Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sicil Müdürlüğü Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünün, TTK. m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetkinin ve sorumluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye süreci eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... davaya karşı cevap vermemiştir. Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir. Ticaret Sicil kayıtlarının incelenmesinde; ihyası talep edilen şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ...-0 sicil numarasına kayıtlı olduğu ve ticaret merkezinin ... mah. ... sk....

    Şti.nin son sicil kaydının istenmesi, adı geçen davalının faaliyette olup olmadığının, sicilden terkin edilip edilmediğinin sorularak, a- Ticaret Sicil Memurluğunca davalının sicilden terkin edilmediğinin bildirilmesi halinde gerekçeli kararın ve davacı tarafın temyiz dilekçesinin adı geçen davalının ticaret sicilinde kayıtlı en son adresine yöntemince tebliğ edildikten, b- Adı geçen davalının tasfiye halinde olduğu bildirildiği takdirde tasfiye işlemi tamamlanmamışsa tasfiye memurunun kimlik ve adres bilgilerinin sorularak gerekçeli kararın ve davacı tarafın temyiz dilekçesinin tespit edilen tasfiye memuruna yöntemince tebliğ edildikten, c- Tasfiye işlemi tamamlanmış ve tasfiye sonu kararı ile davalı ticaret sicilinden terkin edilmiş, tüzel kişiliği son bulmuşsa adı geçen davalının ihyasının sağlanması ve tasfiye memurunun atanması için davacıya uygun süre verilerek ihya olunduktan sonra gerekçeli kararın ve davacı tarafın temyiz dilekçesinin adı geçen davalının tasfiye memuruna yöntemince...

      Müvekkil Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye süreci eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, emsal ve yerleşik içtihatlar ve davacı vekilinin dava dilekçesinde yer alan tasfiye memurunun resmi mercileri yanılttığı şeklindeki açıklamaları karşısında da yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönündeki talebinin mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir....

        Esas sayılı davasının derdest olduğu, dolayısıyla bu yöndeki iddiaların TTK 537. maddesi anlamında tasfiye memurunun görevden alınmasına haklı neden oluşturacak nitelikte olmadığı kanaatine varılmıştır. Tasfiye memurunun şirketi kendi mülküne taşımayarak her geçen gün artan kira borcu ile zarara uğrattığı iddiasının değerlendirilmesinden; şirketin şu an da bulunduğu mülke tasfiye kararından evvel taşındığı, tasfiye memurunun şirketin tasfiyeye dönük iş ve işlemlerini yürütmekle görevli olduğu, şirketin tasfiye haline girmiş olması karşısında sanki ticari faaliyeti sürecekmiş gibi taşınma işleminin gereksiz giderlere yol açacağı, tasfiye memurunun bulunduğu hal üzere şirketi tasfiye etmesinde yasaya aykırı bir durum bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Şirket ortakları .... ve ....'nun babası ....'...

          SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tasfiye memurunun tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 35,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı tasfiye memurundan alınmasına, 08/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/208 Esas KARAR NO : 2022/385 DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/01/2020 KARAR TARİHİ : 26/05/2022 MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN ------DAVA DOSYASI DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/01/2020 KARAR TARİHİ : 26/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Yukarıda kimlikleri yazılı taraflar arasında görülmekte olan iş bu dava dosyasının ve birleşen dava dosyasının HMK'nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı 23/02/2022 tarihinden itibaren 3 aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşılmakla, dosya incelendi....

              Her ne kadar açılan davada, davalı şirket dışında istifa eden tasfiye memuru ve şirket ortağı davalı gösterilmiş ise de, tasfiye memurunun atanmasına ilişkin davaların atama talep edilen şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup önceki istifa etmiş tasfiye memuruna ve şirket ortaklarına yöneltilmesi gerekmediğinden davalı tasfiye memuru ile şirket ortağı hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi isabetlidir. Öte yandan İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/273 esas ve 2009/71 karar sayılı ve 12/03/2009 tarihli kararı ile ... Şti'nin TTK'nun 187 ve 549 maddeleri uyarınca fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak resen seçilen mali müşavir ...'ın atanmasına karar verildiği, iş bu kararın 24.01.2011 tarihinde kesinleştiği, aynı mahkemenin 2018/590 esas ve 2019/136 karar sayılı dosyasında 06/02/2019 tarihli kararla ...'ın tasfiye memurluğundan alınmasına, ...'...

                Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava; mahkemece verilen ihya kararı ile şirkete tasfiye memuru olarak atanan ...'nin tasfiye memuru görevine son verilmesi talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3. Değerlendirme Dava, ihyasına karar verilen anonim şirkete atanan tasfiye memurunun azli ile yeni bir tasfiye memuru atanması talebine ilişkindir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 537 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca pay sahiplerinden birinin istemi ile ve haklı sebeplerin varlığında Mahkemece tasfiye memurunu görevden alınabilir ve yerine yenisinin atanmasına karar verilebilir. Dava konusu talebe ilişkin, şirketin ihyasına ve tasfiye memurunun atanmasına aynı mahkemece karar verilmiş olması nedeniyle pay sahipleri ek talep veya ayrı bir dava yoluyla tasfiye memurunun görevden alınmasını talep edebilirler....

                  M. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığı, -------tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiği ve sonuca bağladığı; yargı merci gibi hareket edemediği, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verildiği, aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddedeceği, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluğun şirket tasfiye memurunda olduğu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğu olduğu, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiği, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine...

                    Dava; ----numarasına kayıtlıTasfiye Halinde ----- unvanlı şirketin tüzel kişiliğine tasfiye memuru atanması talebine ilişkindir. --- dosya örneği, --- davalı Tasfiye Halinde------ terkin olup olmadığı, terkin edilmiş ise terkin sebebi sorularak dayanak belgeler istenmiştir. ---- kayıtlarına göre; davalı şirketin 2 ortaklı olduğu, ortaklardan --- tasfiye memuru olduğu, şirketin ---- tarihinde tasfiye kararının tescil edildiği, sonrasında sicil kayıtlarına göre hiçbir işlem yapılmadığı anlaşılmıştır. Şirketin vefat eden tasfiye memurunun nüfus aile kayıt tablosu ----dosyaya alınmış, şirketin diğer ortağı------ vefat eden tasfiye memurunun eşi olduğu tespit edilerek kendisine dava dilekçesi, duruşma zaptı ile duruşma gün ve saatinin tebliğ edildiği, herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu