Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Her ne kadar davalının davacıya şiddet uyguladığı ve yakışıksız ithamlarda bulunduğu Mahkememizce kabul görmüş ise de eylemlerin hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış kapsamında kalmadığı kanaatine varılarak davacının TMK’nın 162. maddesine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmiştir.)"...

Davacı kadın dava dilekçesinde 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş yapılan yargılama sonucunda mahkemece davacı kadın yararına 50.000 TL maddi, 32.500 TL manevi tazminat takdirine karar verilmiştir. Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda davalıya atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında takdir edilen manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.09.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı kayyım vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayalı geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir. Davacı, vekili müvekkiline ait 162 ada 84 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısının bulunmadığını belirterek davalılara ait 162 ada 86 ve 87 parsel sayılı taşınmazlardan bedeli karşılığında geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir. Davalı kayyım vekili, davanın reddini savunmuştur....

    Her ne kadar konut satışının resmi şekilde yapılması gerekli ise de, (TMK’nun 706., BK’nun, 213. ve Noterlik Yasasının 89. md.) arsa payı devri karşılığı yapılan inşaat sözleşmesi bunun istisnasıdır. Sözleşme gereği edimini yerine getiren yüklenici, kendisine düşen bağımsız bölümleri yazılı olmak koşulu ile BK’nun 162 ve devamı maddelerine göre üçüncü kişilere devir ve temlik edebilmektedir. Oturmak amacı ile konut satın alan kişi ile yüklenici arasında düzenlenen sözleşme, BK’nun 162. maddesi hükmüne göre alacağın temliki mahiyetinde olup, bu tür sözleşmelerin resmi biçimde yapılması zorunlu değildir. Somut olayda, düzenlenen yazılı sözleşmenin de bu nitelikte olduğu ve konut satışının da 4077 Sayılı Yasa kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

      Her ne kadar konut satışının resmi şekilde yapılması gerekli ise de, (TMK’nun 706., BK’nun, 213. ve Noterlik Yasasının 89. md.) arsa payı devri karşılığı yapılan inşaat sözleşmesi bunun istisnasıdır. Sözleşme gereği edimini yerine getiren yüklenici, kendisine düşen bağımsız bölümleri yazılı olmak koşulu ile BK’nun 162 ve devamı maddelerine göre üçüncü kişilere devir ve temlik edebilmektedir. Oturmak amacı ile konut satın alan kişi (üçret alacağına karşı) ile yüklenici (Müteahit şirket) arasında düzenlenen sözleşme, BK’nun 162. maddesi hükmüne göre alacağın temliki mahiyetinde olup, bu tür sözleşmelerin resmi biçimde yapılması zorunlu değildir. Dosya kapsamından, davacının ,davalı ... Aliminyum ve PVC Doğrama İnş.San. Tic.Ltd.Şti.ne iş yapan ... İnşaat ...tinde çalışan işçi olduğu, ... İnşaat ...tinin işcisi olarak, adi daire satış sözleşmesi ile davalılara ait taşınmazda çalışması sonucunda, alacağı ücret karşılığında, (30) nolu dairenin ......

        Dava, davacı kadın tarafından münhasıran Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı olarak pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma istemiyle açılmıştır. Davacının talep sonucu bu şekilde olduğundan, delillerin bu çerçevede değerlendirilip, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, talep sonucunda bulunmayan Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi gereğince karar verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.12.2015 (Pzt.)...

          Yüklenici kişisel hakkını doğrudan sözleşmenin tarafı olan arsa sahibine karşı ileri sürebileceği gibi Borçlar Kanununun 162. vd maddelerinden yararlanarak üçüncü bir kişiye de temlik edebilir. Aynı yasanın 163.maddesi gereğince temlikin yazılı yapılması yeterli ve geçerlidir. Kısaca belirtmek gerekirse, davacı yüklenicinin yaptığı temlik işlemine dayanarak ve temlikin ademi ifasını ileri sürerek temlik sözleşmesinin diğer tarafı olan yükleniciden Borçlar Kanununun 96.maddesine sığınıp tazminat talebinde bulunabilir. Ne var ki, davada tazminat talep edilmemiş 19.03.2003 tarihli temlik sözleşmesi sebebiyle yükleniciye yapılan 25.000,00 TL ödemenin dava tarihindeki güncelleştirilmiş bedeli istenmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 26.maddesi uyarınca, mahkeme taleple bağlı olacağından yapılması gereken iş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak 19.03.2003 tarihindeki 25.000,00 TL’nin dava tarihindeki güncelleştirilmiş değerini bulmak, bulunacak bu miktarı hüküm altına almak olmalıdır....

            Kural yukarıda anlatılan şekilde olmakla beraber Borçlar Kanununun 162. maddesinden temlik işleminin işin mahiyeti icabı mümkün olamayabileceği veya sözleşmeyle yasaklanabileceği görülmektedir. Nitekim somut uyuşmazlıkta da, 16.10.2000 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin 10 ve 26. maddeleri hükümleri ile yüklenicinin üçüncü kişilere şahsi hakkını devir ve temlik etmesi yasaklanmıştır. Temlikin sözleşme hükümlerine göre yasaklanmış olması nedeniyle davacı (temlik alan üçüncü kişi) Borçlar Kanununun 162. maddesine dayanarak davalı arsa sahibini ferağa zorlayamaz. 16.10.2000 tarihli sözleşme uyarınca davalı arsa sahibini ferağa zorlayacak olan sadece yüklenicidir. Yapılan bu saptamaya göre davacı, 16.10.2000 tarihli sözleşmeye göre temlik işleminden yararlanamayacağından davanın bu nedenle reddi yerine sözleşmenin 10 ve 26. maddeleri hükümleri gözden kaçırılarak istek kabul edildiğinden karar bozulmalıdır....

              Kural yukarıda anlatılan şekilde olmakla beraber Borçlar Kanununun 162. maddesinden temlik işleminin işin mahiyeti icabı mümkün olamayabileceği veya sözleşmeyle yasaklanabileceği görülmektedir. Nitekim somut uyuşmazlıkta da, 16.10.2000 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin 10 ve 26. maddeleri hükümleri ile yüklenicinin üçüncü kişilere şahsi hakkını devir ve temlik etmesi yasaklanmıştır. Temlikin sözleşme hükümlerine göre yasaklanmış olması nedeniyle davacı (temlik alan üçüncü kişi) Borçlar Kanununun 162. maddesine dayanarak davalı arsa sahibini ferağa zorlayamaz. 16.10.2000 tarihli sözleşme uyarınca davalı arsa sahibini ferağa zorlayacak olan sadece yüklenicidir. Yapılan bu saptamaya göre davacı, 16.10.2000 tarihli sözleşmeye göre temlik işleminden yararlanamayacağından davanın bu nedenle reddi yerine sözleşmenin 10 ve 26. maddeleri hükümleri gözden kaçırılarak istek kabul edildiğinden karar bozulmalıdır....

                Kural yukarıda anlatılan şekilde olmakla beraber Borçlar Kanununun 162. maddesinden temlik işleminin işin mahiyeti icabı mümkün olamayabileceği veya sözleşmeyle yasaklanabileceği görülmektedir. Nitekim somut uyuşmazlıkta da, 16.10.2000 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin 10 ve 26. maddeleri hükümleri ile yüklenicinin üçüncü kişilere şahsi hakkını devir ve temlik etmesi yasaklanmıştır. Temlikin sözleşme hükümlerine göre yasaklanmış olması nedeniyle davacı (temlik alan üçüncü kişi) Borçlar Kanununun 162. maddesine dayanarak davalı arsa sahibini ferağa zorlayamaz. 16.10.2000 tarihli sözleşme uyarınca davalı arsa sahibini ferağa zorlayacak olan sadece yüklenicidir. Yapılan bu saptamaya göre davacı, 16.10.2000 tarihli sözleşmeye göre temlik işleminden yararlanamayacağından davanın bu nedenle reddi yerine sözleşmenin 10 ve 26. maddeleri hükümleri gözden kaçırılarak istek kabul edildiğinden karar bozulmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu