Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İhtiyati haciz müssesesi asıl olarak İİK'nun 257- 268. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak ise, bu davaların özelliği gereği, İİK 257 maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz kurumu yeterli görülmemiş, İİK.281/2 madde ve fıkrasında daha özel bir düzenleme yapılmıştır. İİK.281/2 maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz kararı, esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin karar ise de, bu kararın verilebilmesi için talepte bulunan davacının, yaklaşık ispat kurallarına uygun olarak yeterli delillerini sunması ya da mahkemece dosya içerisine getirtilmiş olması gerekmektedir....

Talep, İİK'nın 277.maddesine göre açılmış tasarrufun iptali davasında davalı T5 hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına yönelik talebin kabulü kararına yapılan itiraza ilişkindir. 7. İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davalarıyla ilgili olarak İİK'nın 281/2 maddesinde kendine mahsus ihtiyati haciz düzenlemesi yapılmıştır. İİK'nın 281/2 maddesi "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." şeklindedir....

Dava, ileri sürülüş biçimine göre, İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemenin, dosya kapsamına uygun gerekçesine ve takdirine; ihtiyati haczin İİK'nun 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiş bulunmasına, ihtiyati haczin, tasarrufun iptali isteğine konu taşınmaz üzerine konulmuş olmasına, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın kesin olarak kanıtlanmasının gerekmemesine, dosyada bir kısım delillerin bulunması ve yaklaşık ispat halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği hususunda bir duraksama olmamasına ve yargılama sırasında değişen durum ve şart halinde her zaman yeniden bir karar verilebilmesinin mümkün bulunmasına göre; yazılı şekilde karar verilmiş olmasında mevcut durum itibariyle herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden, davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1- b/1 hükmü uyarınca reddine karar vermek gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir....

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin red kararının tasarrufun iptali davası mahiyeti ile bağdaşmadığını, İİK'nun 277 m. gereği açılan davalarda ihtiyati haciz konulması için dava şartlarının oluşmasının beklenemeyeceğini, yaklaşık ispat koşullarının oluşmasının yeterli olduğu, ihtiyati haczin taşınmazın el değiştirme halinde alacağın tahsil imkanının ortadan kaldırılmasını engellemek engelleme amacı taşıdığını, ayrıca davanın kabulü halinde yeni bir icra takibi başlatmaksızın alacağın tahsil imkanı sağlandığını, beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dava konusu taşınmaza teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. İstinaf sebepleri ile sınırlı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası olup, istinaf, tasarrufun iptali davasının şartları oluşmasına rağmen ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu hususuna ilişkindir....

Şu kadar ki davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." hükmü getirilmiştir. İhtiyati haciz geçici bir hukuki koruma tedbiridir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için esas hakkında kesin bir kanaat oluşmasına gerek bulunmadığı gibi tam bir ispat aranması da gerekmez. İhtiyati haciz, davacı alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulmasıdır. Hakim, ihtiyati haciz kararı verilip verilmeyeceği hususundaki takdir hakkını, sunulan deliller göre kullanacaktır....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı T3 vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin ihtiyati tedbir talebine itirazın reddi kararı usul, yasa ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu, istinaf taleplerinin kabulü ile, ihtiyati tedbir kararının ortadan kaldırılmasına, davacının bu yöndeki tüm itirazlarının reddine, dava konusu dosyadaki tedbirin kaldırılması halinde davanın konusuz kalmayacağı gibi dava sonunda hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmayacağı yada imkansız hale gelmeyeceğinden tedbir kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Muvazaa Nedeniyle Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı) istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 281/2. maddesinde tasarrufun iptali davalarına özgü özel bir ihtiyati haciz düzenlemesinin yer almakta olup, buna göre ihtiyati haciz isteyebilme imkanı getirilmiştir....

Mahkemece davanın şahsi hakka dayalı bir alacak davası olduğu, bu tür davalarda davacı tedbir talep etmiş ise de bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile davacının tedbir talebinin reddine, ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmiştir. 6183 sayılı kanunun "İhtiyati haciz" başlıklı 13. maddesinin 1. f., 7 b. uyarınca, iptali istenen muamele ve tasarrufun mevzuunu teşkil eden mallar, bu mallar elden çıkarılmışsa elden çıkaranın diğer malları hakkında uygulanmak üzere, bu kanunun 27, 29, 30. maddelerinin tatbikini icap ettiren haller varsa ihtiyati haciz uygulanabilir. Dava konusu ekskavatör 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 22/c-2 maddesi gereğince tescile tabi araçlardan olup, devir ve temlikinin aynı kanunun 20/d maddesi gereğince noterde düzenlenen sözleşme ile yapılması gerekir. (Yargıtay 12. HD.,2021/6675 E. 2021/7814 K.)...

Bu gibi davalarda verilen ihtiyati haciz kararları, esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan, yaklaşık ispatın varlığının yeterli olduğu hallerde verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır. Diğer bir anlatımla ihtiyati haciz, davanın başarıya ulaşması halinde, davacının alacağının tahsilini garanti altına almak için başvurulan bir geçici hukuki korumadır....

Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilerek müsbet ya da menfi bir karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca davacının dava dilekçesindeki talebinin ihtiyati haciz istemi olduğu kabul edilerek karar verilmesi yerinde olmuş, buna karşın davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebini de ayrı bir talep olarak değerlendirerek bu talebi için de karar verilmesini istemesinde yukarıda anlatılan hususlar gözetildiğinde usul ve yasaya uyarlık bulunmadığı anlaşılmıştır.(Emsal Yargıtay 17 HD.nin 2012/8174 Esas 2012/9903.Sayılı Kararı) Bu bakımdan Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları doğrultusunda davacının talebinin ihtiyati haciz talebi olarak kabul edilmiş olup İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır....

Dahili davalı T6 vekilinin istinaf sebepleri; kanunen öngörülen ihtiyati haciz kararlarında teminat gösterilmesi zorunluluğu, mahkemece teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmek suretiyle ihlal edildiği, dosya kapsamında müvekkile ait olan taşınmazlar üzerinde ihtiyati haciz işlemi tesisinin hakkaniyete aykırı olduğu, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden davacının ihtiyati haciz talebinin reddi gerekirken, ihtiyati haciz talebinin kabulü şeklinde ara karar kurulmasının hukuka aykırı olduğu, verilen karar ihtiyati haciz kararının gerekçeli olarak verilmesi yönündeki genel kaideye aykırılık teşkil ettiği hususlarına ilişkindir. Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

UYAP Entegrasyonu