İnşaat ve Ticaret A.Ş. aralarındaki tazminat-alacak davasına dair Konya 1. Tüketici Mahkemesinden verilen 21/12/2021 tarihli ve 2012/451 E. 2021/894 K. sayılı hükmün onanması hakkında Dairemizce verilen 18/05/2022 tarihli ve 2022/2647 E. 2022/4754 K. sayılı karara karşı, davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK'nın 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE, 660,00 TL para cezasının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, 10/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/894 Esas KARAR NO : 2019/392 DAVA : İflas (Doğrudan Borçlu Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 178)) DAVA TARİHİ : 16/11/2018 KARAR TARİHİ : 23/05/2019 Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Borçlu Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 178)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin borç tutarının sermayesinin iki katını geçmiş olması ve borca batık olması nedeni ile öncelikle İİK uyarınca iflasın hukuka uygun ve alacaklıların da haklarını korumak amacına matuf olmak üzere müvekkil şirket aleyhine başlatılacak icra takipleri ile başlatılmış icra takipleri hakkın İİK 193/1 uyarınca durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile yine İİK uyarınca alacaklıların haklarının korunması amacı ile müvekkil şirketin tüm malvarlığı (taşınmaz ve araçlar) üzerine İİK 159 hükmü uyarınca ihtiyati tedbir konulması ve müvekkil şirketin dava tarihi itibari ile ileri vadeli...
Hukuk Dairesinin 10.11.2022 tarih, 2022/3151 Esas, 2022/9141 Karar sayılı ilamıyla; davacı davalı erkeğin tüm temyiz itirazlarının yersiz olduğu, davalı davacı kadın yararına hükmolunan maddi manevi tazminat ve yoksulluk nafakasının ise az olduğunu belirterek bu yönden karar verilmesi yönlerinden hükmün bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir. Dairemizce, HMK'nun 373.maddesi uyarınca duruşma açılarak tarafların beyanları alınmış, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat azdır....
HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2024/894 - 2024/1242 T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 35. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2024/894 KARAR NO : 2024/1242 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A K A R A R İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ANKARA 14....
Hukuk Dairesi 2007/894 E., 2007/1729 K. 17. Hukuk Dairesi 2007/894 E., 2007/1729 K.RUCUEN TAZMİNATSİGORTA ŞİRKETİYARGILAMA GİDERLERİ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 55 ] 2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 104 ] 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 1301 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı 34 ... 5025 plakalı aracın, davalının işlettiği garajdan çalındığını belirterek, 175.000.00 YTL tazminatın 27.05.2005 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı A... T... İnş. San. ve Tic. Ltd....
Fıkrası uyarınca tazminattan indirim sebebi olduğunu, manevi tazminat talebinin zenginleşme aracı olarak kullanıldığını, talep edilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminatın hukuki niteliği olan ceza, telafi veya tatmin görüşü ile bağdaşmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, Konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Davacının İİK 72/5 maddesi gereği talep ettiği tazminat talebinin REDDİNE, Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 85,39 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 26,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine, Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin 83,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine, Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı HMK'nun 341....
Sonuç olarak, İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar oluşmadan açılacak alacak veya tazminat davalarına dayanılarak borçlu (davalı) olduğu iddia edilen kişilerin alacak veya tazminat hakkının doğum tarihine yakın tarihlerde 3. kişilerle yaptıkları hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin açılan davaların yasal dayanağı yoktur. B.K nun 18. maddesi yeterli ve bu davaların yasal dayanağı değildir. Ayrıca, davacının iptal davasını açtığı anda dava açmakta hukuki yararı oluşmamıştır. Alt yapısı olmadan bu yönde verilecek kararın icra takibi yönünden uygulanması ve yerine getirilmesi de mümkün değildir. Bu şekilde açılmış bir davanın kabulü, borçlu ile 3. kişinin zararına yol açabileceğinden davanın reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 08/0.../2013...
Sonuç olarak, İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar oluşmadan açılacak alacak veya tazminat davalarına dayanılarak borçlu (davalı) olduğu iddia edilen kişilerin alacak veya tazminat hakkının doğum tarihine yakın tarihlerde 3. kişilerle yaptıkları hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptaline ilişkin açılan davaların yasal dayanağı yoktur. B.K nun 18. maddesi yeterli ve bu davaların yasal dayanağı değildir. Ayrıca, davacının iptal davasını açtığı anda dava açmakta hukuki yararı oluşmamıştır. Alt yapısı olmadan bu yönde verilecek kararın icra takibi yönünden uygulanması ve yerine getirilmesi de mümkün değildir. Bu şekilde açılmış bir davanın kabulü, borçlu ile 3. kişinin zararına yol açabileceğinden davanın reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 22/04/2013...
isabetsizlik bulunmadığına, takibin kesinleştiği tarih itibariyle asıl borçlunun üçüncü şahıs şirketten kesinleşmiş ve muaccel bir alacağı bulunmadığının anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca istem gibi ONANMASINA, 08.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....