WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda ilk derece mahkemesince kesinleşen şirketin ihyası davasından sonra ihyasına karar verilen şirkete atanan tasfiye memurunun istifa etmesi üzerine tasfiye memurunun istifa talebinin kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin 01/06/2021 tarihli ek kararı esasen HMK'nın 341. maddesi kapsamında düzenlenen esas hakkında nihai karar niteliğinde olmadığı gibi ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddi, yüze karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz bu taleplerin gıyabında kabulü halinde itiraz üzerine verilen karar niteliğinde de değildir. Kaldı ki, ilk derece mahkemesince atanan tasfiye memurunun ilk derece mahkemesince her zaman değiştirilebilmesi mümkündür. Bu sebeple, tasfiye memuru değiştirme talebinin kabulü ile yeni bir tasfiye memuru atanmasına dair ilk derece mahkemesince verilen ek kararın istinaf edilmesi mümkün olmadığından tasfiye memuru ...'un istinaf başvurusunun HMK'nın 341....

    /İzmir adresinde faaliyet gösteren ...Şirketinin 2006 yılında tasfiye sürecine girdiğini ve tasfiye memuru olarak da ortaklar kurulunun kararı ile ortaklardan birisi olan ve aynı zamanda şirket temsilcisi olan davalının atandığını, TTK'nun 434 vd.maddelerinde tasfiye işleri ile görevlendirilen tasfiye memurunun yapması gereken işlemlerin sıra ile gösterilip anlatıldığını, tasfiye memurunun gösterilen bu işlemleri yapmasının ardından şirketin aktif ve pasiflerini netleştirerek şirketin borçları ödendikten sonra kalan mevcudu esas mukavelede aksine bir hüküm olmadıkça pay sahipleri arasında ödedikleri sermayeler ve paylara bağlı olan imtiyaz hakları nispetinde dağıtılması gerektiğini ve tasfiye sürecinin tamamlanmasından sonra durumun sicile bildirilip kaydın sicilden terkini ile şirket tüzel kişiliğinin sona ereceğini, davalı tasfiye memurunun kanununda belirtilen ve kendisine yüklenen görevleri kanun hükümlerine açıkça aykırı hareket etmek sureti ile eksik ve hatalı sonuçlandırdığını, halen...

      İş Mahkemesinin 2021/1341 E. sayılı dosyası ile görülmekte olan davada, davalı Tasfiye Halinde ...Makina San. ve Tic. Ltd.Şti.'nin tasfiye memuru ...'in vefatı nedeniyle taraf teşkilinin sağlanamadığını, Bakırköy 43. İş Mahkemesi kararı, şirketin tasfiye memurunun vefat etmesi ve yerine başka tasfiye memurunun atanmaması nedeniyle taraflarınca veraset ilamı çıkarıldığını, tasfiye memurunun mirasçılarına mahkeme kararının tebliğ edildiğini, ancak Yargıtay bu konuda usulü eksiklik gördüğünden kararın bozulduğunu ve davalı şirkete, yada tasfiye memuruna tebligat yapılması hususundaki eksikliğin giderilmesi için dosyayı mahkemesine geri gönderdiğini, ticaret sicil Memurluğuna yeni tasfiye memuru hakkında bilgi sorulduğunu fakat Ticaret Sicil Memurluğundan da varislere ihtar gönderildiği ancak tasfiye memuru atanmadığı bilgisinin verildiğini, tasfiye memuru atamaması nedeniyle dosya sürüncemede kaldığından Bakırköy 43....

        Şti'nden alacaklı olduğu kabul edilse bile tasfiye memurunun sorumluluğunun doğabilmesi için davacının zarara uğraması, zarara uğramasına da tasfiye memurunun kusuru ile yol açmış olması şarttır. Diğer yandan TTK 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde mahkemeden ek tasfiyeye karar verilmesi istenebilir. Davacının davalınının tasfiye memuru olduğu dava dışı ve tasfiyesini tamamlayarak sicilden terkin edilen Bay Arı Madeni Yağlar Kimya San ve Tic. Ltd. Şti'nden alacaklı olduğu kabul edilse bile alacağın ek tasfiye yolu ile tahsili imkanı bulunmaktadır. Dolayısı ile alacaklı davacı tarafından ek tasfiye yoluna başvurulmadan, tasfiyenin tasfiye memuru tarafından eksik yapıldığı nedenine dayalı olarak tasfiye memurunun sorumluluğu yoluna gidilmesi bu aşamada hukuken mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Hal böyle olunca davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur."...

        işlemlerini yürütmeye yetkili olmasının hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından her ne kadar kanun boşluğu olduğu ileri sürülerek TMK hükümleri uygulanmışsa da tasfiye memurunun atanması hakkında Türk Ticaret Kanununda açıkça düzenleme bulunmakla TTK'nın "tasfiye memurlarının ataması usulünün düzenlenmiş olduğu" 536. maddesinde tasfiye memurunun ne şekilde atanacağı, kim tarafından atanacağı vs. hususlar açıkça kanuni düzenleme altına alındığını, İlgili kanun maddesi gereğince tasfiye memurunun öncelikli atanması usulü esas sözleşme veya genel kurul kararıyla atama olup, tasfiye memurunun atanması usulünde mahkemece atama yapılması şeklinde genel bir hukuki düzenleme bulunmadığını, özel nitelikte ve koşullu bir düzenleme olduğunu, mahkeme kararıyla tasfiye memurunun atanmasına karar verilebilmesi için öncelikle şirketin feshine karar verilmesi gerektiğini, kaldı ki Asliye Ticaret Mahkemesi'nin de tasfiye memurunun atanmasına karar veremeyeceğini, karar vermeye görevli ve yetkili...

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin gerekçesinde belirttiği Yargıtay kararının taleplerine örnek teşkil edemeyeceği, kararın şirketin feshine ilişkin olduğu, taleplerinin şirketin feshine ilişkin olmayıp, tasfiye halindeki şirkete önceden atanan tasfiye memurunun vefatı nedeniyle yeniden tasfiye memuru atanmasına ilişkin olduğu, tasfiye memurunun vefatı nedeniyle şirketi temsil edebilecek kimsenin bulunmadığı, bu nedenle şirketin davalı gösterilmesinin yasal dayanağının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve şirkete ...'nın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; tasfiye halindeki kollektif şirketin, tasfiye memurunun vefatı nedeniyle yeniden tasfiye memuru atanması talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355....

          Davalı tasfiye memuru ..., terkin işleminin eksiksiz olarak yerine getirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kabulüne ilişkin verilen karar şirket tasfiye memurunun temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez davalı şirket tasfiye memuru karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı şirket tasfiye memurunun HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir....

            İş Mahkemesi'nde -------- Esas sayılı dosyasında hizmet tespiti davası açtığını; ancak yargılama esnasında şirketin------edilmiş olduğunu öğrendiğini, mahkemece şirketin ihyası için kendisine yetki ve mehil verildiğini belirterek İstanbul Anadolu--- Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ------Esas sayılı dosyasının şirketin bir amaçla sınırlı olarak ihyası için dava açtığını; ancak o dava esnasında da şirketin tasfiye sonucu terkin edildiğinin ortaya çıktığını; tasfiye memurunun davada taraf olması zorunlu olduğu ----- esas sayılı dosyasında taraf teşkilini sağlamak açısıyla tasfiye memuru aleyhine birleştirme talebiyle bu davayı açtığını belirtip; dosyaların birleştirilmesini mahkememizden talep etmiştir. Dava, TTK 547 madde gereğince açılan ek tasfiye davasıdır. İstanbul Anadolu -------esas sayılı dosyası getirilip incelenmiş olup şirketin tasfiye sonunda terkin edildiği, tasfiye memurunun da davalımız ... olduğu anlaşılmıştır....

              Taraflar arasındaki kayyım atanması, yöneticilerin görevden azli davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl-birleşen davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı asıl davasında, kooperatif üyesi olduğunu, kooperatifin uzun yıllardır faaliyette olduğunu ve tasfiye aşamasında olduğunu, üyeleri zarara uğratarak usulsüz birçok iş yaptıklarını, defter tesliminden kaçındıklarını, sahte evrak düzenlediklerini ileri sürerek kooperatif yönetiminin azli ile kayyum atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı tasfiye memurunun temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur. Davalı tasfiye memuru, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı Tasfiye Memurunun HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı Tasfiye Memurunun karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 4,60 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalı Tasfiye Memurundan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu