Dava, BK' nun 18. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle satış işleminin iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın BK' nun 18. maddesine dayalı olarak açılmış olmasına karşı hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğundan bahisle davacının talebinin İİK’ nun 227. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu ve tasarrufun iptali davasının şartlarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, alacağını tahsil edebilmek için borçlusu olan davalı ... hakkında icra takibi yaptığını, borçlu davalının bu icra takibini sonuçsuz bırakmak için diğer davalı ile anlaşarak muvazaalı olarak kendisine ait taşınmazın ½ hissesini sattığını, davalılar arasında muvazaalı olarak yapılan satışın BK' nun 18. maddesi gereğince geçersizliği ile İİK’ nun 283/1. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteme yetkisi verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay(Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin 10/07/2018 tarih, 2015/18121 Esas ve 2018/6971 Karar sayılı bozma ilamında; "davalı borçlunun takip adresi olan Şenlikköy .... Sokak No.46 Daire No: 7 ..... adresinde bir haciz yapılmadığı, bu nedenle dosya içerisinde mevcut haciz tutanaklarının İİK'nun 105.madde kapsamında aciz belgesi niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği belirtilerek davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
Bu tür davalar İİK 282. maddesi hükmü uyarınca borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçıları aleyhine açılır. Kural bu olmakla birlikte yine anılan hükme göre davada kötüniyet sahibi üçüncü kişiler de davalı olarak gösterilebilir. Davalılardan ... doğrudan borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişi değil,tasarrufun iptali istenen taşınmazı üçüncü kişi davalı ...’den 21.7.2003 tarihinde satın alan dördüncü kişidir. Bu davalı hakkındaki davanın kabul edilebilmesi, dolayısıyla onun yaptığı tasarrufun iptali, ancak kötü niyetli olduğunun kanıtlanması durumunda mümkündür. Davalı ...’ın kötü niyeti davacı alacaklı tarafından isbat edilmediğinden bunun hakkındaki davanın reddi gerekir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/03/2021 NUMARASI : 2016/135 E- 2021/78 K DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Söke 2....
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı 3.kişi ...'ın, borçlu yeğeninin durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK 280/1 maddeler gereğince iptale tabi bulunmasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir....
Kaldı ki dinlenen tanık ifadesi ve davalı beyanına göre davalı borçlu vekili Yakup ile davalı Mustafanın okuldan öğrencilik arkadaşı olduğu ve taşınmazın üzerinde davacının haciz bulunmakta iken devri yapıldığından aralarında İİK 280/1 hükmüne uygun yakınlık olduğu, bunun da tasarrufun iptali koşulunu sağladığı anlaşılmaktadır. Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti; takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir....
Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaları elinde kati (İİK.143) veya geçici (İİK.105. madde) aciz vesikası bulunan alacaklılar açabilir. Aciz vesikasının varlığı dava önşartı olup yargılamanın her aşamasında sunulabilir ve mahkemece varlığı re'sen araştırılmalıdır. Somut olayda davanın açılış tarihinden itibaren aciz vesikası ibraz edilmediği ve talep edilmiş olmasına rağmen aciz vesikası istemi reddedildiği, davacıya aciz vesikası verilmediği dolayısıyla dava önşartı bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. İİK.nun 105. maddesindeki borç ödemeden aciz halinden maksat, bu konuda tutulan haciz tutanağı ile borçlunun yazılanlardan başka haczi kabil malı olmadığının saptanmasıdır....
DAVA: Davacı-tasarrufun iptali davasına konu taşınmazın (310 ada 87 parsel) kayden maliki-3.kişi T1 Ltd....
yargılama yapılması ve hüküm kurulması gerektiği açıklandığı üzere davalıların amca çocuğu olduğu, ivaz olarak pek düşük bir fiyatın kabul edildiği dikkate alınarak İİK-283/2. fıkrası koşullarının oluştuğu görüldüğünden davalı 3. kişi Yusuf aleyhine bilirkişi raporu ile devir tarihi olan 13.12.2017 tarihindeki belirlenen ve davacı tarafından 16.01.2019 tarihinde tamamlama harcı yatırılmış değeri olan 76.747,00 TL üzerinden davacı alacaklının zararının oluştuğunun anlaşıldığı, icra müdürlüğüne yazılan yazı cevabında bakiye alacağın 6.329.111,75TL olduğunun bildirildiği, böylece davacının alacağının hala devam ettiği ve İİK-283/2'ye göre hükmedilecek tazminat bedelinin, davacının alacağından fazla olmadığı, bu sebeple davalı 3. kişi Yusuf'un elde ettiği 76.747,00 TL bedelin tazminine ilişkin hüküm kurulması gerektiği, her ne kadar İİK-277 gereğince tasarrufun iptali davasında kesin veya geçici aciz belgesi dava şartı olsa da bu belge karar kesinleşinceye kadar sunulabileceğinden ilk derecede...
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....