Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer bir anlatımla, maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Bu itibarla uygulamada bu türden açılan davalarda ihtiyati tedbir/ihtiyati tebir mahiyetinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, hukuki nitelendirilmesinin mahkemece ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/05/2005 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin kabulüne dair verilen 05/05/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili, davalı ... ... vekili ve davalı SGK Genel Müdürlüğüne ... ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu ölüm ve bedensel zarar nedeniyle manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/07/2021 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. K A R A R Hükmüne uyulan Dairemizin 20/01/2021 tarihli ve 2020/3444 esas, 2021/96 karar sayılı ilamında; “somut olayda; davacılardan Mehmet’in yaralanma derecesi, ölenin eşi olması, davacı ...’nin de ölenin çocuğu olması, keza davalı tarafın tam kusurlu olması, olay tarihi gözetildiğinde davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı az olup, daha yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesi” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

        in yaralanması nedeniyle eş ve çocukları olan diğer davacılar için de manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece yapılan ödeme ile manevi tazminat istemlerinin fazlaya ilişkin kısmından feragat edilmiş olduğu ve manevi tazminat isteyemeyecekleri gerekçesi ile tüm davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56. maddesi ile özetle "ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebilineceği" hükmü getirilmiştir. Bu yeni düzenlenme ile 818 sayılı Borçlar Kanununun yürürlük zamanında içtihatlarla düzenlenen husus yasa koyucu tarafından açıklığa kavuşturulmuş ve yaralananın yakınlarının manevi tazminat davası bakımından hak sahipliği durumu ön şartı olarak "ağır bedensel" zarar koşulunu getirmiştir....

          Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; maddi tazminat davası yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, dosyada bulunan yaralanmaya ilişkin raporlar, İstanbul 60'ıncı Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/496 (E) sayılı kararı ve diğer belgelerin, manevi tazminat alacağının varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin kanı oluşturacak nitelik taşıdığı ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da bulunduğu gözetilerek; davacının, davalılar T5 ve T3 karşı açtığı manevi tazminat davası yönünden, İİK'nin 257/1'inci maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir....

          gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Davaya konu olayda; davacı ...'ın yaralanma derecesi, davalının kusuru, dosya kapsamı ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında davacı ... yararına hükmedilen manevi tazminat azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davacı ...'ın diğer temyizi incelendiğinde; .. 56/2 maddesi gereğince ağır bedensel zarar halinde zarar görenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Somut olayda; davacı eş, bu olay nedeniyle cismani zarara uğramamış ise de eşinin kulağının koptuğunu ve ağır şekilde yaralandığını görmüş, olayın şokunu yaşamış ve bu nedenle de manevi tazminatın koşulları oluşmuştur....

            aleyhine 02/07/2008 gününde verilen dilekçe ile kasten yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/11/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kasten yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Sonuç olarak; sigortalı iş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremez durumuna düşmüşse açacağı maddi tazminat davası ile bedensel zararının giderilmesini isteyebilecektir. Somut olayda, dava konusu iş kazaı nedeniyle davacıda % 5,3 oranında sürekli işgöremezlik oranı tespit edilmesine ve davacının bu işgücü kaybı nedeniyle maddi tazminat talep etmiş olmasına rağmen herhangi somut bir gerekçeye dayandırılmadan ve sadece gerekçede belirtilerek maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiğinin belirtilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yapılacak iş; davacıda meydana gelen iş gücü kaybı nedeniyle hesaba ilişkin bilirkişi raporu aldırılarak dosyadaki diğer delilller bir arada değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                Mahkememizce yapılan değerlendirmede davacının SGK tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödenekleri tenzil edildiğinde 832,06 TL maddi tazminat talep edebileceği kabul edilmiştir. Keza bir trafik kazasında yaralanan ve iyileşme süresi iki ayı bulan davacının bu dönemde bedensel acı, korku ve manevi zarar çektiğinin ayrıca ispatı gerekmediğinden, muhik bir manevi tazminata da hükmedilmelidir. Yaralanmanın ağırlığı ve davacı üzerindeki sonuçları nazara alındığında 3.000-TL'lik manevi tazminat yeterli görülmüştür. Masrafın tamamının maddi tazminatın araştırılmasında kullanıldığı gözetilerek masraf paylaştırılması yapılırken maddi tazminat miktarındaki kabul red oranına itibar edilmiştir....

                  Mahkemece,davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulüne manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü ile; 2.000,00 TL manevi tazminatın 21.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava trafik kazası sonucunda yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 818 sayılı BK'nun 47. maddesindeki(6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu