Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının terditli taleplerinden ilki şirketin fesih ve tasfiyesi olduğu için öncelikle bu talebi incelenmiş, oluşan duruma nazaran amacını gerçekleştiremeyen, gerçekleştirmesi de mümkün görülmeyen, kurulduğu andan itibaren hiçbir ticari faaliyeti, bir iş bağlantısı ya da aldığı/verdiği bir siparişi bulunmayan şirketin konulmuş bulunan bir sermayesi olduğu nazara alınarak fesih ve tasfiyesine karar verilmesi uygun görülmüş, tasfiyesi için şirket ortakları arasındaki anlaşmazlık nedeni ile herhangi birinin tasfiye memuru olarak atanmasının yerinde olmayacağı, birlikte atanmaları halinde de aralarındaki anlaşmazlıklar nedeni ile tasfiyenin sonuçlandırılamayacağı nazara alınarak tasfiye memuru olarak mali müşavir --------atanması uygun bulunmuş, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur....

    davanın kabulüne kanaat getirilmesi hâlinde dava konusu şirketin anılan dava kapsamında ek tasfiyesine ve tasfiye memuru atanması ile müvekkili Müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir....

      Diğer husus ise 6102 sayılı TTK Geçici Madde 7 hükmü uyarınca kaydı silinmiş olan şirketin ihyasına karar verilmesi halinde tasfiye memuru atanması gerekip gerekmediği noktasındadır....

        ın mirasının (terekesinin) ilgili Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından tasfiyesi ve bu amaçla tasfiye memuru görevlendirilmesi, bunun için de en yakın mirasçıların tamamının mirasın reddetmesine ilişkin karar veren mahkeme tarafından ilgili Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulması veya bu yapılmamışsa ilgililer tarafından terekenin tasfiyesi için ilgili Sulh Hukuk Mahkemesinden talepte bulunulması gerekmektedir. Muris ...'ın mirasına (terekesine) davalı şirketin de (davalı şirketin hisselerinin tamamının da) dahil olduğu, murisin terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesinin ve tasfiyenin adi tasfiye şeklinde mi, yoksa basit tasfiye şeklinde mi? yapılmasının gerektiğinin belirlenmesinden sonra seçilecek yönteme göre, murisin bütün malvarlığı ile birlikte bu malvarlığına dahil olan davalı şirketin de (tasfiye memuru tarafından) temsil ve idare edileceği, yönetim bu şekilde sağlanacağından 4721 s....

          Şti'nin tasfiye sonucunda terkin edildiği belirtilmiş ise de 26/02/2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nden anılan şirketin TTK'nın geçici 7.maddesine göre terkin edildiği anlaşıldığından mahkemenin bu tespiti de yerinde olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, tasfiye memuru T3 vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, davacının ihya davası açmada hukuki yararı bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi'nin ihya kararlarının doğru olduğu ancak her üç şirket hakkında TTK'nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekirken Elit Konfeksiyon Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti'nin için tasfiye memuru atanmaması doğru olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine ilişkin hususlar nazara alınarak kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, şirketlerin ihyasına ve şirketlere TTK'nın 547/2.maddesine göre ek tasfiye memuru atanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Ticaret sicili Memurluğunun 29.11.2010 tarihli yazısından anlaşılmakla adı geçen şirketinin ihyasının sağlanarak tasfiye memuru atanması için davacıya uygun süre verilmesi, İhya olunduktan sonra gerekçeli kararın adı geçen davalı şirket adına atanacak tasfiye memuruna yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432 ve 433. maddelerindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Öncelikle ihyası istenilen Karen Elektronik Pazarlama Ltd.Şti'nin TTK'nın geçici 7.maddesinde belirtilen hangi halden dolayı terkin edildiğinin, terkin sebebine göre şirkete tasfiye memuru atamayı gerektirir bir durumun olup olmadığının belirlenmesi, tasfiye memuru atamayı gerektirir bir durumunun olması halinde şirketin ihyası ile şirkete tasfiye memuru atanması, aksi halde ihya kararı ile yetinilerek tasfiye memuru atanmaması gerekirken eksik inceleme ile anılan şekilde şirkete tasfiye memuru da atanmasına karar verilmesinin yerinde olmadığı..''gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiği, ilk derece mahkemesince dairemiz kaldırma kararında belirtildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılarak şirketin ihyasına, tasfiye memuru tayin edilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır....

            in tasfiye memuru olarak ATANMASINA, c-Tasfiye memuru için aylık 2.500 TL ücret taktiri ile davacı tarafından 15.000 TL tasfiye ücreti avansının karar kesinleştikten sonra 2 hafta içerisinde Mahkememiz veznesine depo edilmesine, tasfiye memurunun görevinin işbu ücretin depo edilmesinden sonra başladığının ilgili tasfiye memuruna BİLDİRİLMESİNE, d-Tasfiye memuru ücretlerinin tasfiye memuru atanan şirketten tasfiye sırasında KARŞILANMASINA, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Görülmekte olan davada tasfiye memuru olarak Mali Müşavir ...'...

              Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/570 esas sayılı kararında şirketin ihyasına karar verilmiş ise de tasfiye memuru atanmasına karar verilmediği anlaşıldığından gerekçeli kararın tebliğinin usulüne uygun olmadığı gözetilerek ilgili Mahkemeden tasfiye memurunun araştırılması, ayrıca ataması yapılmadı ise atanması için ek karar aldırılarak ve ilgili kararların ilgili ticaret siciline işletilmesi için davacı vekiline uygun süre verilerek atanacak tasfiye memuruna adı geçen davalı şirket adına gerekçeli kararın yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. (HMK 366.) maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 04/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Davacı ve katılma yoluyla davalı Ticaret Sicil Memurluğu vekilince şirketin ihyası ile birlikte tasfiye memuru atanmamasının hatalı olduğu ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile birlikte tasfiye memuru atanmaması da isabetlidir. Çünkü şirket, tasfiyesiz terkin edilmiştir. Şirket, varsa terkin öncesi organlarıyla temsil edilecektir. Yöneticilerin süresi dolmuşsa, şirket kendi organlarını seçebileceği gibi, bunun gerçekleşmemesi hâlinde, şirket aleyhine açılan dava içinde bir temsil kayyımı atanması suretiyle yargılamaya devam edilebilecektir. Şirketin veya bir mal varlığının tasfiyesi söz konusu olmadığından, tasfiye memuru atanması söz konusu değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı isabetli olup davacı ve davalı vekilinin bu konudaki aksi yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacı vekilince lehlerine vekalet ücretine karar verilmemesi nedeniyle karar istinaf edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu