WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda ... plaka sayılı traktörün tasarruf tarihinin 31.05.2000 tarihi olduğu, öncesinde açılan davada bu traktörle ilgili tasarrufun iptaline karar verildiği, davacılar tarafından dava konusu traktörle ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı, eldeki davanın ise davalı ...in traktörü dava dışı ...'a satması nedeniyle İİK 283/2 maddesi gereğince tazminat davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Dava İİK.nın 283/2 maddesi uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İİK.nun 284. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür. Söz konusu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Dava konusu traktörün ilk satış tarihi 31.05.2000 olup iptal davası ise 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 12.09.2008 tarihinde açılmıştır....

    Mahkemece, 27/09/2022 tarihli ara karar ile "... dava konusu tasarrufun iptaline ilişkin olup, İİK. 281/2 maddesi uyarınca dava konusu taşınmazlar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiş olup, davacı vekilinin, İİK. 257/1. maddesi uyarınca genel ihtiyati haciz talebinin dava konusu tasarrufun iptali talebinde değerlendirilemeyeceği, İİK 281/2 maddesi gereği belirtilen ihtiyati haczin dava konusu tasarruflara taalluk edeceği hususu ile talebin reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili bu ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK'nın 355.maddesi gereğince, kamu düzeni ve istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Davacı vekili, dava dilekçesi ile devredilen davaya konu bir kısım taşınmazlar bakımından İİK'nın 283/2 maddesi gereğince tazminat talep etmiştir....

    Davacının istemi de bu tescile ilişkin olup aşamalarda davanın İİK 277 vd maddelerine dayalı olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamıştır. Davacı, alacağının tahsilini engelleyen bir işleme karşı, takip yapılmamış olması halinde veya İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi durumlarda 818 sayılı BK 18.(6098 sayılı T.B.K 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 18. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde vurgulanmış ve aşamalarda da davanın İİK 277 vd maddelerine dayalı iptal istemine ilişkin olduğuna dair bir beyanda bulunulmamıştır....

      a 16.08.2012 tarihinde devrettiğini, belirterek yapılan tasarrufun iptaline, İİK 283/1-2 maddesi uyarınca takip hakkı tanınmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, icra takiplerine itiraz edildiğini, takiplerin kesinleşmediğini, dava şartlarının bulunmadığını, geçici aciz vesikalarına dayalı olarak tasarrufun iptali davası açılamayacağını, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi nin 2013/41 esas sayılı takip dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararı gereği bu davanın açılamayacağını, dava konusu temliklerin iptalinin mümkün olmadığını, İİK 278. 279. ve 280. maddelerindeki şartların gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulü ile, davalı ... tarafından dava konusu ... İlçesi Paşabayır Mahallesi 1585 Ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki intifa hakkının saklı tutularak diğer davalı ...'...

        Fikri ve Sınai Hukuk mahkemesinin ilgili kararın kesinleşmesinden önce yapıldığı, İİK 277.maddesi gereğince tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için borçlu hakkında aciz vesikasının alınması gerektiği, dosyada geçerli bir aciz vesikası olmadığı, İİK 280.maddesi gereğince işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren ... yıl içinde borçlu aleyhine alacaklının haciz veya iflas yoluyla takipte bulunulmuş olması gerektiği, ... ... mahallesi, 716 ada, 44 parselde kayıtlı taşınmazda ... nolu bağımsız bölümün davalı ... adına ....03.2004 tarihinde tescil edildiği göz önüne alındığında, tasarruf tarihinden itibaren ... yıllık hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğu, tüm kanıtlar değerlendirildiğinde; davalılar arasında iptale konu edilebilecek bir tasarrufun bulunmaması, tasarrufun olduğu kabul edilse bile İİK 277.maddesindeki dava koşullarının oluşmaması ve yine İİK 280.maddesi gereğince hak düşürücü sürenin geçmiş bulunması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı...

          Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd. maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, TBK 19.(mülga 818 sayılı BK.md.18) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufuniptali davası açması da mümkündür....

            Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, borçlu ile davalı çocukları arasındaki tasarrufun iyiniyet ve bedel farkına bakılmaksızın İİK 278/3-2 ve 280/1 iptale tabi bulunmasına göre, davalılar ...,... vekilinin yerinde görülmeyen bütün, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK 282. madde gereğince tasarrufun iptali davası borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Somut olayda dava konusu ... Mahallesi 289 ada 7 parselde kayıtlı taşınmazın 25000/53442 hissesi 25.6.2010 tarihinde davalı borçlu ... tarafından ...'e satılmış olup bu parsel de dava konusu yapılmıştır....

              Burada ise icra dosyasına fazla tediye olan paranın artık borçluya ait olduğu iddia edilemeyeceğinden (zira dosyaya fazla yattığı iddia olunan para tasarrufun iptali davası sonucu yapılan hisse satışına ilişkin olup bu hisselerin mülkiyeti tasarrufun iptali kararı ile borçluya geçmeyeceğinden dosya borcunu aşar nitelikteki satış bedelinin mülkiyetide tasarrufun iptali davasındaki diğer davalılara aittir) icra mahkemesince İİK nun 361. Maddesi kapsamında bir karar verilemez. 6100 Sayılı HMK nın 33. Maddesi gereğince hakim Türk hukukunu resen uygular. Bu nedenle tarafların yaptığı hukuki nitelendirme hakimi bağlamaz. Dava niteliği itibari ile davacının davalılar aleyhine sebepsiz yere zenginleştiğine ilişkin olup ancak genel mahkemede açılacak bir davada görülebilir. Yine zamanaşımı defini değerlendirme görevi de genel yetkili mahkemeye aittir....

              ------------tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da ------- görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nın 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olmadığından 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde tasarrufun iptali talep edildiğine göre, açılan dava TTK'nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava değildir....

                Dava BK 19 ve İİK 277.vd. maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır. İİK 277.vd. maddesine göre açılmış tasarrufun iptali davasında, davanın dinlenebilmesi için; 1- Davacının borçludaki alacağının gerçek olması, 2- Borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması , 3- İptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, 4- Borçlu hakkında kesin veya geçici aciz vesikasının olması gerekir. Bu ön koşulların varlığı halinde İİK 278,275 ve 280 maddesinde yazılı iptali şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. TBK 19 maddesine göre, açılan tasarrufun iptali davalarında ise, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve bu alacağının ödenmesinin önlenmesi amacıyla danışık işlem yapılması gerekir. Bu açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; Yerel mahkemece davanın reddine karar verilmişse de, verilen kararın hukuka uygun olduğundan bahsedilmez....

                UYAP Entegrasyonu