WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıdaki yasal düzenlemelerden anlaşıldığı üzere, feshe mahkemenin karar vermesi halinde tasfiye memurunun mahkemece atanması veya genel kurulca atanan tasfiye memuruna karşı pay sahiplerinden birinin haklı sebebe dayanarak tasfiye memurunun değiştirilmesini istemesi halinde mahkemenin genel kurulca atanan tasfiye memurunu görevden alarak yeni tasfiye memuru ataması mümkündür. Davamızda genel kurul feshe karar vermiş ancak tasfiye memuru atayamamıştır. Bu durumda kanunla mahkemeye tasfiye memuru atanması görev ve yetkisi verilmemiştir. Davacının talebinin TTK 'nun hükümlerine uygun olmadığı, HMK 114/1-h maddesi karşısında hukuki yarar içermediği kanaatine varılmıştır. Hukuki yarar dava şartlarından olup dava şartları yargılamanın her aşamasında mahkemece gözetilmesi gerekin şartlardandır. Bu nedenle tensiben gözetilerek değerlendirme yapılmıştır....

    işlemlerini yürütmeye yetkili olmasının hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından her ne kadar kanun boşluğu olduğu ileri sürülerek TMK hükümleri uygulanmışsa da tasfiye memurunun atanması hakkında Türk Ticaret Kanununda açıkça düzenleme bulunmakla TTK'nın "tasfiye memurlarının ataması usulünün düzenlenmiş olduğu" 536. maddesinde tasfiye memurunun ne şekilde atanacağı, kim tarafından atanacağı vs. hususlar açıkça kanuni düzenleme altına alındığını, İlgili kanun maddesi gereğince tasfiye memurunun öncelikli atanması usulü esas sözleşme veya genel kurul kararıyla atama olup, tasfiye memurunun atanması usulünde mahkemece atama yapılması şeklinde genel bir hukuki düzenleme bulunmadığını, özel nitelikte ve koşullu bir düzenleme olduğunu, mahkeme kararıyla tasfiye memurunun atanmasına karar verilebilmesi için öncelikle şirketin feshine karar verilmesi gerektiğini, kaldı ki Asliye Ticaret Mahkemesi'nin de tasfiye memurunun atanmasına karar veremeyeceğini, karar vermeye görevli ve yetkili...

      ın tasfiye memurluğundan alınmasına, ...'nin atanmasına, atanan tasfiye memurunun ... Müdürlüğü'ne tescil ve ilamına karar verildiği görülmüştür. Bu aşamadan sonra tasfiye memuru ... 05/04/2021 tarihli dilekçeleri ile tasfiye sürecine ilişkin bilgi sunmuş, tasfiye ücretinin ödenmediğini bildirerek istifasına dair dilekçe sunduğu görülmüştür. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/11518 esas sayılı ilamında da vurgulandığı üzere tasfiye memurunun ortaklığı zarara uğratmayacak şekilde münasip bir zamanda görevini herhangi bir zamanda yapmak istemediği takdirde görevden çekilmesi veya istifa etmesi mümkün olmakla tasfiye memuru ...'nin istifasının haklı gerekçeye dayandığı, ücreti ödenmeyen tasfiye memurundan tasfiye işlemlerini yapmasının beklenemeyeceği, istifanın tasfiye süreci yönünden münasip olmayan bir zamanda da yapıldığından söz edilemeyeceği, tasfiye memuru ...'...

        kayıtlarının tescili gerektiğini, lüzumlu defterlerin tasfiye memuru olarak atandığı 2013 yılında ve sonrasında tarafına teslim edilmediğini beyanla mirasçıların paylarının ... bünyesindeki sicile kayıt ve tescili amacıyla gerekli olan defterlerin çıkartılması için tasfiye memuru olarak tarafına yetki verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, tasfiye memuruna, tasfiye halindeki şirketin defterlerinin çıkartılması için yetki verilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda; tasfiye memurunun Türk Ticaret Kanunu Geçici 7. madde gereğince şirkete tasfiye memuru olarak .......

          Davalı şirket ve tasfiye memuru vekili, müvekkilinin görevini gereği gibi yerine getirdiğini, davacının çağrıya rağmen ortaklar kuruluna katılmadığını, alınan kararlarda hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı, ... davanın reddini istemiş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, asıl davada tasfiye memurunun görevini gereği gibi yerine getirmediği, azil şartlarının oluştuğu, birleşen davada TTK'nın 535/2. maddesi uyarınca tasfiye memurunun ortaklar kurulunu tasfiye ile ilgili olarak toplantıya çağırabileceği, usul ve yasaya aykırı durum bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne, tasfiye memurunun azline, yerine tasfiye memuru atanmasına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir....

            in tereke tasfiye memuru olarak atandığı, gerekçeli kararın atanan tasfiye memuruna tebliğe çıkartıldığı anlaşılmaktadır. Ancak dosyaya sunulan dilekçe ile tasfiye memurunun görevi kabul etmediğini, yürütmüş olduğu tereke tasfiye memurluğunun bulunmadığını bildirmiş olduğu ve kararın kesinleşmediği anlaşıldığından ... 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/29 esas 2017/35 nolu Tereke tasfiye memurluğuna ilişkin Kararının kesinleşip kesinleşmediğinin sorulmasına tasfiye memurluğuna ilişkin kararın kesinleşmesine müteakip tasfiye memuruna tebligat yapılmasına (tereke tasfiye memurunun aynı isim olması ve kararın bu şekilde kesinleşmesi durumunda dosyanın işlem yapılmaksızın) temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 27/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsımana göre, davalı tasfiye halindeki şirketin tüzel kişiliğinin anılan dava dosyasının infaz işleri de dahil tüm sonuçları ile birlikte kesinleşmesine kadar ihyasına, son tasfiye memurunun görevine devamına dair verilen kararın davalı tasfiye memuru tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır. Davalı tasfiye memuru, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı tasfiye memurunun HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir....

                nde ilan edildiğinin belirtildiği anlaşıldığından;a) Tasfiye işlemitamamlanmamışsa, tasfiye memurunun kimlik ve adres bilgilerinin sorulması ve gerekçeli kararın tespit edilen tasfiye memuruna yöntemince tebliğ edildikten, b) Tasfiye işlemi tamamlanmış ve tasfiye sonu kararı ile davalı şirket ticaret sicilinden terkin edilmiş, tüzel kişiliği son bulmuşsa, davalı şirketin ihyasının sağlanması ve tasfiye memurunun atanması için davacıya uygun süre verilerek ihya olunduktan sonra gerekçeli kararın adı geçen davalı şirket tasfiye memuruna yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. (HMK 366.) maddesindeki prosedürün işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Tasfiye memurunun ücreti ve ek tasfiye masrafları ile ilgili istinaf sebebi incelendiğinde ise; ilk derece mahkemesince dairemizin kaldırma kararından önce tasfiye memuruna şirketi temsil edeceği süre boyunca aylık 1.000,00 TL ücret takdirine ve ücretin Katra Otomotiv Endüstri Yatırım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin mal varlığından karşılanmasına, tasfiye memurunun tasfiyeye ilişkin masraf taleplerinin de yine ilgili şirket mal varlığından karşılanmasına karar verildiği, bu kararı sadece tasfiye memurunun istinaf ettiği, dairemizce kararın tasfiye memurunun istinafı üzerine kaldırıldığı, bu sebeple usuli kazanılmış hakkı berteraf edecek şekilde tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına karar verilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Şirketin mal varlığının bulunmadığı tespit edildiğine göre tasfiye memuru ücreti ve ek tasfiye masraflarının davacı tarafça karşılanması gerekir....

                    Davalı ... tasfiye halinde olması nedeniyle gıyabi hüküm tasfiye memuru adına tebliğe çıkarılmış ise de, tasfiye memurunun ölümüyle görevi sona ereceğinden 30.04.1996 tarihinde vefat ettiği anlaşılan tasfiye memurunun mirasçılarına yapılan tebligat usulsüz olmakla, bu durumda, davacıya davalı şirkete yöntemince tasfiye memuru atanmasını sağlamak üzere süre verilerek, tasfiye memuru atandıktan sonra, gıyabi hükmün usulünce tebliği sağlanarak temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3.maddesi gereği, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu