Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin TTK 32.maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği 34.maddesi hükmü uyarınca işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerinin müvekkili tarafından tespit edilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece verilecek karara müvekkilinin uyacağını, tasfiye memurunun kusurundan dolayı müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile TTK 547 maddesine dayalı ek tasfiye işlemine ilişkindir....

    Başka bir ifadeyle TTK'nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. Bu nedenle davalı vekilinin müvekkili tasfiye memuruna husumet yöneltilemeyeceğine dair istinaf nedeni yerinde değildir. TTK'nın 547/2. maddesine göre, ek tasfiye işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç kişi tasfiye memuru olarak mahkemece atanarak tescil ve ilan edilir. Bu davada tasfiye memurunun hasım gösterilmesi gerektiğinden, dava dilekçesinde açıkça davalı olarak tasfiye memurunun gösterilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesi tarafından, daha önce şirketi tasfiye eden tasfiye memuru atanmasında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır....

      den temlik aldığını, kredi ve takip borçlusu Tasfiye Halinde... Muhasebe Ve Mali Müşavirlik Limited Şirketi’nin tasfiye memuru olan...'un vefat etmiş olduğunun tespit edildiğini, borçlu şirketin Mersis sisteminden yapılan kontrolünde halen tasfiye halinde olduğunun tespit edildiğini, ilgili şirkete tasfiye memuru olarak atanan...'un vefat etmesi üzerine şirkete yeni bir tasfiye memurunun atanıp atanmadığının tespiti amacıyla icra dosyasından İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne müzekkere yazıldığını, Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün cevabi yazısında borçlu şirketin tasfiye halinde olduğu ve tasfiye memuru olarak...'un halen görüldüğünün bildirildiğini, icra dosyasındaki işlemlerin taraflarınca ilerletilemediğini ve borçlu ...'un İzmir, Karşıyaka, ... Nolu Bağımsız Bölüm'de kayıtlı taşınmazına ilişkin satış işlemlerine devam edilemediğini, T.T.K. m. 273 anlamında seçilmiş bir tasfiye memuru olduğunu, ancak tasfiye memurunun vefat etmiş olması nedeniyle İzmir ... İcra Müdürlüğü’nün ......

        CEVAP : Davalı sicil müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle : tasfiye sürecinde yetki ve sorumluğun şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye süreci eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı T4 sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olduğunu, bu nedenle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, müvekkil yönünden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İlk derece Mahkemesince dava konusu şirket aleyhine açılan İstanbul 17....

        Limited Şirketi'nin sicil kaydı 05.11.2021 tarihinde tasfiye neticesinde davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nce terkin edilmiştir. İhyasına karar verilen şirket aleyhine, davacı tarafça İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi'nin 2020/356 Esas sayılı dosyası ile 15.10.2020 tarihinde işçilik alacakları davası açılmış ve dava dosyasının derdest olduğu anlaşılmıştır. Şirketin tasfiyesinin, hakkında davacı tarafından açılmış ve derdest dava dosyası olması nedeniyle tamamlanmadığı, ek tasfiye işlemlerinin yapılması için yeniden sicile tescil edilmesi ve tasfiye işlemleri eksik bırakıldığından ek tasfiye işlemleri yönünden tasfiye memurunun görevinin devamına karar verilmesi gerekir. Bu nedenle Mahkemece davacının şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu kabul edilerek ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gibi, davalı tasfiye memurunun 29.09.2020 tarihli karar ile atandığı, bu tarihten sonra açılan İstanbul Anadolu 10....

          yerinde görüldüğü gerekçesiyle dahili davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, Tasfiye Halinde Toros Gemi Kontrüksüyon Makina İnşaat ve Turizm Sanayi Tic....

            Alüminyum Doğrama ve Karo Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi'nin tasfiyeye girmesi sebebiyle tasfiye memurluğuna şirket ortaklarından ...'ın atanmasına keyfiyetin ticaret siciline tescil ve ilanına karar verildiğini, hakkında borçlu olarak ... Alüminyum Doğrama ve Karo Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi ile ipotek veren olarak birlikte takip başlatılan şirketin ortağı ve tasfiye memuru ...'ın, İzmir ... İcra Müd. .....Esas sayılı dosyası ile başlatılan, kesinleştirilen ve devam eden ipoteğin paraya çevrilmesi takibinden haberdar olmasına rağmen tasfiye memurunun tasfiye sürecini devam ettirip sonuçlandırdığını bildirerek İzmir ... İcra Müd. .......

              Davalı tasfiye memuru, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; daha öncesinde verilen kararın davalı tasfiye memurunun temyizi üzerine ihya kararı ile birlikte TTK'nın 547/2. maddesi uyarınca ek tasfiye işlemleri için tasfiye memuru atanması gerektiği, açılan davada sadece tasfiye memuruna ve ticaret sicil müdürlüğüne husumet yöneltilmesi gerekirken tasfiye olmuş şirkete husumet yöneltilmesinin hatalı olduğu belirtilmek suretiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulduğu, davada ihya koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalılardan tasfiye olmuş ... San. ve Tic. Ltd. Şti hakkında açılan davanın husumetten reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın kabulü ile tasfiye olmuş ... San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin ... İş Mahkemesi'nin 2012/594 esas sayılı dosyasına münhasıran ihyasına, TTK'nın 547. maddesi uyarınca davalı ...'...

                Davacı olayda tasfiye memurunun kusurlu olduğu iddiasını ileri sürmüş bulunduğundan mahkemece anılan madde hükümleri gereğince tasfiye memurunun sorumlu olup olmadığının değerlendirilip sonucuna göre karar vermek gerekirken yerinde bulunmayan yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Kararı, davalı tasfiye memuru temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı tasfiye memurunun tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı tasfiye memurunun bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 27.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu