İtirazın iptali davası sonuçlanıp kesinleşmeden tasarrufun iptali davasının esası hakkında karar verilmesi mümkün değildir. Başka bir anlatımla itirazın iptali davası tasarrufun iptali davası için ön mesele teşkil eder. Bu durumda mahkemece itirazın iptali davasının sonuçlanmasının ve verilen kararın kesinleşmesinin beklenilmesi ve ondan sonra tasarrufun iptali davasının incelenip, hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere davaların birleştirilerek, görülüp, sonuçlandırılması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 20.09.2007 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
, 10 parsel, B-Blok, 1. kat ve çatı katı, 6 nolu "dubleks mesken" vasfındaki bağımsız bölüme ilişkin yapılan tasarrufun iptali ile tarafımıza satış yetkisi verilmesi için İzmir 9....
Dava, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, TBK 19 maddesine dayalı olarak açılmıştır. TBK 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/06/2022 tarih, 2022/126 Esas sayılı kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1.Hukuk Dairesine ait olduğundan, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye GÖNDERİLMESİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 352. maddesi gereğince kesin olarak, oy birliği ile karar verildi....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön şartların bulunması halinde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılır. Öncelikle somut olayda dava ön şartlarından olan alacağın doğum tarihinin tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Davanın esasına geçilebilmesi için alacağın doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olup olmadığının tam olarak tespit edilmesi gerekir. Alacağı temlik eden bankadan bu hususta bilgi ve belgeler getirtilip değerlendirilmelidir....
Hukuk Dairesi'nin 06/01/2023 tarihli 2020/449 Esas 2023/22 Karar sayılı kararında özetle: Dava, TBK 19 madde ve İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanan tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ KARARININ GEREKÇESİ: Davanın konusu, terditli talepten birincisi İİK 277 vd. gereğince tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Kat 4 nolu bağımsız bölüme ilişkin tasarrufun TBK 19. Maddesi uyarınca iptali talep edilmiştir. Dava dışı Finansbank A.Ş. ile davalı borçlu arasında 13.04.2015 tarihinde 100.000.-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı borçlu hakkında Nevşehir 2. İcra Dairesinin 2016/2885 E. Sayılı dosyasıyla 107.727,77.- TL üzerinden 18.04.2016 tarihinde takibe geçildiği, takibin kesinleştiği, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğ edildiği adresinde 25.07.2016 tarihinde tutanak tutulduğu, borçluya ait başkaca hacizli menkul ve gayrimenkul mal bulunmadığı, haciz tutanağının İİK'nun 105. maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, tasarrufun 02.12.2015 tarihinde yani borcun doğumundan sonra yapıldığı, davanın 5 yıllık hak düşürücü içerisinde 23.11.2020 tarihinde süresinde açıldığı anlaşıldığından dava ön koşulları gerçekleşmiştir. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. (818 s....
Dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemi ile açılmıştır. İİK'nın 281/2. maddesi "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." amir hükmünü içermekte olup, taraflar arasındaki dava, davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali talebine ilişkin olup, tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığı yargılama ile belli olacaktır. Bu itibarla; ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar yerinde bulunduğundan, davalı T6'in ihtiyati hacize itirazın reddi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur....
Davalı ... vekili, iptali istenen tasarrufun borçtan önce mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan önce yapıldığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı davasını ister TBK’nun 19.maddesi isterse İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açmış olsun her iki dava açısından iptali istenen tasarrufun, davacının alacağından sonra yapılmış olması gereklidir....
1/4 hissesini diğer davalıya muvazaalı devrettiğini, amacın alacaklılara zarar vermek olduğunu ve yapılan işlemin iptale tabi olduğunu beyanla yapılan tasarrufun iptali ile ihtiyati haciz kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu nedenle davalılar arasındaki tasarrufun iptali için gerekli şartların oluşması nedeniyle davanın kabulü yerine usulden reddine karar verilmiş olması hatalıdır. Bu itibarla, davacı vekili istinaf talebinde haklı olduğundan istinaf başvurusunun kabulü ile, belirtilen eksikliklerin düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gözetilerek, HMK'nun 353/1- b-3 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne ve tasarrufun iptaline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Bodrum 3....