"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın, ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığında bedellerinin tahsili ve katılma alacağına ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Değer artış payı ve katılma alacağının hesabında, tasfiye anı esas alınır. (TMK. md.227 ve 235) Aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür. (TMK. m.239/3) Tasfiye anı, boşanma veya mal rejiminin sona erdiği tarih olmayıp, tasfiyeye veya değer artış payına ilişkin açılmış bulunan davada, tasfiyeye ilişkin olan hükmün verildiği tarihtir. (2....
e ilişkin muhtelif sayıda ...... kayıtları sunmuştur. Mahkemece davalı eşe ait birtakım ...... hesaplarına ilişkin kayıtlar davalı eşin müşterek ...... ...... ile müşterek olarak açtığı ...... hesaplarına ilişkin kayıtlar getirtilmiş, müşterek ...... ...... ile müşterek ...... ......'in ...... hesaplarına ilişkin kayıtlar ise getirtilmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan, içinde emekli ...... müdürü bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 06.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davalı eşin hesapları ile davalı eş ve müşterek ...... ......'in müşterek hesaplarına ilişkin inceleme ve değerlendirme yapıldığı, müşterek ......ların hesaplarına ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, ayrıca TMK'nin 229.maddesinin 1. ve 2. bentlerindeki koşullarda devirlerin yapılıp yapılmadığı üzerinde yeterince durulmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle anılan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli nitelikte değildir....
< Vadesinde ödenmediğinden kesinleştiği ileri sürülen 1989 yılı Ocak-Aralık dönemlerine ilişkin amme alacağının gecikme faizi ile birlikte tahsili amacıyla yükümlü şirket adına ödeme emirleri düzenlenerek tebliğ edilmiştir. ... Vergi Mahkemesi ... sayılı kararı ile; 19.9.1988 tarihinde tasfiyeye girdiği anlaşılan şirket adına düzenlenen ihbarnameler ile ödeme emirlerinde, tasfiyeye giriliş tarihinden itibaren muhatabın tasfiye memuru olması gerekeceğinden isabet bulunmadığı, öte yandan şirketin tasfiyeye geçtikten sonra katma değer vergisine tabi bir mal teslimi ve hizmet ifasının bulunup bulunmadığı hususunda bir araştırma yapılıp takdir komisyonuna done verilmediği de anlaşıldığından takdirin dayanağının bulunduğundan da söz edilmesinin mümkün olmadığı, bu durumda, şirketin vergi borcu olduğundan bahsetmenin genel hukuk ve vergide adalet ilkelerine ters düşeceği gerekçesiyle ödeme emirlerini iptal etmiştir....
Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m). 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, TMK'nun 222/son maddesine göre bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edildiğine, davalı tarafın kişisel mal savunması dosya kapsamına göre kanıtlanamadığına, tasfiyeye konu taşınmaz edinilmiş mal niteliğinde bulunduğuna göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca tasfiyeye konu taşınmazın boşanma dava tarihinden kısa bir süre önce 14.11.2011 tarihinde 3. kişiye satılarak devir edilmişse de, TMK'nun 229. maddesi gereğince tasfiyede dikkate alınması gerekir....
Tasfiyeye giriş tarihinden önceki dönem olan 2010 yılına ilişkin yasal defter ve belgelerin ibrazının davacıdan istenilmesine karşın değinilen sorumluluğun davacı tarafından yerine getirilmediği sabit olan olayda 213 sayılı Kanun'un 30. maddesinin ikinci fıkrasının (3) numaralı bendi uyarınca şirketin katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle 5520 sayılı Kanun'un 17. maddesinin (9) numaralı fıkrası uyarınca davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığından temyiz isteminin kısmen kabulüyle Vergi Dava Dairesi kararının tarhiyata ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum....
Davalılar vekili, işletme maliyetlerinin aşağı çekilmesi için tasfiyeye girildiğini, müvekkillerinin kredi çekip şirkete aktardığını, şirketin sürekli zarar ettiğini, genel kurulun yasal şartlarına uygun gerçekleştirildiğini, 3 aylık hak düşürücü süre içinde genel kurulun iptalinin istenmediğini, tebligatın doğru adrese gönderilmesine rağmen davacıya ulaşılamadığını, müvekkili... ve...’nin de 75.732,99 TL şirket masraflarının karşılanması için şirkete borç verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin tasfiyeye sokulmasına ilişkin ortaklar kurulu kararının TTK'nın 447. maddesi gereği ortağın kanundan doğan vazgeçilmez nitelikteki haklarını sınırlayan veya tamamen ortadan kaldıran nitelikte ve iyiniyet kurallarına tamamen aykırı olması nedeniyle yok hükmünde olduğu, şirketin kayıtlara işlendiği şekilde ...'a 43.094,32 TL, ...'...
Eşler, 04.03.1977 tarihinde evlenmiş, 14.01.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 12.11.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM mad. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad. 10, TMK mad. 202/1). Tasfiyeye konu 4649, 4650, 4651 parsel sayılı taşınmazlar, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 06.03.2002 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş, boşanma dava tarihinden yaklaşık 5 ay önce 27.08.2007 tarihinde 3.kişiye satılarak devredilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad. 179)....
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyanın incelenmesinde;yargılama sürecinde tasfiyeye giren ve 20/12/2011 tarihli tasfiye sonu beyannamesinin tescili ve tasfiye memurlarının ibra edildiği anlaşılan şirketin ticaret sicilinden terkin edilip edilmediği araştırılarak, buna ilişkin belgenin eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olaya gelince; eşler, 14.07.2006 tarihinde evlenmiş, 30.04.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 27.10.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu 306 ada 8 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 05.05.2010 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....
Tasfiyeye konu 25 nolu bağımsız bölüm için eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 08.02.2011 tarihinde TOKİ ile davalı eş arasında satış bedelinin 216.759-TL olması, bunun 10.000-TL'sinin peşin ödenmesi, kalan 206.759-TL'sinin 240 ay vadeli ödenmesi şeklinde satış sözleşmesi akdedildiği, davalı eşin 03.04.2013 tarihinde devir protokolü imzalayarak taşınmazı dava dışı 3.kişiye devrettiği, tasfiyeye konu aracın taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 25.11.2011 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edildiği belirlenmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179. m)....