"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü....
No'lu davası sonucu verilen karar kaynaklı olduğu, borcun doğum tarihinin İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2016/16 E. No'lu dosyanın kararın kesinleşme tarihi olduğu, ancak dava tarihinin dahi borcun doğum tarihi kabul edilmesi halinde, borcun doğum tarihinin 2016 olacağı , yapılan tasarrufun ise davaya konu borcun doğumundan 7 yıl önce (18.03.2009) olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu tasarrufun borçtan 7 yıl önce gerçekleştiği, oysa tasarrufun takipten sonra olması gerektiği ve bu hususun davanın ön şartı olduğu anlaşılmakla, davanın HMK 114, 115 maddeleri uyarınca ön şart yokluğundan usulden reddine karar vermek gerektiği " gerekçesiyle; Davacının talebinin davanın ön şart yokluğu nedeniyle ( tasarrufun borçtan önce gerçekleşmiş olması) REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, dava; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulu Hakkında Kanunun 24 vd. maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasıdır. Tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak kanun özel bir yetki kuralı getirmemiş olduğundan 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi uyarınca bu davaların davalıların yerleşim yerinde açılmış olması gerekir. Davanın aynı hakka ilişkin bir dava olmaması nedeniyle şahsi haktan kaynaklanan bu davalarda tasarrufa konu taşınmaz olsa bile taşınmazın bulunduğu yerde dava açılması mümkün değildir. Tasarrufun iptali davalarında HMK'nın 12. maddesinin uygulanması ihtimali bulunmamaktadır....
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 10.01.2009 tanzim tarihli bonodan kaynaklı olduğu, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleştiği, 25.07.2011 tarihli haciz tutanağının İİK'nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, ayrıca dosyaya 25.11.2011 tarihli borç ödemeden aciz belgesinin de ibraz edildiği, iptali istenen 2147 parsele ilişkin tasarrufun 03.02.2011 tarihinde, 51 parselde kayıtlı taşınmazın ise 04.02.2011 tarihinde davanın dayanağı olan bononun düzenlenme tarihinden sonra yapıldığı, alacağın gerçek olduğu ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece öncelikle davalı borçlu ......
Bu durumda 17/09/2020 tarihli haciz tutanağının İİK'nun 105. maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğunun kabulü gerekirken, mahkemece bu hususun gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir. 2-Somut olayda davacının takibe koyduğu alacağının 10/08/2012, 11/08/2012 ve 21/09/2012 tanzim tarihli üç adet bonodan kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır. İptali istenen tasarruf ise 09/12/2010 tarihinde yapıldığından tasarrufun borçtan önce yapıldığı görülmektedir. Ancak uygulamada alacak- borç ilişkisi daha önce başlamasına rağmen alacak için düzenlenen bono veya çek gibi kıymetli evraka sonraki tarihlerin atıldığı sıklıkla görülmektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2021 NUMARASI : 2020/109 ESAS - 2021/409 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı borçlu MPE Mühendislik firmasında iş akdi ile çalışmasından kaynaklı işçilik alacakları için 10.09.2015 tarihinde İstanbul Anadolu 15. İş Mahkemesi'nin 2015/655 E. sayılı dosyası ile açtığı alacak davasının yapılan yargılaması sonucunda 05.10.2017 tarihinde karar verildiğini, kararın 28.12.2017 tarihinde kesinleştiğini, davacı tarafça davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu 16....
Bor İcra Müdürlüğünün 2018/213 E sayılı dosyasının incelenmesinde alacaklısının T1 borçlusunun ise T5 olduğu,02/06/2015 keşide, 01/09/2015 vade tarihli 20.000 TL bedelli kambiyo senedinden kaynaklı toplam 25.287,00 TL tutarında takip başlatıldığı , takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Tasarrufun iptali istenen taşınmazın tapu kaydı ve satış evraklarının incelenmesinde 23.03.2016 tarihinde işbu davanın davacısı T1 tarafından davalılardan Songül Abaklı'ya 10.000 TL bedelle satış suretiyle devredildiği görülmüştür....
Somut olayda davaya konu edilen taşınmazların dava ve tasarruf tarihi itibari le toplam değerinin 85.073,35 TL olduğu, davalılardan ... taşınmazı son devralan 4. kişi olup eldeki davada kötüniyetinin ispatlanamadığı, davacı vekiline 30/03/2021 tarihli 9 celsede eldeki tasarrufun iptali davasının bedel tahsil davasına dönüştürüp dönüştürmeyeceği hususunda mahkememize bilgi verilmesinin istenildiği, davacı vekilinin 14/04/2021 havale tarihli beyan dilekçesiyle bedel tahsil davasına dönüştürmek istemediklerin belirttiği, 4. kişinin kötüniyeti ispatlanamadığından ve dava bedel tahsil davasına dönüştürülmediğinden tasarrufun iptali yönünden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı düşünüldüğünden davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun görülmemiştir. Dosyadaki bilgilere göre takip dayanağının, davalı borçlu tarafından keşide edilmiş 29/01/2014 keşide tarihli 300.000 TL bedelli senet olduğu, söz konusu senetten kaynaklı borcun tahsili için ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali talebine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 mad.) bulunması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerekir....
Hukuk Dairesi ESAS No: 2015/10369 KARAR NO: 2018/171) Somut olayda davalı borçlu Mustafa ile davacı arasında 23/02/2018 keşide tarihli iki adet bono imzalandığı davalının borcunu ödememesinden kaynaklı icra takibine başlanıldığı, borçludaki alacağın gerçek bir alacak olduğu, icra takibinin kesinleştiği, borcun doğum tarihi tasarruf tarihinden önce olduğu dolayısıyla dava konusu tasarrufların borç doğduktan sonra gerçekleştiği tasarrufun iptali davasının ön şartlarının tam olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda Borçlu Mustafa ile davalı 3.kişi Satı'nın baba kız olduğu İİK 280. madde uyarınca akrabalık ilişkisi bulunduğu anlaşılmıştır....