WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hemen belirtilmelidir ki; İİK’nin 277 vd. maddelerine dayalı olarak doğrudan açılan tasarrufun iptali davaları genel mahkemelerde görülür. (İİK mad.281) Ancak, üçüncü kişi hacze dayalı istihkak davası açmışsa (İİK mad.97/6-9) davalı takip alacaklısı geçici veya kesin aciz belgesi sunmak zorunda olmaksızın, bu davaya karşılık tasarrufun iptali davası açabilir. (İİK mad.97/17) Bu durumda, karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davası istihkak davasına bakan icra mahkemesinde incelenerek karara bağlanır. Öte yandan, karşı dava, HMK’nin133. maddesi gereğince cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek sureti ile açılır. Somut olayda, davalı üçüncü tarafından ... Batı İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/452 Esas sayılı dosyasında yargılamasına devam edilen istihkak davası açıldığı, dava dilekçesinde istihkak davasına karşılık dava olarak eldeki tasarrufun iptali davasının açıldığı iddia edilmiştir....

    doğacağını, tasarrufun iptali davasının ayni bir hak niteliğinde olduğunu, davanın kabulü halinde sıra cetvelinde daha sonradan haciz konulmuş olsa dahi tasarrufun iptali davasını açan alacaklının önceliğinin bulunduğunu belirterek şikayetin kabulü ile 13/01/2020 tarihli kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptaline karar verilmesi halinde davacı alacaklının dayandığı icra takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği gibi hangi tasarrufun iptal edildiği de tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Somut olayda davacı vekili davalı ......

      Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olmasının gerekmesine, davacının dayandığı kredi sözleşmesinin tasarruf tarihinden sonra düzenlenmesine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, 19.12.2005 gün ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 140. maddesi gereğince davacıdan harç alınmamasına, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... Yapı Eğitim Hizmetleri A.Ş aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu işletmeyi davalı ... Eğitim ve İnş. San. Tic. Ltd.Şti.ye devrine ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, devrin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

          Mahkemece; davacının ihtiyati tedbir nedeniyle nasıl bir zarara uğradığını, temlik alacağının bir kısmını neden temlik etmek zorunda kaldığını, tasarrufun iptali davasının kendisini zarara uğratmak amacıyla açıldığını ve yasal faizle karşılanamayacak bir zararı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İİK’nun 281/2. maddesine göre tasarrufun iptali davalarında hâkim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi, alacaklının davasının kabulü halinde alacağına kavuşmasını tehlikeye düşürmemeye yönelik olarak getirilmiş bir uygulama olup, Yargıtay uygulamasında da bu tedbirin ihtiyati haciz mahiyetinde olduğu kabul edilmektedir....

            Mahkemece davalıların yakın arkadaş veya akraba olmadıkları, taşınmazın muvazaalı olarak satıldığının ispat edilemediği, borcun doğum tarihinin 10.08.2012 tarihi olup dava konusu tasarrufun 27.06.2012 tarihinde, borcun doğumundan önce yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 277.vd.maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenilen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu önkoşulların bulunması halinde ise İİK'nın 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

              Davalı alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davası “karşılık dava" olarak açılmıştır. 24.2.1954 günü E:2 K:7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da ayrıca vurgulandığı gibi, karşılık dava olarak açılan tasarrufun iptali davası İcra Mahkemesinde görülür. Ayrıca bu karşılık davanın cevap süresi veya en geç ilk oturumdan önce açılması gerekmektedir. Davacı vekili ise bu davayı ayrı ve bağımsız olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığından, İİK'nun 97/17. maddesi anlamında karşılık dava olarak nitelemek mümkün değildir. Bu halde davanın İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre bağımsız olarak açılmış tasarrufun iptali davası olarak nitelemek sureti ile bu davanın koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava nitelemesinde hata yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Sanayi ve Tic....

                Somut olayda, davacı üçüncü kişi tarafından istihkak davası açılmış, davalı alacaklı vekili tarafından cevap dilekçesi ile birlikte karşı dava olarak tasarrufun iptali davası açılmıştır. Bu durumda, İİK'nin 97/ 17. maddesi gereğince tasarrufun iptali davası ile ilgili esasa ilişkin karar verilmesi ve üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yararın ortadan kalktığından bahisle tasarrufun iptali davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği hususu gözardı edilerek yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olmuştur....

                  Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı borçlu ...'nin eşi ...'e boşanma protokolü ile tasarrufa konu taşınmazları devrettiğini, bu devir işleminin tarafların anlaşmalı boşanmaları sonucu mahkeme hükmüne bağlandığını açıklayarak, söz konusu tasarrufun iptalini dava etmiştir. Mahkemece, mahkeme hükümlerinin tasarrufun iptali davalarına konu edilemeyeceği düşüncesi ile dava reddedilmiştir. Mahkemenin kabul şekli yasal düzenlemenin amacına uygun düşmemektedir. İlke olarak taraflar arasında bir anlaşmazlığı hükme bağlayan ilamlara karşı tasarrufun iptali davası açılamaz. Tarafların iradelerinin uygunluğu ile bir mahkeme hükmünün elde edilmesi halinde nizalı bir yargıdan bahsedilemez. Bu gibi hallerde tarafların uygun iradesi hükmün oluşmasına yetmektedir. Alacaklısından mal kaçırmak amacında olabilen borçlu bu durumda amacına uygun bir mahkeme kararı elde edebilecektir....

                    UYAP Entegrasyonu