Davalı şirketin kurulduğu tarihten itibaren dava tarihine kadar kâr payının dağıtımına ilişkin alınmış herhangi bir genel kurul kararı bulunmadığı gibi davacı tarafından diğer ortaklara kar payı ödendiği yönünde bir iddia ileri sürülmediği ayrıca davacı ortağın davalı şirketin ortaklar kurulu gündemine kar payının dağıtılması yönünde herhangi bir çağrı veya başvurunun yapılmadığı veya yapıldığına ilişkin bilgi belgenin de dosyaya kazandırılmadığı anlaşılmaktadır. Bu hale göre limited şirketlerde şirketin kar elde etmiş olması, kendiliğinden limited şirket ortağının kar payı talep etme yetkisi vermeyecek olup, şirket ortaklarına kar payı dağıtılabilmesi için öncelikle ortaklara kar payı dağıtılması yönünde ortaklar kurulunca bir karar alınması gerekmektedir....
böyle bir hüküm bulunması gerektiğini veya böyle bir hüküm bulunmadığında ise kar payı dağıtımı ile ilgili genel kurulda bu yönde bir karar alınması gerektiğini, genel kurulda alınan kararda kar payı dağıtımı kararı alınmadı ise de öncelikle ilgili genel kurul kararının iptalinin talep edilmesi gerektiğini ve ardından böyle bir dava açılması gerektiğini, oysa müvekkili şirketin yetkilisinin beyanına göre ana sözleşmede kar payı dağıtımı ile ilgili bir hüküm bulunmadığı gibi yine hiçbir Genel Kurul kararında kar payı dağıtımı konusunda bir karar da alınmadığını, şirketin kar payı dağıtacak kar elde etmediğinden ve genel kurulda kar payı ile ilgili bir karar alınmadığından davacının açmış olduğu davanın hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek; her türlü dava, karşı dava açma, talepte bulunma, şikâyet etme, cevap, itiraz, beyan, savunma sunma, delil, karşı delil bildirme, sunma vb. ile birlikte tüm hukuki hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet...
ATM'nin 2015/517 E sayılı dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde dağıtımına karar verilen kar payının fiilen davacıya ödenip ödenmediğinin tespit edilemediği, şirket kayıtlarına göre davacıya kar payı ödemesi yapıldığının belirtildiği hususları birlikte gözetildiğinde söz konusu protokolün bir an için bağlayıcı olduğu düşünülse bile bu protokolden sonra kar payı dağıtılmasına dair karar alınıp, kayden davacıya da ödeme yapıldığına dair kayıt oluşturulmakla şirketin sonradan davacının kar payı isteyemeyeceğini ileri sürmesi çelişkili davranış niteliğindedir. Buna göre bir ortağın kar payı alması müketesep bir hakkı olup bu hakkı ortadan kaldıracak şekilde kar payı dağıtılmamasına karar verilmesi doğru değildir. Zira İzmir 4....
ya yapılan 26/12/2014 ve 28/12/2015 tarihli ödemelerin davacının kar payına ilişkin ödemeler olduğu savunulmuş ise de, dekont içeriklerinde her hangi bir açıklama bulunmadığı, davacının kar payının dava dışı söz konusu kişiler marifeti ile davacıya ödenmesine ilişkin bir talimatının bulunmadığı, havalenin kural olarak bir borcun ifası için yapıldığı, bu nedenle banka kayıtlarının sonuca etkili bulunmadığı, kar payının ödenmesi noktasında davalı şirket tarafından alınmış bir ortaklar kurulu bulunmadığı, ortaklara kar payının davalı kollektif şirket tarafından alınan karar olmaksızın zaman zaman yapıldığı, şirketin niteliği gereğince kar payı ödemesi için limited ve anonim şirket aksine ayrıca bir karar alınmasına gerek bulunmadığı, kar payı alacağının ortaklığın tasfiyesi beklenmeksizin talep ve dava hakkının mümkün bulunduğu gerekçesiyle, davanın 218.059,04-TL kar payı alacağı üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının şirket hissesini devrettiği ve ortaklık tarihinden bu devir tarihine kadar olan kar paylarının kendisine ödenmesini istediği, kar payı isteme hakkı bireysel, mali ve şarta bağlı bir pay sahipliği hakkı olup, kar payı istenebilmesi için genel kurulca bir karar alınması şart olduğu, paya bağlı bir hak olması hasebi ile kar payı isteyecek kişinin hissedar olması gerektiği, davacının talep ettiği kar payı alacağı şirket hissesinin devrinden önceki dönemi kapsadığından ve dava tarihi itibariyle hisse sahibi olmadığı gibi, hissedar olduğu dönemi kapsar nitelikte kar payı dağıtılmasına yönelik bir genel kurul kararı da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Davacı Eylül 2018 tarihinden itibaren kar payı ödenmediğini dava dilekçesinde bildirmiş olup, geçmiş dönemlere ilişkin kar payı talebi olmadığı ihtar ve dava dilekçesi kapsamında belirlenmiştir. Şirketin 2018 yılı karının 126.455,07 TL olduğu, Şirketin 2018 yılı karı kapsamında davacının 2018 yılında olan hisse başına düşen kar payının 9.317,62 TL olduğu, 2019 yılında raporlanan karın 13.923,69 TL olduğu, yedek akçe ayrıldıktan sonra TTK 521 uyarınca dağıtılacak kar payının bulunmadığı, 2017 yılında ..., ... ve ...'...
saklandığını ve müvekkiline ödeme yapılmadığını, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin mevcut olduğunu, dava konusu olayı ilişkin emsal Yargıtay kararlarını dava dilekçesinde sunduklarını, açıklanan sebeplerle müvekkili ile davalı taraf arasındaki adi ortaklığın haklı nedenlerle feshine ve tasfiyesine, müvekkilin işlemiş kar payı alacağını tespit etmek şuan için mümkün olmadığından iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak kabul ile müvekkilin 2014-2015-2016-2017-2018-2019 yıllarına ait kar payı alacağının tespitine, müvekkilin anılan alacağına mahsuben şimdilik 500 TL kar payı alacağının her yıl için ayrı ayrı işleyecek ticareti temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, 2019 yılında feribotun davalı tarafından müvekkilden habersiz satışı neticesinde müvekkilin 2019 yılı ile dava tarihi arasında kar payını elde etmek hakkından mahrum kaldığından müvekkilin iş bu alacağını da tespit etmek şuan için mümkün olmadığından iş bu alacak kalemi yönünden de iş...
alacağı, ... kar payı alacağı, ... bedelsiz pay edinme, hazırlık dönemi faiz hakkı, .... kira alacağı, ......taşınır ve taşınmaz pay değeri,...müvekkile aylık ödenmeyen maaşı ve ...müvekkilinin taşınmazları ipotek gösterilerek çekilen fazla kredi bedeli olmak üzere şimdilik ...... maddi tazminatın davalılardan müTeselsilen ve müştereken alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece alınan bilirkişi heyet raporunda, davalı şirketin kar dağıtımı konusunda aldığı olumlu yada olumsuz genel kurul kararı bulunmadığı belirtilmiştir. Limited şirketlerde şirketin kâr elde etmiş olması, kendiliğinden limited şirket ortağına kâr payı talep etme yetkisi vermeyecektir. Şirket ortaklarına kâr payı dağıtılabilmesi için, öncelikle ortaklara kâr payı dağıtılması yönünde ortaklar kurulunca bir kararın alınması gerekmektedir.Davalı şirketin genel kurulunca kâr'ın dağıtılmasına karar verildiği taktirde bu kar payı muaccel olur ve ortağın oluşan bu kar payı alacağı için talep ve dava hakkı doğar. Somut uyuşmazlıkta, kâr payı dağıtımına yönelik ortaklar kurulu kararının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu yönde alınmış bir karar olmadan mahkemenin ortaklar kurulu yerine geçerek ortağa kâr payı vermesi mümkün değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/1864 Esas- 2019/3511 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 11....
DAVA TARİHİ : 09/08/2019 KARAR TARİHİ : 09/09/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/09/2021 Taraflar arasındaki kar payı alacağı istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....