WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemi ile karşı dava olarak açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. 1-Tasarrufun iptali davaları İİK’nun 281.maddesi geriğince basit yargılama usulüne tabi davalardan olup HMK’nun 2.maddesinde de belirtildiği üzere genel mahkemelerde görülmesi gereken davalardan olduğundan mahkemenin tasarrufun iptali davası yönünden görevsizlik kararı vermesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Basit yargılama usulüne tabi tasarrufun iptali davasına karşı açılan menfi tespit davasının yazılı yargılama usulüne tabi olması, tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle karşı dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi yargılamaya ayrı esas üzerinden devam edilip taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken her iki davanın birlikte görülmesi isabetli görülmemiştir...

    Muvazaa davası, yani yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu belirtmek için açılan dava ile tasarrufun iptali davası amaçları bakımından birbirlerine yaklaşırlarsa da gerçekte nitelikleri, koşulları, doğurduğu sonuçlar bakımından birbirinden farklıdırlar. Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne var ki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerinin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tespit ettirmek için açıldığı hâlde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür. Tasarrufun iptali davası, ayni nitelikte olmayıp kişisel (şahsi) bir dava olduğu hâlde, muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması hâlinde dava konusu mal, borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir....

      Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesi içeriği ve diğer beyanlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının; aldatma ( hile ) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece, dayanılan hukuksal neden yönünden hataya düşülerek tasarrufun iptali üzerinde durularak sonuca gidildiği görülmüştür. Dava dilekçesinde geçen "tasarrufun iptali" isteminin, dava konusu taşınmazların devredildiği işlemin irade fesadı nedeniyle iptal edilmesi yönündeki isteme ilişkin olduğu tartışmasızdır. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : NUMARASI : 2020/124 ESAS- NULL/NULL KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Elbistan 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin tarih ve 2020/124 esas ve null/null karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklılara zarar vermek amacı ile yapılan Kahramanmaraş İli Elbistan İlçesi Köprübaşı Mahallesi 967 ada 18 parsel 9 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun müvekkili bakımından İİK 277 ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptalini, bu mümkün olmadığı takdirde TBK 19 maddesi uyarınca muvazaa nedeni ile ve müvekkili bakımından dava konusu taşınmaz üzerindeki alacak ve tüm ferilerine yeter miktarda cebr-i icra yetki verilmesine, davanın 3....

        Bu tür davalarda davanın kabulü halinde takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilir. Tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak yeni bir icra takibi sözkonusu olmayıp İİK'nin 281/2'nci maddesi gereğince uygulanan ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşür ve davacı alacaklı verilen ilamı icra dosyasına ibraz ederek cebri icra işlemine devam eder. Somut olay yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; dava dilekçesinin içeriği, dilekçe ekinde sunulan dava konusu taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları ile tüm dosya bir bütün halinde dikkate alındığında; borcun doğum ve tasarruf tarihlerine, taşınmazların tasarruf tarihlerine, davalı borçlunun bu aşamada belirlenen aciz haline göre, yaklaşık ispat koşulunun mevcut olduğu kanısına varılmıştır....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/05/2021 NUMARASI : 2020/328 ESAS- 2021/284 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Şanlıurfa 5....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2018 NUMARASI : 2018/67 ESAS 2018/495 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı TBK 19) KARAR : İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; Davacı vekili 13.02.2018 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı T4 31.10.2017 tarihli 80.000,00 TL bedelli çeki müvekkili şirkete ciro ettiğini, çekinin karşılıksız çıktığını, çek bedelinin tahsili için başlatılan icra takibinde, borçlu T4 İstanbul ili, Kadıköy İlçesi, Tuğlacıbaşı Mahallesi, 604 ada, 8 parselde bulunan 388,00 m² arsa nitelikli taşınmazın 1/4 hissesini borcun doğumundan sonra takip tarihinden önce 15.12.2017 tarihinde diğer davalı T3 devrettiğinin tespit edildiğini, taraflar arasında yapılan alım satım akdinin muvazaalı olduğunu beyanla, davalılarca yapılan satış işleminin cebri icra yoluyla alacağın tahsiline yetki vermek üzere iptaline, şartların oluşmadığı kanaatine varılması halinde aynı satış işlemlerinin...

        Davacı beyanında, tasarrufun TBK 19 maddesi gereğince alacaklıları zarara uğratmak kastı ile muvazaalı olarak tasarruf yapıldığını beyan ettiği, dava, dava konusu taşınmazın devir işlemlerinin TBK19 md. ilişkin tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir....

        müvekkili bakımından davalıların, alacaklı müvekkilini zarara uğratmak kastıyla yaptıkları tasarrufun İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline olmadığı takdirde TBK 19.maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline, davacı müvekkiline, dava konusu taşınmaz üzerinde İstanbul 28....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada; "...Dava, muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Gerek İİK'nun 277 maddesine göre açılan tasarrufun iptali davalarında gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan danışıklı işlemin iptaline ilişkin davada asıl amaç alacağın tahisilini sağlamaktır. Nitekim tasarrufun iptali davalarında İİK 283/1 maddesi doğrudan BK'na göre açılan davalarda kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekir.(Yargıtay 17....

        UYAP Entegrasyonu