Davalı vekili, davacının bono nedeniyle müvekkiline borçlu olduğunu, kaldı ki mallarını kaçırmak için satış yoluna gittiğini ve bu satışların iptali için tasarrufun iptali davası açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının davacı aleyhinde tasarrufun iptali davası açtığı, bu nedenle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan takip konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davalı tarafından açılan tasarrufun iptali davası ise davacı borçlu tarafından 3. kişiye satışı yapılan taşınmazın satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle İİK'nın 277. maddesi gereği iptali istemine ilişkindir....
Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın trafik kaydına haciz konulmasından önce noterde yapılan sözleşme ile üçüncü kişi tarafından satın alındığı, tescil işleminin yapılmamasının satışı geçersiz kılmayacağı, borcun doğumundan önce satışın yapılması karşısında tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği“ gerekçesi ile istihkak davasının kabulü ile karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı (karşı davacı alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nnu 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” ve İİK’nun 97/17. maddesi gereğince karşı dava olarak açılan “tasarrufun iptali” davası niteliğindedir. İcra takibine konu borç, 13.09.2008 tarihli çekten kaynaklanmaktadır. Çeklerin ileri tarihli olarak düzenlenmesi ticari yaşam içinde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Dava konusu araç satışı çekten yaklaşık 20 gün kadar önce yapılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/32 esas sayılı dosyasında istihkak davası açıldığını, bu davaya verilen cevapta da işlemin muvazaalı olduğunun belirtilerek iptalinin istenildiğini, istihkak davasına karşı açılan tasarrufun iptali davasının süreye bağlı olmadığını ileri sürerek İİK'nin 97/17.maddesi uyarınca muvazaalı işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı 3.kişi vekili, istihkak davasına karşı açılan tasarrufun iptali davasının cevap dilekçesi ile açılması gerektiğini, bağımsız açılan tasarrufun iptali davasının icra mahkemesinde görülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece İİK'nin 97/17.maddesi uyarınca alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davasının karşı dava olarak kabulünün mümkün olmadığı, müstakil bir dava olarak açılan tasarrufun iptali davalarında ise icra mahkemesinin görevli olmadığı, davaya genel mahkemede bakılması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın dayanağı takipte alınmış bir aciz vesikasının ibraz edilmiş olmasına ve davalı ...’ın, kardeşi olan borçlu ...’ın alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceğine (İİK. 280/II) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı ...’ın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut olayda davacının alaca- ğının dayanağını teşkil eden bononun tanzim tarihi 20/08/2008 tarihi olup iptali istenen tasarruf 10/10/2007 tarihinde yapılmıştır....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava İİK'nın 277. ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, alacağın tahsili amacı ile açılan tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için borçluya karşı cebri icra ../... -2- 2012/9269 2012/10465 takibi yapılmış olması ve yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi veya yaptığı itirazın iptali üzerine kesinleşmiş ve ödenmemiş bir alacağın bulunmasının gerekmesine, somut olayda borçlu ...'...
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, kamu alacağı veya kurum alacağı nedeniyle açılan tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için kamu alacağı borçlusuna tebliğ edilmiş olmasına karşın yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi veya yaptığı itirazın vergi mahkemesince reddedilmesi üzerine kesinleşmiş ve ödenmemiş bir kurum veya kamu alacağının bulunmasının gerekmesine, somut olayda kamu alacağı borçlusu ...'...
Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekir. Yine İİK.nun 284. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür. Söz konusu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Somut olayda dava ve tasarrufa konu edilen 34 HKL 66 plakalı araç 08.05.2001 tarihinde davalı ... adına,... plakalı araç 23.06.2006 tarihinde davalı ... adına,... plakalı araç ise 21.06.2005 tarihinde davalı ... adına tescil edilmiş, dava 01.08.2009 tarihinde açılmış, davacının alacağı boşanma kararı ile verilen nafaka alacağına ilişkin olup boşanma davası 10.10.2006 tarihinde açılmış, 13.02.2007 tarihinde ise karara bağlanmıştır....
Mahkemece, davalıların kardeş olduğu ve İİK'nun 278/3-1.maddesi gereğince yapılan tasarruf bağışlama niteliğinde olup iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir (İİK.m.277). Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır....
Müdürlüğü'nün 2007/8536 sayılı takip dosyasında hazırlanan bila tarihli sıra cetvelinde, müvekkilinin açtığı tasarrufun iptali davası nedeniyle davalıların ihtiyati haczinden daha önce ihtiyati hacizi işlendiği halde, şikayet olunanların açtığı tasarrufun iptali davasının ....04.2011 tarihinde kabul ile sonuçlandığından bahisle paylaştırmanın şikayet olunanların arasında garameten yapıldığı, müvekkiline pay ayrılmadığı, İİK'nın 100. maddesi gereği müvekkilinin de garameten paylaştırmaya dahil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan ... A.Ş. vekili, tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati hacizlerin kendine özgü olup İİK'nın 100 ve 268. maddelerinde uygulanmaması gerektiğini sıra cetvelinin yasaya uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Şikayet olunan ......
Mahkemece, tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için kesinleşmiş bir alacağın ve aciz belgesinin bulunması gerektiği, davacının yaptığı takibin borçlu tarafından yapılan itiraz ile durduğu ve alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasının da reddedildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tasarrufun iptali davalarının ön şartı olan kesinleşmiş bir alacağın mevcut olmamasına, davanın dayanağı yapılan takibin ... olmasına ve borçlu hakkında verilmiş bir aciz belgesinin bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Tasarrufun iptali davalarında ön şart yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi halinde davalılar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerekirken...