Asliye Ticaret Mahkemesinde (dava tarihi 28.03.2008) menfi tespit davası açtıklarını, açılan davanın 2011/47 E. 2011/144 K. sayılı kararı ile davalının İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2008/6568 E. sayılı icra dosyasına borçlu olmadığı tespit edilerek kabul edildiğini ve kararın Yargıtay onaması üzerine kesinleştiğini, davaya konu çeklerin davalının çalışanı ... tarafından imzalandığını ve TBK’nın 66. maddesi kapsamında sorumlu olduğunu belirterek, açmış oldukları tasarrufun iptali davası, davalı tarafça açılan menfi tespit davası nedeniyle yapmış oldukları masraflar nedeniyle şimdilik 50.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir. Karşı davada davalı ... Sanayi ve Ticaret A.Ş vekili karşı davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, asıl davanın kabulü ile 39.722,54 TL tazminatın Bakırköy 14....
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının Ilgın merkezli bir un fabrikası olduğunu, davacının ise Karapınar'da fırıncılık işiyle uğraştığını, bu nedenle taraflar arasında ticaret ilişkisi olduğunu, davalı şirketin yüklü miktarda un sattığını, ancak ödeme zamanı gelince davacı tarafın tüm mal varlıklarını aynı zaman diliminde elden çıkarttıklarını, bunun üzerine kesinleşmiş icra takiplerine dayalı olarak birden fazla tasarrufun iptali davası açıldığını, iş bu dosyaların karar aşamasına gelince davacı tarafın suç duyuruları, menfi tespit vs gibi davalar açarak bu tasarrufun iptali davalarında bekletici mesele yapılması amacıyla iş bu davasını açtığını, dava dilekçesinde karışıklıklar bulunduğunu, ayrıca eldeki davada davalının borçlu olmadığının tespitinin davacı tarafın ispat yükü olduğunu, davacı aleyhine yapılan icra takiplerinin itirazsız kesinleştiğini, ayrıca taraflar arasında müşterek ve müteselsil borçluluk olduğuna...
(İtirazın İptali,Menfi Tespit ve İstirdat,Tasarrufun İptali ,İflas ve İflasın Ertelenmesi,Sıra Cetveline İtiraz Davaları---- usulüne uygun tebligat olmadığı icra mahkemesinin kararı ile sabit olmakla davacının süresi içerisinde itiraz yaptığı kabul edildiğinden davanın konusuz kaldığı anlaşılmış ve usulsüz tebligata rağmen davanın açılmasına sebebiyet veren davalı taraf yargılama giderlerinden sorumlu tutularak yukarıda yapılan alıntı da göz önüne alınarak davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki yapılan tasarrufun iptali davası yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ... hakkında takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını diğer davalı arkadaşı ... devrettiğini belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin olmadığını, taşınmazın borcun doğmundan önce alındığını, müvekkilinin borçlunun eşinden olan alacakları için takip yaptığını bu nedenle borçlu ile birlikte hareket edildiğinden söz edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kendilerince, davacı T1 aleyhinde İstanbul Anadolu 16.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/436 Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasına konu davanın yargılamanın devam ettiği ve menfi tespit davasının kabulü halinde tasarrufun iptali talebine konu olarak gösterilen İstanbul 4. lcra Müdürlüğü'nün 2012/22409 Esas sayılı dosyasında herhangi bir borcun bulunmadığının Mahkeme kararı ile sübuta ermiş olacağını, sonucunun beklenmemesinin doğru olmadığını, davaya konu taşınmaz hissesinin müvekkil T3 devrinin sağlanmasının, babası Mehmet Sipahi'nin M. İsmet Enç ve M....
Otel'de fiilen çalışmakta olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin talep ve dava haklan saklı kalmak kaydıyla hisse devrine ilişkin tasarrufun kötü niyetli olduğundan İ.İ.K.m 278 vd. maddeleri uyarınca iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili; takibe konu senedin teminat senedi olduğuna dair açılan menfi tespit davasının neticesinin beklenmesini, dava konusu tasarrufun alacaklıya zarar verme kastıyla yapılmadığını, tasarrufun resmî dairelerce belirlenen güncel devir bedeli üzerinden yapıldığını, müvekkilinin kullanmış olduğu krediye karşılık ... 'nın kefalet verdiği ve karşılığında da yaptıkları teminat ve kefalet sözleşmesi gereğince davacı alacaklı şirketin kötü niyetli tutumu sonucunda ticarî olarak zora düşmesi nedeniyle müvekkil üzerindeki hisselerin kendisine devir edilmesini talep ettiğini, devrin zarar verme kastıyla yapılmadığından İ.İ.K 280'deki zarar verme kastının gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddini savunmuştur....
Tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak ise, bu davaların özelliği gereği, İİK 257 maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz kurumu yeterli görülmemiş, İİK.281/2 madde ve fıkrasında daha özel bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemede ihtiyati haciz için aranması gereken bazı koşullar tasarrufun iptali davalarına özgü olarak yumuşatılmış ve İİK 257 ve devamı maddelerinde aranan şartlar 281/2 maddesinde aranmamıştır. Ancak, yaklaşık ispat kuralı burda da geçerli olacak ve mahkeme hakimi bu kurala göre kanaate ulaşıp karar verecektir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece tayin ve takdir olunur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO: KARAR NO: BAŞKAN ÜYE : ÜYE : KATİP : DAVACI VEKİLİ : DAVALI : VEKİLLERİ: DAVA :Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ: KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan menfi tespit dava dosyasının mahkememiz esasının yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilerek yapılıp bitirilen açık yargılaması sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 27/04/2021 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı arasında şifahi olarak meyve ve sebze fide alımı konusunda anlaşma yapıldığını, bu anlaşma uyarınca anlaşılan miktardaki fidenin müvekkiline gönderilmesinin kararlaştırıldığını, yapılan anlaşmaya istinaden müvekkilince davalıya keşidecisinin müvekkili şirket olduğu; 15/11/2018 tarihli 50.000 TL, 15/12/2018 tarihli 100.000 TL, 15/01/2019 tarihli 100.000 TL, 15/02/2019 tarihli 100.000 TL, 15/03/2019 tarihli 100.000 TL, 15/04/2019 tarihli 100.000...
Tasarrufun iptali davalarında alacaklıya alacağını tahsil imkanı sağlanırken, alacaklının alacağının şeklen varlığı değil, gerçekliğinin de amaçlandığının gözardı edilmemesi gerekir somut olayda davalı 3. kişi tarafından, alacağın gerçek bir alacak olmadığı, borçlu ile alacaklı arasında danışıklı işlemler bulunduğu iddia edilmiş ise de bu durumun ispata yarar herhangi bir delil sunulamadığı gibi takip konusu alacağın kesinleşmiş bir alacak olduğu, takibe karşı açılmış bir menfi tespit davası bulunmadığı da ortadadır. Bu durumda alacağın gerçek bir alacak olmadığından söz edilemez....
CEVAP: Davalı vekili; davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığını, davalının dava dışı ..A.Ş nin kullandığı kredilere kefil olduğunu, hesabın 30.04.2015 tarihinde kat edildiğini, borçlular aleyhine Büyükçekmece ... İcra Dairesinin 2015/9946 esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, dava dışı ...şirketi ile davacının “kısmi itiraz”da bulunduğunu, diğer kefillerin ise borcun tamamına itiraz ettiğini, dava dışı ...aleyhine İstanbul Anadolu 7. ATM’nin 2016/435 E. Sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını, davacının kısmi itirazı ile ilgili itirazın iptali davası açmadıklarını, bu nedenle davacının menfi tespit talebinde hukuki yararı olmadığını, çeklerin iade edilmediği iddiasının doğru olmadığını,çeklerin ......