a alacaklılarından kaçırmak amacıyla devir ve temlik ettiği bu surette İİK 277 ve devamı maddelerinde öngörülen yasal şartların davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle İİK 283/1 madde gereğince davalılar arasındaki tasarrufun iptali ile davacıya dava konusu takip dosyasından cebri icra hakkı tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına,dava konusu taşınmazın halen borçlu tarafından kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun bulunmamasına göre davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.598,04 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 6.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
a alacaklılarından kaçırmak amacıyla devir ve temlik ettiği bu surette İİK 277 ve devamı maddelerinde öngörülen yasal şartların davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle İİK 283/1 madde gereğince davalılar arasındaki tasarrufun iptali ile davacıya dava konusu takip dosyasından cebri icra hakkı tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına,dava konusu taşınmazın halen borçlu tarafından kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun bulunmamasına göre davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.598,04 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 6.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O hâlde açılan davanın TBK 19 maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davası mı yoksa İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası mı olduğunun mahkemece açıklığa kavuşturulduktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir....
Mahkemece, Dairemizin 16/06/2016 tarih ve 2014/14219 Esas, 2016/7367 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlarda davalılar arasındaki tasarrufların iptali şartlarının gerçekleştiği; ancak taşınmazların el değiştirdiği anlaşıldığından, satışı yapılan dava konusu tasarrufların iptali gerekmekte ise de İİK.'nun 283/2 maddesi gereğince 3. şahsın elinden çıkardığı mallar yerine geçeceğinden, İstanbul 10.icra Müdürlüğü’nün 2011-2553 sayılı dosyasından dava konusu taşınmazların satış işlemleri yapıldığı, yapılan ihale neticesinde her iki taşınmaz toplam 147.000,00 TL bedelle 3.şahsa satıldığı, satış bedelinden davalı ... Karacaya 112.100,00 TL'lik bakiye kısım kaldığı anlaşılmakla, İİK.'nun 283/2 maddesi gereğince davacının İstanbul 4....
Muvazaa davası, yani yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu belirtmek için açılan dava ile tasarrufun iptali davası amaçları bakımından birbirlerine yaklaşırlarsa da gerçekte nitelikleri, koşulları, doğurduğu sonuçlar bakımından birbirinden farklıdırlar. Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne var ki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerinin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tespit ettirmek için açıldığı hâlde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür. Tasarrufun iptali davası, ayni nitelikte olmayıp kişisel (şahsi) bir dava olduğu hâlde, muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması hâlinde dava konusu mal, borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu, davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki...
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd. maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, TBK 19.(mülga 818 sayılı BK.md.18) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufuniptali davası açması da mümkündür....
Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalar İİK 282. maddesi hükmü uyarınca borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçıları aleyhine açılır. Kural bu olmakla birlikte yine anılan hükme göre davada kötü niyet sahibi üçüncü kişiler de davalı olarak gösterilebilir. Davalılardan ... ve ... doğrudan borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler olmayıp ... dava konusu taşınmazı üçüncü kişi konumunda olan davalı ...’den 21.05.2008 tarihinde satın alan dördüncü kişi, ... ise aynı taşınmazı 18.06.2008 tarihinde davalı ...’dan satın alan beşinci kişidir. Bu davalılar hakkındaki davanın kabul edilebilmesi, dolayısıyla onların yaptığı tasarrufun iptali, ancak kötü niyetli olduklarının kanıtlanması durumunda mümkündür. Davalılar ... ve ...’in taşınmazı kısa aralıklarla satın almaları tek başına kötü niyetli olduklarının kanıtı olamaz....
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1)....
Bu itibarla davacının takibe konu alacağı ile iptali istenen tasarrufun (taşınmazın icradaki satış değerinin) değerinin karşılaştırılarak hangisi daha az ise bu miktar üzerinden peşin harcın tamamlanması için davacı tarafa süre verilmeli, sonucuna göre işlem yapılmalıdır. Peşin harç tamamlandıktan sonra; Davanın sadece İİK 277 vd. maddeleri uyarınca açılmadığı ayrıca TBK 19. madde uyarınca açıldığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece TBK 19. madde yönünden kararda bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Dolayısıyla bu hukuki sebep yönünden de olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Tüm bu sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM:Gerekçeleri yukarıda izah edildiği üzere; 1.Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Balıkesir 2....