Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a muvazaalı olarak dava konusu taşınmazdaki payın devredildiği iddiası ile açılmış bulunan tasarrufun iptali davasının derdest olduğu anlaşılmaktadır. ...'ın tasarrufun iptali davasını açmaktaki amacı, açtığı dava sonucu hak kazanacağı, alacağını tahsil etmeye yönelik olarak, danışıklı olduğunu ileri sürdüğü dava konusu payın satışına ilişkin işlemin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasında yapılan yargılama sonunda davaya konu edilen satışın danışıklı olduğunun kanıtlanması halinde ... satışa konu edilen maldan da alacağın tahsili için yararlanabilecektir. Tasarrufun iptali davasında davacının bu hakkı şahsi sonuç doğuracağından, davanın kabul edilmesi halinde tapu kaydının iptaline değil, İİK'nun 283/1. maddesi gereğince, iptal ve tescile gerek olmaksızın taşınmazın haciz ve satışına karar verileceğinden önalım isteğiyle iptal edilecek bir pay kalmayacağı görülmektedir....

    Davalı-karşı davacı alacaklı vekili, davacının dayandığı kira sözleşmesinin takip konusu borcun doğumundan sonra alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak yapıldığını, yapılan tasarrufun İİK’nin 97/17. maddesi gereğince iptale tabi olduğunu belirterek, istihkak iddiasının reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş, karşı dava olarak açtıkları tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle ;davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, bu tür davaların dinlenebilme koşullarından biri mahkemenin de kabulünde olduğu gibi iptali istenen tasarrufun takip konusu borcun doğumundan sonra yapılmış olmasıdır....

        Tasarrufun iptali davalarında  İİK'nun 281/2. maddesi  uyarınca uygulanan  ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşür. Tasarrufun iptali davalarında verilen ihtiyati hacizlerden birinin, ilk kesinleşen ihtiyati hacze iştiraki İİK'nın 268. ve 100. maddelerine göre belirlenir. İhtiyati hacizler ise tasarrufun iptali davasının karara bağlandığı tarihte kesinleşir ve bu tarihe göre sıra cetvelinde yer alırlar, ayrıca İİK'nın 268. maddesi şartlarında, önceki hacizlere iştirak edebilirler. İhtiyati haciz kararı alınmış ve bu ihtiyati haciz kararı kendisinden sonraki kesin hacze iştirak edebilecek durumda olduğu bir aşamada sıra cetveli yapılacaksa, henüz kesinleşmemiş ihtiyati haciz için sıra cetvelinde pay ayrılması gerekir....

        Mahallesi 1077 Ada 56 parselde kayıtlı taşınmazla ilgili davalılar arasındaki 15.5.2003 tarihli tasarrufun iptaline, söz konusu taşınmaz üzerinde davacı alacaklıya cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİY'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Anılan madde uyarınca elinde muvakkat veya kat'i aciz belgesi bulunan her alacaklı tasarrufun iptali davası açmaya hakkı vardır. Aynı yasanın 278, 279 ve 280. maddesinde ise hangi hallerde tasarrufun iptal edileceği belirtilmiştir. Somut olayda 12.11.2004 tarihli geçici aciz belgesinden borçlu ...'ın aciz halinde olduğu, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapıldığı, borçlu ile hukuki ilişkide bulunan davalı ...'nin borçlunun kiracısı olduğu, dosya içeriği ile sabittir. İİK 278/2 maddesinde edimler arasındaki fahiş farkın varlığı halinde yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde sayılacağı öngörülmüştür. Diğer taraftan 3.kişi ... borçlu ...'...

          İİK madde 277 e göre tasarrufun iptali davası; - Haciz yolu ile takiplerde; elinde kesin aciz belgesi veya geçici aciz belgesi sahibi alacaklı ; - İflas yolu ile takiplerde iflas idaresi tarafından, iflas idaresi, bu davayı açmak istemezse, kendisine -İİK. mad. 245 uyarınca dava hakkı devir olunan alacaklı tarafından açılır. İflas yolu ile yapılan takibe dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında, iflas etmeden önce elinden çıkartan borçlunun iflasına karar verilmiş bulunmasına (yani borçlunun iflası ile acz içinde olduğunun kabul edilmiş bulunmasına) göre kesin veya geçici aciz belgesi ibraz edilmesi, alacağın iflas masasına kaydedilmiş olması sebebi ile de alacağın kesinleşmiş olması ön şartı da aranmaz. Ancak; İflas yolu ile yapılan takibe dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı ayrı ayrı araştırılmalıdır....

            Davacının bu davadaki amacı, yaptığı icra takibi nedeniyle alacağını tahsil edebilmek için yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun kendisi yönünden geçersizliğini sağlamak olup, davacının bu hakkı ayni değil şahsi sonuç doğurur. Davada tasarrufun iptali sebeplerinin olması halinde dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisine karar verilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece dava konusu davalılar arasındaki taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya icra takibine konu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken kararda yalnızca tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru değil res’en bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

              TASARRUFUN İPTALİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 277 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 76 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, davalı Özden aleyhine icra takibi yapıldığını ancak davalı Özden'in yükümlülüklerini yerine getirmemek için Güngören İlçesi Haznedar Çiftliği mevkiinde bulunan 6056 parsel sayılı taşınmazdaki hissesini gerçek bedelinin çok altında diğer davalıya muvazaalı olarak devrettiğini bu nedenle tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı Özden vekili davacının sırf davalı Özden'in eşi olması nedeniyle dava açamayacağını, tasarruf ehliyetinin kısıtlanmasını isteyemeyeceğini, satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....

                Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı banka ile borçlu Fikri arasındaki kredi kartı üyelik sözleşmesi 25/02/2004 tarihinde imzalanmış olduğundan, alacaklı banka ile borçlu Fikri arasındaki temel ilişki bu tarihte başlamış sayılır ve borç ödemekten aciz hale düşmüş borçlunun alacaklıyı zarara sokan tasarrufi işlemleri için alacaklının tasarrufun iptali davası açması mümkündür. Dava konusu tasarruf 12/04/2004 tarihinde yapılmış olup, sözleşmenin imzalanmasından sonradır....

                  Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut olayda davanın dayanağı takipteki çeklerin keşide tarihi şeklen tasarruf tarihinden sonra olsa da uygulamada çeklerin vadeli olarak düzenledikleri gerçeği nazara alınarak alacaklı ile borçlu arasındaki temel ilişkinin ne olduğu, çeklerin keşide tarihinden önce düzenlenip düzenlenmediği hususu yeterince araştırılmamıştır. Davacı vekili temyiz dilekçesine ekli olarak sunduğu çek tevdii bordrosundan takip konusu çeklerin tasarruf tarihinden önce düzenlendiği anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu