ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/12/2021 NUMARASI : 2013/203 E- 2021/554 K DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 1....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava tarihi itibari ile kesinleşmiş bir takip bulunmaması sebebiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiğini, icra takibinin kesinleştirilmesi tamamlanabilir dava şartı olduğunu ve bu konu hakkında sayısız içtihat bulunduğunu, takip konusu borca, itiraz edilmiş olması ve alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmış olması (ya da; icra mahkemesinden ‘itirazın kaldırılması’nın talep edilmiş olması) halinde, mahkemece bunların sonucunun (kesinleşmesinin) bekletici mesele yapılması gerekeceği yönünde içtihatlar bulunduğunu, hatta takip kesinleşse, borçlu söz konusu takip hakkında borçlu olmadığının iddiasıyla menfi tespit davası açılmışsa, söz konusu davanın reddine dair verilen kararın kesinleşmesi ile de takip konu alacak kesinleşmiş olacağından, tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece borçlu tarafından açılmış olan bu menfi tespit davasının sonucu bekletici mesele yapılır şeklinde de içtihatlar bulunduğunu...
Bu davanın ön koşulları, takip konusu alacağın, iptali istenen tasarruftan önce doğması, alacağın gerçek bir alacak olması, borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK m. 277) bulunmasıdır. Ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Bu bakımdan tasarrufun iptali davalarında, davalı borçlu ile davacı arasındaki alacağın gerçek olmadığını ileri sürülmesi halinde bu hususun araştırılması zorunludur. Zira alacaklının gerçek bir alacağının bulunmadığı hallerde tasarrufun iptali davasının dinlenmesine imkan yoktur....
Tıp Merkezi'nin faaliyette bulunması sebebiyle haciz ve muhafaza tehdidi altında bulunduklarından bahisle işbu davayı açtığı, ancak bu hususun tasarrufun iptali davası ile değil, istihkak ya da menfi tespit davası ile ileri sürülebileceği, davacının davalıdan alacaklı olmadığından bu davayı açmakta aktif husumetinin bulunmadığı anlaşıldığından, davacının davasının aktif husumet yokluğundan reddi gerekirken esastan davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde görülmediği, bu nedenle 6100 Sayılı HMK'nın 353/1/b-2 maddesi uyarınca kararda usul yönünden hukuka aykırılık bulunduğu anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun davanın esasına ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, kararın yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dolayısıyla, tasarrufun iptali sadece, bu davayı açan alacaklının, kendisini zarara uğratmak kastıyla hareket eden borçludan cebri icra yoluyla alacağını tahsiline olanak sağlayan bir yoldur. Açıklanan amaç ve dava sonunda elde edilecek menfaat gözetildiğinde, tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için; alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması, borcun tasarruftan önce doğması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması ve borçlu hakkında alınmış aciz belgesinin bulunması gereklidir....
BAM 23 Hukuk Dairesinin 2019/2592 esas 2020/725) sayılı kararı da gözetilerek davanın İİK 89/3 maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olmadığı, taraflar tacir olduğundan ve ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan görevsizlik kararı verilmeyerek yargılamaya devam edilmiştir. ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan davanın tarafları Fiba bank ile ...Maden, ve ...Boya... Şirketidir. Davacı banka davalılar arasında 11/05/2018 tarihinde...53 Noterliğinde yapılan alacağın temliki sözleşmesinin muvazaalı olup mal kaçırma amacına yönelik olduğundan muvazaa nedeni ile iptalini talep etmiş olup mahkemenin 25/02/2020 tarihli kararı ile dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmiştir. Dosyamız davacısı Asmak- San şirketi...8. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan tasarrufun iptali davasında taraf değildir. ... 53....
ın borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu 2.6.2010 tarihli tasarrufun İİK 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu 2.6.2010 tarihli tasarrufun davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkirdir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası ile BK'nın 179, 180 ve 110. maddesi gereğince üçüncü kişinin davacının alacağından sorumlu olması gerektiği yönündeki talebin aynı davada bir arada görülüp görülemeyeceği, buradan varılacak sonuca göre tasarrufun iptali dışındaki istemlerin tefrikine karar verilmesinin gerekip gerekmediği, Tasarrufun iptali davası bakımından; (II) (Hakkındaki icra takibi kesinleşen ve aleyhine menfi tespit davası açılmayan) borçlu ... ile davalı ... arasında İİK’nın 277 vd. maddeleri gereğince tasarrufun iptali davasına konu edilebilecek bir tasarruf işleminin bulunup bulunmadığı, (III) Tasarrufun iptali davasına konu edilebilecek tasarruf işleminin bulunduğunun kabulü hâlinde davanın konusuz kalıp kalmadığı, (IV) Tasarrufun iptali davası için öngörülen şartların oluştuğunun ancak davanın konusuz kaldığının kabulü hâlinde (davanın açıldığı tarihe göre davacının haklı olduğu kanısına varıldığı takdirde) HMK’nın 331 vd. maddeleri uyarınca yargılama giderinin...
İcra Müdürlüğünce hacizlerin kaldırılması taleplerinin reddi kararına gerekçe olarak, tasarrufun iptali davasında verilen kararın kesinleşmemiş olmasının gösterildiğini, söz konusu ret kararının hukuka aykırı olduğunu, tasarrufun iptali davasında verilen kararların icrası için kararın kesinleşmesine gerek olmadığını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 367. maddesinde, uygulanması için kesinleşmesi gerekli olan kararların tek tek sayıldığını, sayılanlar arasında tasarrufun iptali kararlarının yer almadığını, İzmir 10. İcra Müdürlüğü'nün 2016/8099 Esas sayılı dosyasında, borçlu müvekkili T1 malvarlığına İzmir 16....
-Y A R G I T A Y İ L A M I – MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dilekçesiyle davalı borçlu ...'ın alacaklısından mal kaçırmak amacıyla ...,... , 804, 805, 806, 807, 808, 809, 830, 831 parsel nolu taşınmazlar ile ... nolu parselde kayıtlı toplam onaltı adet taşınmazını 8.5.2007 tarihinde davalı ...'e sattığını belirterek, ... adına tapu kayıtlarının iptali ile borçlu ... adına tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı ... vekili, takip konusu senetlerin zorla imzalatıldığını bu konuda savcılık soruşturması ile açtıkları menfi tespit davasının derdest olduğunu, alacağın gerçek olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....