Mahkemece, tasarrufun iptali davalarının davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde açılması gerektiği, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinin yetkisinin olmadığı ve görevsizlik kararı vermiş olan Iğdır Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yetki itirazını reddetmesinin geçersiz bulunduğu gerekçesi ile davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında, HUMK'nun 9. (HMK.7) maddelerinde düzenlenen yetki kuralları geçerlidir. İptal davaları aynî hakka değil, kişisel hakka dayanan davalardır. Bu nedenle davanın konusu taşınmaz olsa bile taşınmazlara ilişkin kesin yetki kurallarını düzenleyen HUMK.13 (HMK'nun 12.) maddesi hükmü bu davalarda uygulanmaz....
tarafından açılan tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Zira ön alım davası ile tasarrufun iptali davası arasında bir irtibat bulunmadığı gibi her iki davanın farklı yargılama usullerine tabi olmaları nedeniyle de birlikte görülebilme olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle ön alım davası ile tasarrufun iptali davasının tefrik edilerek her birisinin müstakil bir dava olarak incelenip karar verilmesi gerekirken birlikte incelenip karara bağlanmış olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacılar ..., ... ve ... vekilleri ile davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalı ...'a geri verilmesine 1.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre,borçlu ile diğer davalı arasında enişte-kayın düzeyinde akrabalık bulunduğundan İİK 278.madde kapsamında yapılan ivazlı tasarrufun bağışlama hükmünde olması nedeniyle iptale tabi olduğu, alacağın gerçek bir alacak olmadığı iddiasının bu davada araştırılamıyacağı, öne sürülen iddianın davacı ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğu yönünde olmadığı,ancak menfi tesbit davasına konu olabileceği, bu konuda açılmış bir dava bulunmadığı, dava devam ederken böyle bir dava açılmış olsa bile açılacak davanın tasarrufun iptali davasından sonra açılmış olması nedeniyle bekletici mesele dahi yapılamıyacağı gerekçesiyle davanın kabülüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, borçlu ile davalı oğlu arasındaki dava konusu 91 ada 23 parsel sayılı taşınmazın 3/7 hissesinin satışına ilişkin 14.7.2010 tarihli tasarrufun İik 278/3 madde gereğince bağışlama hükmünde olup iptale tabi olduğu gerekcesiyle bu taşınmaz yönünden davanın kabulü ile tasarrufun takip konusu alacak miktarı ile sınırlı olarak iptaline,dava konusu 213 ada 50 parsel ve 798 parsel yönünden ise bu taşınmazların dava dışı 3.kişiler adına kayıtlı olduğu,ve daha önce üç-dört kez el değiştirdiği,muvaazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle bu parseller yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için diğer genel dava koşullarının yanında borçlunun aciz halinin var olduğunun sabit olması gerekir. Somut olayda, davacı alacaklı tarafından aciz belgesi sunulmadığı gibi, borçlu adresinde yapılmış İİK’nun 105. maddesi niteliğinde bir haciz tutanağı da bulunmamaktadır. Bu halde, ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Kabule göre ise, tasarrufun iptali davaları İİK'nun 282. maddesi gereğince borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır....
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece bedel farkı nedeniyle dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Bedeller arası misli farkın kabulü için tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen bedel arasında bir misli fark bulunması gerekir. Somut olayda bilirkişi tarafından belirlenen 17.750,00 TL ile davalı 3.kişi tarafından ödendiği ispatlanan 9.325,00 TL arasında bir misli fark bulunmadığından dava konusu tasarrufun İik 278/3-2.madde gereğince iptali doğru olmamakla beraber dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davalı 3.kişi ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını davalı kızı ...'ya devrettiğinden, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığını, müvekkilinin taşınmazı almak için eşinin kredi çektiğini haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu hakkında takip başlatıldığını, borçluların alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve haklarındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazları kardeşi ...'e devrettiğini, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, dava konusu taşınmazın babalarından kaldığını ve davalı ...'in oturduğundan bedeli karşılığında devredildiğini, haksız açılan davanın reddine savunmuştur. Mahkemece, tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için gerekli aciz durumunun bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Şikayet olunan vekili, tasarrufun iptaline ilişkin açtıkları davanın ve ihtiyati haciz tarihlerinin şikayetçinin açtığı davadan ve hacizden önce olduğunu, bunun aksi halinde bile müvekkilinin, tapu kaydında şikayetçinin takip tarihinden önce başlatılan ve aciz vesikasına bağlanmış bir ... takibine istinaden haciz koymuş olduğunu, bu sebeple aynı derecede hacze iştirak ettirilmesi ve paranın garameten paylaştırılması gerektiğini savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; tasarrufun iptali davalarında İİK'nın 281/.... maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceğinden şikayetçi ...'ın borçlu aleyhine açtığı ve ....07.2009 tarihinde kabul ile sonuçlanan ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/52 Esas sayılı tasarrufun iptali davasının karar tarihinin, şikayet olunan alacaklının açtığı, ........2009 tarihinde sonuçlanan ... .......
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetin süresinde olduğu, şikayet olunan bankanın takibinin geçerli olduğu, tasarrufun iptali davası içinde tasarrufa konu taşınmazlar üzerine konulan ihtiyati haczin İİK'nın 257. maddesinde düzenlenen hacizden farklı olduğu, ihtiyati haczin, tasarrufun iptali kararı ile kesin hacze dönüşeceği, şikayet olunan banka alacağının doğumunun ve takip tarihinin şikayet eden bankanınkinden önce olduğu, şikayet olunan banka lehine 31.08.2010 tarihinde ihtiyati haciz uyguladığı, tasarrufun iptaline ilişkin kararın ise 02.....2011 tarihinde verildiği ve bu tarihte kesinleştiği, şikayetçi bankanın ihtiyati haciz kararının ise 01.....2011 tarihli, tasarrufun iptaline dair karar ile haczin kesinleşmesinin 08.05.2012 tarihli olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir....