Tasarrufun iptali davalarında dava dilekçesinden hangi yasa hükümlerine göre dava açıldığı anlaşılamıyorsa mahkemece davanın nitelenmesi yapılarak o yasa hükümlerine göre dava çözüme kavuşturulmalıdır. İİK 277 ve TBK 19. Maddesine dayalı açılan tasarrufun iptali davaları birlikte açıldığında ise yani her iki yasa hükmüne de dayanılıyorsa mahkemece davanın hangi yasa hükmüne göre görüldüğü ve sonuçlandırıldığı o yasa hükmündeki şartlara göre ayrı ayrı değerlendirme yapılarak incelenmesi ve dava sonuca bağlanması gerekmektedir. Açıklanan bu hukuki ilkeler karşısında somut olaya gelinecek olursa ; davacı, davalı T8'tan alacaklı olduğunu, davalı aleyhine Samsun İcra müdürlüğünün 2019/20982E sayılı dosyaları ile takip yapıldığını beyan etmiştir. Mahkemece davanın hukuki nitelendirmesi yapılmadan hangi maddeden davanın kabulüne karar verildiği açıkça kararda gösterilmeden her iki yasa hükmü birbirine karıştırılarak hüküm kurulmuştur....
İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme sonunda; Elde ki dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri ile BK'nın 19.maddesine dayanan muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu davanın ön koşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Talep ise, tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz talebinin reddi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebine ilişkindir. Davalılar vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Tasarrufun iptali davalarının amacı alacaklıların para alacaklarına kavuşmalarını sağlamaktadır. Davanın konusu tasarrufa konu taşınır ya da taşınmazlar değildir. Bunlar üzerinde mülkiyet değişikliği gibi bir amaç güdülmemektedir. Bu taşınır ya da taşınmazların cebri icrayla satılması ve alacaklıların alacaklarına kavuşması hedeflenmektedir. Yani bu davaların konusu da para alacaklarıdır. Bundan dolayıdır ki İİK'nın 281'inci maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüştür. Buna göre anılan davada uygulanması gereken İİK.'...
Hukuk Dairesi'nin ( örneğin 09.04.2007 tarih, 2007/2654-4665 Esas ve Karar sayılı) ve Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.04.2014 tarih, 2013/4-1016 Esas, 2014/436 Karar sayılı kararlarında "açılmış bir icra takibi olmasa bile tasarrufun iptaline karar verilebilceği" kabul edilmişse de; bu kararların hukuki dayanaklarının yeterli olmadığını düşünüyorum. Zira, bu gibi davalarda ne TBK 19. maddesindeki (eBK m.18) taraf muvazaası koşulları ne de İİK'nun 277. maddesindeki tasarrufun iptali davası koşulları mevcut değildir. Mevcut bir icra takibi olmadan alınacak tasarrufun iptali kararın infazı bile olanaklı olmayabilecektir. Açıklanan nedenlerle, birleştirilen davada verilen tasarrufun iptali hükmünün, davanın reddine karar verilmek üzere bozulması gerektiğini düşünüyor; değerli çoğunluğun (2) numaralı bentteki düzeltili onama kararına katılmıyorum. 29.06.2015...
İstinaf nedenleri; iptali istenen tasarrufun tarafları olan davalıların karı koca oldukları, taşınmazın borçlu T4'e mirasen 17/04/2018 tarihinde intikal etmesinden sadece 1 gün sonra diğer davalıya devredilmiş olduğu gözetildiğinde, muvazaanın varlığı açık olduğu halde ihtiyati hacze ilişkin taleplerin yazılı biçim ve şekilde reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna yöneliktir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı madde hükümleri uyarınca, olmadığı takdirde de TBK'nun 19. madde hükmü gereğince davalılar arasındaki tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup, terditli talep içermektedir. Gerek İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali, gerekse TBK'nun 19.maddesine dayalı iptal davaları, tasarruf konusu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağının temini imkanı sağlayan nispi nitelikteki bir dava türü olup, ihtiyati haciz İİK'nın 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : None KARAR NO : 2021/1652 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SAMSUN 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2021 NUMARASI : 2020/293 ESAS, 2021/42 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı, TBK md. 19) KARAR : Samsun 2....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/02/2023 NUMARASI : 2022/147 ESAS, 2023/47 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve devamı, TBK 19) KARAR : Samsun 4....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı T3 vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece esasa ve usule ilişkin olarak öne sürdükleri hiçbir delilin tartışılmamış ve değerlendirilmemiş olduğunu, yerel mahkemenin gerekçesinde her ne kadar alacağın tasarruftan önce doğduğunu söylemiş ise de tasarruf tarihinin 02.11.2016 tarih olup, borçlu davalı T5'un aciz tarihinin ise 05/12/2018 tarihi olduğu ve dolayısıyla tasarrufun alacaktan önce olduğunu, mahkemenin buna rağmen bariz keyfi davranarak hata yapmış olduğunu, tasarrufun iptali davasında hak düşürücü olan 5 yıllık sürenin geçmiş olduğu, davanın açılabilmesi için dava şartı olan tasarrufun borç ortaya çıktıktan sonra şartının dosyada gerçekleşmemiş olduğundan davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkilinin ve eşinin ekonomik durumunun yerinde olup diğer davalı T5 ile hiçbir şekilde mal kaçırma kastı veyahut TBK m.19 kapsamında muvazaalı bir satış işlemi gerçekleştirmemiş olduğunu ayrıca müvekkilinin...
İhtiyati tedbir müessesesinin ihtiyati hacizden çok daha kapsamlı bir hukuki müessese olması nedeniyle, tasarrufun iptali davalarında talep edilen ihtiyati tedbir talebinin, ihtiyati haciz olarak nitelendirilmesi gerekir. Bu kapsamda, İİK'nın 281/2. maddesinde de tasarrufun iptali davaları için özel bir düzenleme yapılarak ihtiyati haciz isteyebilme imkanı getirilmiştir. İhtiyati haciz talebinin kabulü için tüm dava şartlarının gerçekleşmesine de gerek bulunmamaktadır. Tasarrufun iptali davalarında amaç dava konusu edilen tasarrufun, davacı alacaklının alacağı nisbetinde iptali ile cebri icra yetkisi vermek suretiyle alacaklıya alacağını tahsil imkanı sağlamaktır. Bu nedenle bu davalar ayni değil, şahsi nitelikte davalar olup, İİK'nın 281/2 maddesi birinci cümlesindeki özel düzenlemeye göre, talep halinde mahkemece dava konusu mal üzerinde ihtiyati haciz kararı verilebilir....
Ayrıca Muvazaa iddiası ile açılan tasarrufun iptali davaların zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebilmektedir. Somut olayda davacı vekili eldeki davayı açıkça Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayalı olarak açmıştır. BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....