilen kişilerin alacak veya tazminat hakkının doğum tarihine yakın tarihlerde 3. kişilerle yaptıkları hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin açılan davaların yasal dayanağı yoktur. B.K nun 18. maddesi yeterli ve bu davaların yasal dayanağı değildir. Ayrıca, davacının iptal davasını açtığı anda dava açmakta hukuki yararı oluşmamıştır. Alt yapısı olmadan bu yönde verilecek kararın icra takibi yönünden uygulanması ve yerine getirilmesi de mümkün değildir. Bu şekilde açılmış bir davanın kabulü, borçlu ile 3. kişinin zararına yol açabileceğinden davanın reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 21/03/2012...

            Maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak; 2- Davanın kabulü ile, Dava konusu İstanbul İli, Beykoz İlçesi, Paşabahçe Mahallesi, 40 pafta, 894 ada, 7 parsel kat 2 A Blok 5 nolu bağımsız bölümün tamamı ve İstanbul İli Beykoz İlçesi Görele Mahallesinde 65 kapı nolu villanın bulunduğu 139 ada 30 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin davalı T4'e devrine ilişkin tasarrufların ayrı ayrı iptaline, Davacı tarafa Beykoz İcra Müdürlüğünün 2016/726 Esas sayılı dosyasındaki alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla bu taşınmazlar üzerinde İİK'nın 283....

            Somut olayda, takip dayanağı hamiline yazılı çek, ilk ciranta tarafından takibe konulmuş olup, alacaklı, imzanın borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığından ve çeki takibe koymada ağır kusurlu ya da kötüniyetli olduğu da tespit edilemediğinden, ilk derece mahkemesince alacaklının tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulmaması gerekirken, alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmolunması ve alacaklının istinaf başvurusunun bölge adliye mahkemesince esastan reddi isabetsiz olup, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenler ile alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin 06.06.2017 tarih ve 2017/1605 E. - 2017/1469 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve ... 1....

              UYAP Entegrasyonu