Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 1)Mahkemece davalıların kötü niyetinin kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine ... verildiğine göre davada kendisini vekille temsil ettiren ... lehine avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca nispi oranda hesaplanacak vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. 2)Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece satış işleminde muvazaa bulunmaması nedeniyle davanın reddine ... verilmiş ise de toplanan deliller hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. 6183 sayılı yasanın 28/2 maddesi uyarınca kendi verdiği malın, aktin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağışlama hükmündedir. Anılan madde uyarınca yapılan tasarruflar mutlak surette iptale tabi olup borçludan satın alan 3. kişinin iyi niyetli olup olmaması önem arz etmez....
Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanın tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davanın bedele dönüşmesi halinde bedel üzerinden tazminata hükmedilmesinin mümkün olmaması nedeni ile davacı vekilinin tüm, davalı ...’in borçlunun amcası olması diğer davalıların borçlu ile aynı sektörde çalıştıkları ve birbirlerini tanıdıklarının sabit bulunmasına göre tüm davalıların aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-6183 sayılı Yasa’nın 24.maddesine dayalı olarak açılan davanın kabulü halinde davacı kamu idaresinin iptali edilen tasarrufun meydana geldiği tarihteki kamu alacağı tesbit edilerek bu miktar ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline somut olayda herbir davacının sattıkları araç değeri de dikkate alınarak 03.07.2012 ve 05.07.2012 tarihi itibari ile borçlu hakkında kesinleşen vergi borcunun aslı ve ferilerinin belirlenerek bu miktarlarını...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili ... Gıda Otomotiv İnş. San. Tic. Ltd. Şti'nin müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları ... takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak kanuni temsilcisi ...'in alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptali talep etmiştir. Davalı cevap vermemiştir. Mahkemece davalı ... hakkında takip bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....
Mahkemece, davalı tarafın, satışın gerçek bir satış olduğunu usulünce ispat edemediği, yazılı belge sunamadığı, taşınmazın değeri ve tanık beyanlarının belirttiği fiyat arasında da çelişki olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Sokağında kain, 41/1 pafta, 1382 ada, 72 parselde kayıtlı 13.050,00 m² miktarlı 7 bloklu bahçeli kargir apartmandaki 9/1400 arsa paylı G Blok 1. Giriş Kat 7 Numaralı taşınmazın davalı ... adına olan 1/2 hissesindeki tasarrufun davacı yönünden iptaline, davacıya asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Anılan yasanın 26.maddesinde İİK 284. maddesine paralel biçimde kamu alacağından dolayı açılan tasarrufun iptali davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılması öngörülmüştür....
Mahkemece, dava tarihi itibari ile taşınmazın dava dışı ... adına kayıtlı olduğu, davalıların tapu maliki olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasında amaç borcun doğumundan sonra borçlunun mal kaçırma amacı ile yaptığı tasarrufun iptali ile alacağın tahsili imkanını sağlamak olduğu, somut olayda dava konusu taşınmazın borçlu tarafından 11.11.2009 tarihinde davalı ...’a onun tarafından da dava dışı....’a onun da ...’a satış yaptığı, bu halde davacıdan anılan sahışların davaya dahili sağlanması ......
Somut olaya gelince, davacı idare tarafından 6183 sayılı yasa kapsamında yapılan takipte ödeme emrinin vergi borçlusu limited şirket ortağı davalı borçluya 21.06.2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrinin tebliğinden sonra da mal beyanında bulunmadığı ve takibin kesinleştiği, anlaşılmış olup, mahkemece 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine göre davanın esasına girerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken aciz vesikasının ibraz edilmemesi gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin ve davalı asil ... ‘in sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Dava, SGK prim alacaklarının tahsiline yönelik olarak yapılmış takipler sonucu açılan 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptaline ilişkindir. 5510 sayılı Yasanın 5754 S.K.'nun 52. maddesi ile değişik 88/19 maddesi uyarınca SGK. prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı kanuna göre borçlu hakkında yapılan takipler nedeniyle SGK. tarafından açılan tasarrufun iptali davalarına, alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer (il) iş mahkemesinde bakılması gerekir. Mahkemece, bu davalara bakmakla görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu nazara alınarak re'sen görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Mahkemece davacı vekilinin dava konusu borcun 6111 sayılı Yasa uyarınca ödendiği şeklindeki beyanını içeren 26/04/2011 tarihli dilekçesi ve duruşmadaki beyanı gereğince, davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından yargılama giderleri bakımından temyiz edilmiştir. Dava, SGK prim alacaklarının tahsiline yönelik olarak yapılmış takipler sonucu açılan 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptaline ilişkindir. 5510 sayılı Yasanın 5754 S.K.'nun 52. maddesi ile değişik 88/19 maddesi uyarınca SGK. prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı kanuna göre borçlu hakkında yapılan takipler nedeniyle SGK. tarafından açılan tasarrufun iptali davalarına, alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer (il) iş mahkemesinde bakılması gerekir....
Mahkemece, tüm dosya kapsamından tasarrufun iptali davasının koşullarının oluştuğu, ivazlar arasında fahiş fark olduğu ve danışıklı devir olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6183 sayılı yasaya göre yapılan takipte borçlunun vergi borcunun tahsiline engel olmak için kardeşine yaptığı tasarrufun anılan yasanın 28/1.maddesi gereğince bağış niteliğinde olup iptali gerektiğinden davalı ...’in aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarının kabulü halinde takip konusu alacak ile tasarrufa konu şeyin bedelinden hangisi az ise o değer üzerinden harç alınması gerekir....
Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel sağlık Sigortası Kanunun 88/19 maddesi uyarınca kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Somut olayda davacı kurumun alacağı prim borcundan kaynaklanmaktadır. Bu durumda iş mahkemesi görevli olduğundan mahkemece davanın esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu görevsizlik kararı verilmiş olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 11.1.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....