Mevcut dosyada tasarrufun iptali davası yargılaması sırasında alacak miktarınca taşınmaz üzerine konulan ihtiyati hacze ikame olmak üzere teminat mektubunun sunulması safahatında da teminat mektubu üzerinde icra müdürlüğünce haczin gerçekleştirilmesi birlikte değerlendirildiğinde tasarrufun iptali davası neticesi doğan hakkın şahsi ve nispi nitelikte olup, aynilik arz etmediği tasarrufun iptali davası neticesi verilen ilamında infazının İİK 194/1 maddesi öne sürülerek engellenmiş olması hukuken kabul edilemez. Tasarrufun iptali davasının alacaklı lehine sonuçlanması üzerine de taşınmazın satışı yerine alacaklının alacağını teminat mektubunu paraya çevirmek suretiyle tahsil etmesinin İİK. 283 maddesi hükmüne de uygun olacağı aşikardır....
İcra Müdürlüğü'nün 2005/2951 E. sayılı dosyasında derece kararı yerine kaim olmak üzere düzenlenen 22.06.2013 tarihli kararda, bedeli paylaşıma konu taşınmazın tapu kayıtlarına şikayet olunanın açtığı tasarrufun iptali davası kapsamında 04.05.2005 tarihinde ihtiyati haciz şerhi işlendiği ve tasarrufun iptali kararının 12.10.2010 tarihinde kesinleştiği, müvekkilinin açtığı tasarrufun iptali davası kapsamında ise 10.03.2005 tarihinde gerekli şerhin işlendiği ve anılan dava neticesinde verilen 2012/564 K. sayılı tasarrufun iptali kararının henüz kesinleşmediği belirtilerek satış bedelinin tamamının şikayet olunana ödenmesine karar verildiğini, müvekkili banka lehine işlenen 10.03.2005 tarihli ihtiyati haciz hükmündeki şerhin, şikayet olunanın 04.05.2005 tarihli ihtiyati haczinden önce olduğunu ve satış tarihinden önce 13.12.2012 tarihinde kesin hacze dönüştüğünü ileri sürerek, 22.06.2013 tarihli sıra cetvelinin iptaline, taşınmazın satışından elde edilen paranın tamamının müvekkiline ödenmesine...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nce taşınmazın tapu kaydına 10.03.2005 tarihinde ihtiyati haciz şerhi işlendiği, şikayet olunanın ihtiyati haczinin ise 04.05.2005 tarihli olduğu, İİK'nın 281/2. maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüştüğü,... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/75 E. sayılı tasarrufun iptali davasının ilk kabul kararının tarihinin 21.07.2008 tarihli olduğu, şikayet olunanın ihtiyati haczinin, kesin hacze dönüştüğü... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin tasarrufun iptali davasının ilk kabul kararı tarihinin 05.11.2009 tarihli olduğu,... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin dosyasının 07.07.2011 tarihinde kesinleştiği,... 4....
Somut olayda; davacı tarafça İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline ilişkin şartların olayda gerçekleştiği hususunun ileri sürülerek taraflar arasında yapılan tasarrufun öncelikle İİK.'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince iptali ile cebri icra yetkisi verilmesine, bu talepleri yerinde görülmez ise tasarrufun TBK.'nın 19. Maddesine göre iptalini karar verilmesi talep edilmektedir. Davacı tarafça terditli olarak TBK.'nın 19. Maddesine göre tasarrufun iptali talebinde bulunulduğundan öncelikle ilk talep olan İİK.'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası ile ilgili değerlendirmenin yapılması gerekmektedir. İİK.'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile ilgili olarak dairemizin görevi yoktur. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3....
Mahkemece, tüm dosya kapsamından, borcun doğumundan sonra taşınmazların gerçek değerinin altında kardeşi olan davalıya sattığı İİK'nun 278/3-1 maddesine göre tasarrufun bağışlama niteliğinde olduğundan bahisle davanın kabulü ile tasarrufun, icra dosyasındaki alacak ve fer'ilerini karşılayacak oranda iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, İİY'nın 278/3 maddesinde belirtilen yakın akrabalar arasındaki tasarruf bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptali tabi olduğunun öngörülmesine, göre davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya...
Mahkemece, tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılması gerektiği, tasarrufun 23.03.3009 tarihinde yapıldığı,borcun 13.04.4009 tarihinde doğduğu, borçlunun ortağı olduğu dava dışı şirketin borçlarından sorumlu olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Somut olayda davalı borçlu....in ortağı olduğu şirkete ait borç 23.01.2009 tarihinde dogmuş, şirket borcunu ödemeyince alacaklı aynı borcu yeniden yapılandırarak bu kez 13.04.2009 tarihinde hem şirket yetkilisi hemde ortaklar şahsi olarak bono düzenleyerek alacaklıya vermiş ve bu bono da ödenmeyince dava konusu takip yapılmıştır....
Mahkemece, haczin noter satışından sonra konulduğu, mülkiyetin satışla davacıya geçtiği gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmlasına, karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-k.davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Karar başlığında davacı 3.kişi adının ... yerine ... yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde görülmekle bozma nedeni yapılmıştır. 1-Dava, 3.kişinin İİK'nin 96 vd maddelerine dayalı istihkak davası ile alacaklının İİK'nin 97/17.maddesi uyarınca karşı dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Tasarrufun iptali davasının konusu İİK'nin 280.maddesinde "malvarlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar verme kasdıyla yaptığı tüm işlemler" olarak tanımlandığından, bu davalarda takip borçlusu yasal hasım konumundadır....
ve ... vekili, müvekkillerinin tasarrufun iptali davasında pasif dava ehliyetlerinin olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ... ve ... Mühendislik ve Mimarlık İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığını, mal kaçırma amaçlarının olmadığını belirterek davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, takip konusu alacağın vekalet ücreti alacağı olarak 17.07.2013 tarihinde doğduğu ve 18.07.2013 tarihinde takibe geçildiği, davalı ..., ... ve ... hisselerinin 26.04.2011 tarihli gayrimenkul satış vadi sözleşmesi gereğince 20.12.2012 tarihinde devredildiği, alacağın ise daha sonra doğduğu, davalı ..., ... ve ...'e husumet düşmeyeceğini, tasarrufun iptali konusu olamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre,davanın terditli açıldığı, davada muvazaa sebebi ile tapu iptali tescil talebinde bulunulmuş ise de BK'nun 18.maddesi gereğince taraflar arasında işlemin satışa dayalı olup ortada tapuda muvazaalı şekilde düzenlenmiş bir akit tablosu bulunmadığı gerekçesiyle davacının terditli isteklerinden muvazaa sebebi ile tapu iptaline yönelik talebinin reddine,davacı kademeli istekte bulunduğundan dava tasarrufun iptali niteliğinden sayılarak bedelini borçlunun ödeyeceği taşınmazı tapuda oğlu adına tescil ettirmesi mal kaçırma fiilini oluşturduğu, bu işlemin icra takibine konu borcun doğumundan sonra gerçekleştiği, İİK 278/1.maddesindeki şartlar gözetilerek İİK 283.madde gereğince tasarrufun alacak tutarı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle diğer terditli isteği tasarrufun iptali talebinin kabulü ile dava konusu taşınmazda davalı ... adına olan 1/2 pay bakımından takip konusu asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olarak borçlunun...
Mahkemece, borcun doğumundan sonra davalı kardeşler arasında yapılan satışın İİK'un 278/3-1.maddesi gereğince iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında, kesinleşmiş bir takibin varlığı da gereklidir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden dava dayanığı takip dosyası ile ilgili olarak borçlunun yaptığı itiraz nedeni ile takibin durduğu, ancak alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılıp açılmadığı anlaşılamamıştır....