Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile davacı ... için 11.715,82 TL, ... için 5.795,05 TL, Tuğçe için 4.782,57 TL, Tuğba için 4.279,09 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davacı ...'ın talebinin sadece ... Sigorta AŞ'den tahsiline, diğer davacıların istemlerinin kusur oranında davalılardan tahsiline, ıslah edilen kısımlar için ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine) davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haksız eylem ve kişilik haklarının ihlali nedenine dayalı manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 07/05/2015 gün ve 2014/9021-2015/5840 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Davacının, davalının hakaret eylemi nedeniyle manevi tazminat istemine yönelik karar düzeltme talebi yönünden; Dava, haksız eylem ve aldatma nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, kısmen kabul kararı verilerek, davalının hakaret ve aldatma eylemleri nedeni ile ayrı ayrı manevi tazminata hükmolunmuştur....

      Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ...'nı yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Zira, sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 98/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır....

        Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ...'nı yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Zira, sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 98/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır....

          Davacının eşi, davacıdan boşanmalarına karar verilen mahkeme ilamı ile sadakatsiz tutum ve davranışları nedeni ile 10.000,00 TL manevi tazminat ödemeye mahkum edilmiştir. Şu durumda, davalı ile dava dışı eşin birlikte neden oldukları zarar nedeni ile davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiş bulunmasına göre, konusu ve hukuki sebebi aynı olan eldeki davada hüküm altına alınan tazminat tutarının boşanma davasında hüküm altına alınan tazminat ile tahsilde tekerrür olmamak üzere ödetilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması doğru değil ise de anılan yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/son maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/03/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeni ile tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalı tarafından inşaa ettirilen hidroelektrik santrali inşaat çalışmaları sırasında dinamitle yapılan patlatmalar nedeni ile evinde oluşan hasarın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Uyuşmazlık, haksız eylem nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla 23.07.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6723 sayılı Kanun ile değiştirilen 60. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 07.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Davanın dayanağı olan eylem, haksız fiil niteliğinde olup haksız eylemlerde temerrüt olay tarihinde gerçekleştiğinden, olay tarihinden itibaren faiz talep edilebilir. Davacı, dava dilekçesinde hükmedilecek manevi tazminata, haksız fiil tarihinden itibaren faiz talep etmiştir. Dava, haksız eylem nedeni ile davalının sorumluluğuna ilişkin olup, faize haksız eylemin oluştuğu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir. Mahkemece hükmedilen manevi tazminata 14/01/2014 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Davacının da talebi dikkate alınarak davaya konu edilen haksız eylemin gerçekleştiği tarih olan 14/01/2011 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekir. Karar, bu bakımdan yerinde görülmemiştir. Ancak, yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; hükmün, HUMK’un 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                  Borçlar Kanunun 50. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacı yani zarar gördüğünü ispat eden davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır. Manevi tazminat bakımından; Borçlar Kanunu’nun 56. (eski 47.md) maddesinde “ Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” denilmektedir. Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları ; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir....

                  Dosya kapsamından; olay tarihi olan 10/07/2013 tarihinde davacının aracı ile seyir halinde iken aralarında trafik nedeni ile yaşanan tartışma sırasında, davalının davacıya hitaben söylediği ifade ile hakaret ve tehdit eyleminde bulunduğu, Çeşme Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/440 esas, 2013/988 sayılı ilamı ile davalının hakaret ve tehdit suçlarından dolayı adli para cezası ile cezalandırılmasına ve CMK'nın 231/5 ve devamı maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu