Madde, hem de İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanan muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davası olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulünü, dava konusu taşınmazların davalılar arasındaki satış işlemlerinin iptalini, icra dosyasındaki alacakla sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Hüküm, davalılar T1 T6 T2 vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna taşınmıştır. Bu hali ile, davanın terditli açıldığı, ilk talebin TBK'nun 19. maddesi muvazaa hükümlerine dayandırıldığı açıktır. Dava, TBK'nun 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1....
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Tasarrufun iptali davalarında mahkemenin yetkisi, kesin yetki kuralı ile belirlenmemiştir. HMK'nın 19/2 maddesine göre yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi davalardan olduğundan HMK'nın 317/2.maddesine göre cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Başka bir ifadeyle davalı, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren iki hafta içesinde vereceği cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmalıdır. (Yargıtay 17....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir kararının kabulü üzerine itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde istemde bulunan ... Bankası A.Ş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı Vekili, davalı borçlular ... Mad. Nak. Ve Yapı San. Tic. Ltd. Şti., ..., ... ve ...'...
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu ta- şınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay(Kapatılan) 17....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava; TBK 19 ve İİK 277.maddesi uyarınca muvazaa sebebi ile tasarruf işleminin iptali istemine ilişkindir....
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Somut olayda davacının alacağı 1.7.2008 tanzim tarihli bonodan kaynaklanmakta olup alacak, dava konusu iptali istenen 27.11.2008 tarihli tasarruf tarihinden önce doğmuştur. Borçlu hakkında başlatılan ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun ipltali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili davalı ...'in müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazları diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece davalılar arasındaki akrabalık nedeniyle davanın kabulüne ve dava konusu 17629 parsel sayılı taşınmazda davalılar tarafından yapılan tasarrufun iptaline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış olup, tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, TBK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali istemi olup; inceleme konusu talep ise, ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı hususuna ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Davacı taraf, temlik alan sıfatıyla yürütülen icra takibi kapsamında alacağın tahsil edilemediğini ve davalı borçlunun borcu ödemediği gibi alacaklısından mal kaçırma kastıyla taşınmazını muvazaalı olarak diğer davalıya devrettiğini ileri sürerek, tasarrufun iptali talebiyle iş bu davayı açmış ve aynı zamanda ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. Davalı taraf, usule ve esasa ilişkin sebeplerle davanın ve talebin reddini savunmuştur....
Şti. hakkında başlattığı takip kesinleşmiş ve dava İİK’nun 282.maddesine uygun olarak davalı borçlu ve üçüncü kişi aleyhine birlikte açılmış olmasına, davacının dava dilekçesinde BK’nın 202 olmadığı takdirde İİK’nın 277 ve BK’19 maddesinin uygulanmasını istediği ancak davanın açıldığı 14.01.2014 tarihi itibariyle tasarrufun iptali davalarında Ticaret mahkemesinin görevli olmamasına, davanın ilk açıldığı tarih ve karar verildiği 15.12.2014 tarihleri arasında Ticaret Mahkemelerinde, BK’nın 202.maddesine dayalı yargılamasının değere bakılmaksızın yazılı yargılama usulüne, tasarrufun iptali davalarının ise basit yargılama usulüne tabi olmasına göre usul ve yasaya uygun bulunmuş olup mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nin 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 03.02.2021 tarihinde oybirliğiyle...