Dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemi ile açılmıştır. İİK'nın 281/2. maddesi "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." amir hükmünü içermekte olup, taraflar arasındaki dava, davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali talebine ilişkin olup, tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığı yargılama ile belli olacaktır. Bu itibarla; ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar yerinde bulunduğundan, davalı T3 vekilinin, ihtiyati hacize itirazın reddi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; dava konusu menkullerin her iki icra dosyasından da borçlunun huzurunda haczedildiğinden İİK 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup aksinin davacı 3.kişi tarafından ispatlanamadığı, davacı3.kişi ile borçlu arasında yapılan satış ve kira işlemlerinin danışıklı olduğu gerekçesiyle esas ve birleştirilen dava yönünden istihkak davasının reddine, icra takipleri durmadığından davalı alacaklı vekilinin tazminat taleplerinin reddine, istihkak davası reddedildiğinden tasarrufun iptali davasında karşı davacı-davalı alacaklının hukuki yararı kalmadığından esas ve birleşen dosyalardaki tasarrufun iptali davalarının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı-karşı davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ile alacaklı tarafından İİK 'nun 97/17 madde gereğince açılmış karşılık tasarrufun iptali davasıdır....
Maddesi kapsamında dava konusu tasarrufun iptali gerektiğini, ayrıca davalılar arasında gerçekleşen düşük bedel ile satışın alacaklılara zarar verme kastı ile yapıldığını ve İİK'NIN 280. maddesi kapsamında da tasarrufun iptali gerektiğini, açıklanan nedenlerle tasarrufun iptaline, bu mümkün olmazsa özellikle taşınmazın devredilmiş olması nedeni ile İİK 283 gereği davalı T3'un alacağı karşılayacak tutarda tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, davacı tarafın davalının mal kaçırmak kastı ile borçlu ... ile birlikte hareket ettiklerinden bahisle tazminat talep ettiğini, ancak davacının İİK 277 maddesi gereğince asıl borçludan alacağını alamadığı, borçlunun aczi halinde mal kaçırmak amacıyla yaptığı tasarrufların iptalini isteyebileceği, iptal halinde dahi alacağını alma imkanı kalmadığı taktirde İİK 283 maddesi gereğince tazminat davası açılabileceğini, davacının tasarrufun iptali davası açarak alacağını tahsil etme imkanı olduğundan direk olarak alacak davası açamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur....
a yapılmış olduğundan ve tasarruf tarihinden itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine takip yapıldığı anlaşıldığından davanın İİK 280/1 madde gereğince kabülü ile dava konusu 21.11.2005 tarihli tasarrufun takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken değerlendirmenin İİK 278/2 maddesi ile sınırlı olarak yapılması ve davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gereğine değinilmiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda, dava konusu tasarrufların İİK'nun 280/1 maddesi gereğince iptale tabi olduğu, dava konusu taşınmazın yargılama sırasında elden çıkarıldığından davanın bedele dönüşmesi nedeniyle davacı tarafça davalılar aleyhine tasarrufun iptali istemi ile açılan davada davaya konu ... İli, ... Mah. 61 ada 29 parsel sayılı taşınmazda takip borçlusunun 3/56 hissesi elden çıkmakla İİK 283....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak-tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istihkak davasının kabulüne, tasarrufun iptali davasının reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı- karşı davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle ;davanın İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış 3.kişinin istihkak davası ile alacaklı tarafından İİK 97/17 maddeye dayalı karşılık iptal davası istemine ilişkin olduğu,tasarrufun iptali davalarının nispi harca tabi bulunduğu,dava açılırken davacının maktu başvuru harcı ile alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun değeri karşılaştırılarak az olan değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ilam harcının %054 nün 1/4 oranındaki harcı da peşin olarak ödemesi gerektiği, (Harçlar Kanunu madde 28.a) İİK 282.madde gereğince tasarrufun iptali...
Kişi arasındaki tasarrufun iptali amacıyla takip alacaklısı tarafından ikame edilen davada İİK 281/2 maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulduğu ,tasarrufun iptali davasına konu edilen şeyin mülkiyeti borçluya dönmeyip üçüncü kişide kaldığından ve üçüncü kişinin de takiple ilgisi olmadığından, şikayetçinin takip borçlusu gibi gösterilip onun kiracısına haciz ihbarnamesi gönderilmesi mümkün olmadığından mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Eurosia AŞ. yönünden dahili dava istemi reddedilip taraf sıfatı kazanılmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... AŞ'nin 9.4.2009 günlü dilekçe ile davayı kabul beyanı da gözetilerek İİK 278/2, 279, 280/3, 281 maddeler kapsamında aciz halindeki borçlunun, borcun doğumundan sonra borçtan kurtulmak amacıyla davacı zararına yaptığı satışın iptali gerektirir tasarruf niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı ... AŞ. ile ... arasındaki ... parselin 11.7.2001 tarihli sıtışına ilişkin tasarrufun takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline davalıya cebr-i icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaları elinde geçici (İİK 105) veya kat'i (İİK 143) aciz vesikası bulunan alacaklılar açabilir. Bu husus dava şartı olup hakim tarafından res'en gözetilmesi zorunludur....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), olmazsa terditli olarak açılan TBK. 19. maddeye Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça dava konusu taşınmazın davalı borçlu tarafından alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla diğer davalı üzerine geçirilmesine sebebiyet verildiğinin ileri sürülerek İİK 277 vd. maddeleri gereğince taşınmazla ilgili tasarrufun iptaline ve dava konusu taşınmazlar üzerine İİK 283. madde gereğince alacak sınırlı kalmak üzere cebri icra yoluyla takip yapma hakkı tanınmasına, mahkeme aksi kanaatte olur ise muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tazminata yönelik karar verilmesi talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava dilekçesinde İİK'nun 277 vd. düzenlemesi bulunan tasarrufun iptaline yönelik iddialar ileri sürülerek öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmektedir....
Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonucunda: Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilme koşullarından biri de mahkemenin de kabulünde olduğu gibi iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olmasıdır.Bunun dışında alacaklının borçluda gerçek bir alacağının bulunması, borçlu hakındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, borçlunun aciz halini gösteren geçici (İİK 105) veya kati (İİK 143) aciz belgesinin sunulmuş olması gereklidir. Somut olayda davacıların takip konusu alacağı 20/01/2012 tarihli trafik kazasından (Haksız fiilden) doğduğundan mahkemece borcun doğum tarihi olarak kaza tarihi olan 20/01/2012 tarihinin esas alınması gerekirken davacının alacağının davanın açıldığı tarihte gerçek olmayıp muhtemel olduğu, bu şekilde borçtan sonra yapılan bir tasarruf olmadığı gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiştir....